Sağlıksız beslenme, düzensiz yaşam tarzı ve günümüz insanının kötü alışkanlıkları çoğu zaman sağlık sorunlarına neden olmaktadır. Diyabet, yüksek tansiyon, kardiyovasküler hastalık, akciğer hastalığı ve yediğimiz diyet gibi günlük aktivitelerimizle yakından ilişkili hastalıklardan biridir.
Diğer hastalıklarda olduğu gibi kişinin de belirli bir genetik yatkınlığı varsa; Yanlış beslenme alışkanlıkları ve hareketsiz bir yaşam sonucunda ortaya çıkabilir.
Diyabet geliştirme süreci ani bir zaman aralığında gelişmez. Bu anlamda diyabet öncesi pek çok klinik şikayet ve bulguya neden olmaz; Bununla birlikte, vücut dengesinin bozulmaya başladığı erken bir aşama vardır. Bu dönem halk arasında “gizli şeker” olarak anılır.
Gizli şeker nedir?
Diyabet veya şeker hastalığı, insülin hormonunun kandaki şeker miktarını düzenleyen mekanizmaların bozulması ve buna bağlı doku hasarı sonucu kan şekerinin kontrolsüz bir şekilde yükselmesi durumudur.
İnsülin hormonunun üretimi ve salgılanması ile ilgili mekanizmalardaki bozulmanın altında yatan nedene göre tiplere ayrılır. Buna göre vücuttaki otoimmün reaksiyonlar nedeniyle direkt olarak insülin üretimi bozulduğunda, tip 1 diyabet; Genetik kalıtım, diyet, vücut ağırlığı ve egzersiz gibi faktörler nedeniyle insülin fonksiyonunun bozulduğu durumlarda da Tip 2 diyabetten söz edilmektedir.
Gizli şeker hangi belirtilere neden olur?
Prediyabet veya latent diyabet varlığında genellikle spesifik semptom veya bulgular bulunmaz. Araştırmalara göre, prediyabetli kişilerin sadece %10'unda belirli semptomlar var. Bu nedenle gizli şeker hastalığı tanısı genellikle çeşitli sağlık sorunları için yapılan kan tetkikleri sırasında tesadüfen keşfedilmektedir.
Bununla birlikte, kan şekeri seviyelerine ve ne kadar süre yüksek kaldığına bağlı olarak, diyabet gelişmeden önce bazı belirti veya semptomlar ortaya çıkabilir.
Gizli şeker tedavisi nasıl olur?
Gizli şekeri düzeltmenin amacı, insülini normal işlevine döndürmek. Bu bağlamda insülin direncinin ortaya çıkmasında etkili olan faktörlerin ortadan kaldırılmasına çalışılmaktadır. Bu doğrultuda alınabilecek önlemler şu şekilde sıralanabilir:
Sağlıklı ve dengeli beslenme alışkanlıkları kazandırılmalıdır. Gereksiz ve çok miktarda karbonhidrat içeren gıdalardan kaçınılmalıdır.
Hareketsiz yaşam tarzına son verilmeli, düzenli spor ve egzersiz yapılmalıdır.
Günlük aktivitede artış hedeflenmelidir. Buna göre yürümek veya bisiklete binmek araba kullanmak yerine tercih edilebilir; Üst katlara çıkmak için asansör yerine merdivenleri de kullanabilirsiniz.
Vücudun ideal kiloya ulaşması sağlanmalıdır. Bu anlamda 1825 arası bir vücut kitle indeksi hedeflenmelidir.
Bu anlamda beslenme uzmanları eşliğinde uygun diyet programlarına başlanarak egzersiz planlanabilir.
Sigara ve alkol tüketimi durdurulmalıdır.
Bu önlemlerin dışında, uzman bir tıbbi yargı tarafından gerekli görülmesi halinde kişiye oral hipoglisemik ilaçlar reçete edilebilir. Bu konuda en çok tercih edilen ilaç, hastaların insülin direncini önemli ölçüde azaltan, kan şekerini önemli ölçüde artıran ve kilo vermeye yardımcı olan metformindir.