Esin ve kuvvet kaynağı
Memleket ve millet hizmetlerinde baş olmak isteyenlerin ilham kaynağı, milletin gerçek duygulan ve emelleridir.Bizim anılmaya değer bir hareketimiz varsa, o da milletin
duygu ve eğilimlerinde varlığına değinmeye çalışmaktan ibarettir. Her türlü başarı sırrının, her çeşit kuvvetin, gücün gerçek kaynağının, milletin kendisi olduğuna inancımız tamdır.
1925 (M.E.İ.S.D.I, s. 26)
1924 yılında Samsun Ticaret Mektebi’nde öğretmenler tarafından şereflerine verilen çayda yaptığı konuşmadan :
Söz söyleyen arkadaşlarımızdan biri bana, nereden ilham ve kuvvet aldığımı sordu. Arkadaşlarımızın sorduğu ilham ve kuvvet kaynağı, milletin kendisidir. Milletin ortak eğilimi, umumî fikri olduğunu inkâr edenler de vardır. Bu gibileri hepiniz çok işitmişsinizdir. Bu gibiler memleket ve milletle ilgisiz, dalgın insanlardır. Memleketimizin ve milletimizin başına gelmiş olan bunca felâketler hiç şüphe etmemelidir ki, bu dalgın insanların memleketin talihini ve iradesini ellerinde tutmuş olmalarından ileri gelmiştir.
Bir topluluğun kesinlikle ortak bir fikri vardır. Eğer bu, her zaman dile getirilemiyor ve belirtilemiyorsa onun yokluğuna karar verilmemelidir. O, yapılan işlerde kesin olarak vardır. Varlığımızı, bağımsızlığımızı kurtaran bütün işler ve hareketler, milletin ortak fikrinin, arzusunun, kararının yüksek belirtisinden başka bir şey değildir.
1924 (Atatürk’ün M.A.D., s. 2122)
Biz, ilhamlarımızı, gökten ve görünmez âlemden değil, doğrudan doğruya yaşamdan almış bulunuyoruz. Bizim yolumuzu çizen, içinde yaşadığımız yurt, bağrından çıktığımız Türk milleti ve bir de milletler tarihinin bin bir felâket ve elem kaydeden yapraklarından çıkardığımız sonuçlardır.
1937 (Atatürk’ün S.D.l, s. 389)
Milletin eğilimlerini sezebilme
Ben, ne düşündüklerinizi bilen, ne duyduklarınızı duyan, ne dertleriniz olduğunu anlayan bir arkadaşınız, bir kardeşiniz olmakla övünmekteyim. Bildiğim, duyduğum, anladığım bu şeylerin esası sizlerde, büyük kalplerinizde var olan cevherdir. Bu değerli cevherdir ki, bu milleti kazadan belâdan, yok olmanın felâketinden kurtardı ve milletin en kuvvetli dayanak temeli oldu. Sizler için, memleket için, her taraftan çiğnenen vatanı kurtarmak için, diğer arkadaşlarla
hizmete atılmaklığım, bana başarımıza güvenmek cesaretini veren, hep sizlerin kalp ve vicdanlarınızdaki duygulan bilmemdendi.
1923 (Atatürk’ün S.D.II, s. 130)
Milletin takdir duygusu
Bu millet, gerçek eğilimine ters düşünceye sapanlara ilgi göstermemektedir. Bununla bugün çok övünüyorum. Bundaki yerindeliğin sırrını açıklamak için derhal söylemeliyim ki, bizim ilham kaynağımız doğrudan doğruya büyük Türk milletinin vicdanı olmuştur ve daima olacaktır. Bütün sıcaklığı, verimi, kuvveti millî vicdandan aldıkça, bütün girişimlerimizde milletin sağduyusunu rehber saydıkça şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da milleti doğru hedeflere eriştireceğimize imanımız tamdır.
1925 (Atatürk’ün S.D.II, S. 214)
Giriştiğiniz büyük işlerde, milletimizin yüksek yetenek ve yüksek sağduyusu başlıca rehberimiz ve başarı kaynağımız olmuştur. Bilerek veya bilmeyerek, isteyerek veya istemeyerek kendisine zarar verenlere karşı kırgınlığı derin olan milletimizin, kendi uğrunda esaslı ve hayırlı çalışma gösterenlere karşı da sonsuz bağlılığı ve değerbilirliği söz götürmez. Bu büyük millet, arzu ve yeteneğinin yöneldiği doğrultuları görmeye çalışan ve görebilen evlâdını daima takdir etmiş ve korumuştur. 1926 (Atatürk’ün s.D.1, s. 337)
Milletin sevgisini kazanma
Kendinize ait bir buluşun başkaları tarafından kullanılmasından ve mutlu sonuçların isminize değil, bağlı olduğunuz topluma ve millete mal edilmesinden endişeniz olmasın; millet bunun kadrini bilir. Millet sevgisi kadar büyük ödül yoktur. Bağımsızlık Savaşı’nda benim de milletime ettiğim birtakım hizmetler olmuştur, zannederim. Fakat, bunlardan hiçbirini kendime mal etmedim; yapılanın hepsi milletin eseridir, dedim. Aranacak olursa, doğrusu da budur. Geçmişte sayısız uygarlık kurmuş bir ırkın ve milletin çocukları olduğumuzu kanıtlamak için, yapmamız gereken şeylerin hepsini yaptığımızı ileri süremeyiz; bugüne ve yarına bırakılmış daha birçok büyük işlerimiz vardır. Bilimsel çalışmalar da bunlar arasındadır. Beni seven arkadaşlarıma tavsiyem şudur: Kendiniz için değil, fakat bağlı olduğunuz millet için elbirliği ile çalışalım; çalışmaların en yükseği budur!
(Muzaffer Göker, TTK. Belleten, Cilt: 3, Sayı: 10, 1939, s. 388)
Memleketimizde, gidebildiğim her yerde, uğradığım her beldede saygıdeğer halkımızın çok samimî, çok sıcak, çok kalpten gösterilerini, büyük ruhlu milletimizin her yerde sevgi, güven ve itimadını görmekle mutlu ve bahtiyarım. Fakat, milletimin bu sevgisine, bu güven ve itimadına yeterlik kazandığımı iddia edemem. Bu güven ve itimada, ancak bundan sonra da tarihe, millete, vatanıma karşı üzerime düşen namus görevini en son sınıra kadar yapmakla lâyık olmaya gayret edeceğim. 1923 (Atatürk’ün S.D.1I, s. 134)
Milletimizi, şimdiye kadar söylediğim sözlerle ve hareketlerimle aldatmamış olmakla övünç duyuyorum. "Yapacağım! Yapacağız! Yapabiliriz!" dediğim zaman onların ger
çekten yapılabileceğine inanmıştım. Nitekim Sakarya Savaşı başlamadan evvel "Düşmanı memleketimiz içinde boğacağız!" demiştim. Bana, bazı önemli sayılan yerlerden başvurular yapılarak "Milleti boş yere kırdırmayınız!" demişler; Romenlerden, Bulgarlardan, Yunanlılardan söz ederek kurtuluşumuzu geleceğe bırakmanın uygun olacağını söylemişlerdi. Fakat milletin yeteneğini, imanını göz önüne alarak onlara "Hayır, yapacağız!" demiştim. Şimdi de milleti bolluğa ve rahata, ilerlemeye, memleketi mutluluğa yöneltmek için var olan yeteneğimizi göz önüne alarak "Bunu da yapacağız!" diyorum. 1923 (Atatürk’ün S.D.U, s. 70)
Türk milletinin yeteneği ve kararlılığı
Hiçbir sözümde milletime karşı geri alma durumunda kalmadım. Onları söylerken bir hayal peşinde koşan gibi, hayal şakıyan bir şair gibi değil, onları söylemekliğim bu milletteki yetenek unsurlarını bilmekliğimden idi.
1923 (Atatürk’ün S.D.II, s. 123)
Türk milleti kahramanlıkta olduğu kadar yetenek ve yeterlikte de bütün milletlerden üstündür.
(Yusuf Ziya Özer, T.T.K. Belleten, Cilt: 3, Sayı: 10, 1939, s. 287)
Türk kuvvet ve zekâsının yenmediği ve yenemeyeceği güçlük yoktur.
1931 (Hakimiyeti Milliye gazetesi, 13. 12. 1931)
Arkadaşlarından birinin, "Allah sana çok ömürler versin; yoksa vah bu milletin haline!" demesi üzerine verdiği cevap:
Millete güven ve saygı
– Bu sözünüz beni çok üzdü! Düşmanlarımız da böyle söylüyor, onlar da "Ölsün de kurduğu eser yok olsun!" demiyorlar mı? Ve bunu beklemiyorlar mı? Niçin böyle düşünüyorsunuz? Her şeyi niçin bana mal etmek istiyorsunuz? Ben bir eser meydana getirdimse milletimin güç ve kuvvetine ve ondan aldığım ilhama dayanarak yaptım. Sizleri konuşturdum, sizleri koşturdum, yaptım!
(Kılıç Ali, Atatürk’ün Hususiyetleri, 1955, s. 118)
Önemli bir görevin yapılışında benden evvel işe girişen, millet olmuştur. Benim şu veya bu sebeple ertelediğim önemli görevi millet bana hatırlatmış ve yaptırmıştır. Bunu, milletin ortak ruhundaki yükseklik ve erginliğe parlak bir örnek olarak anmalıyım.
1925 (Mustafa Selim İmece, Atatürk’ün Ş.D.K. ve İ. S., s.44)
Halkımız yüksek bilinçlidir, her türlü ilerlemeye yetenekli ve lâyıktır, özverilidir, saygıya değerdir.
1924 (Atatürk’ün S.D.1I, s. 191)
Benim için en büyük korunma noktası ve bağışlanma kaynağı, milletimin gönlüdür.
1919 (Reşit Paşa’nın Hatıraları, s. 86)
Büyük olayları, yapılan işleri bir bireye mal etmek, milletin hakkına saygısızlık ifade eden bir görüş şekli olur.
(Kılıç Ali, Atatürk’ün Hususiyetleri, 1955, s. 51)
Bu millet, kılı kıpırdamadan dava uğruna ve benim uğruma, canını vermeye hazır olmasaydı ben, hiçbir şey yapamazdım.
(Behçet Kemal Çağlar, Yücel Mec, Cilt: XIII, Sayı: 78, 1941, s. 268)
Ben, bin bir güçlük karşısında yılacak bir insan olsa idim büyük işlerin rehberliğinde, milletim beni yaya bırakırdı. Milletimin iyi niyetine daima gönül borçluyum.
(Afetinan, Atatürk Hakkında H.B. s.21)