Gençler! Vatanın bütün ümidi ve geleceği size, genç kuşakların anlayış ve enerjisine bağlanmıştır.
1919 (Mazhar Müfit Kansu, E.Ö.K. Atatürk’le beraber, Cilt: I, s. 248)
Başımıza neler örülmek istenildiği ve nasıl karşı koyduğumuz ve daha doğrusu milletin arzu ve emellerine uyarak ve onun yardımıyla nasıl çalıştığımız görülmeli ve gelecek kuşaklar için ibret ve uyanıklığı gerektirmelidir. Zaten herşey unutulur. Fakat biz her şeyi gençliğe bırakacağız. O gençlik ki hiçbir şeyi unutmayacaktır; geleceğin ışık saçan çiçekleri onlardır. Bütün umudum gençliktedir!
1919 (Mazhar Müfit Kansu, E.Ö.K. Atatürk’le beraber,Cilt: II, s. 471472)
Her şeye rağmen kesinlikle bir aydınlığa doğru yürümekteyiz. Bende bu imam yaşatan kuvvet, yalnız aziz memleket ve milletim hakkındaki sonsuz sevgim değil, bugünün karanlıkları, ahlâksızlıkları, şarlatanlıkları içinde sırf vatan ve gerçek aşkıyla ışık serpmeye ve aramaya çalışan bir gençlik gördüğümdür.
1918 (Ruşen Eşref Onaydın, Atatürk’ü Özleyiş, s.17)
Gençler için vatanî işlerde ölmek söz konusu olabilir;fakat korkmak, asla!
1919 (Reşit Paşa’nın Hatıraları, s. 127)
Gençler! Cesaretimizi kuvvetlendiren ve devam ettiren sizsiniz. Siz, almakta olduğunuz eğitim ve kültür ile insanlık meziyetinin, vatan sevgisinin, fikir özgürlüğünün en değerli simgesi olacaksınız. Ey yükselen yeni kuşak! Gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk; onu yükseltecek ve devam ettirecek sizsiniz!
1924 (Atatürk’ün S.D.II, s.182)
Bu memleketin gençliği, hakkımda pek büyük sevgi gösterdi. Bu kadar lâyık olduğumu bilmiyordum. Arkadaşlar! Bu memleketi ve bu milleti yüzyıllardan beri berbat edenler çoktan ölmüştür. Bütün gençlik, buna iman etmelidir. Bizim kanımız akmadıkça bunlar bir daha geri gelmeyecektir. 1924 (1933 "Cumhuriyetin Onuncu Yıldönümü",Giresun Halkevi Neşriyatı, 1933)
Bu kadar kuvvetli ve zinde bir gençlik içinde kendimi gördüğümden dolayı mutluyum.
1924 (1933 "Cumhuriyetin Onuncu Yıldönümü", Giresun Halkevi Neşriyatı, 1933)
Milletin değerli ve seçkin gençleriyle konuşmak benim İçin mutluluktur.
1930 (Vakit gazetesi, 11. 11. 1930)
Milletin bağrından temiz bir kuşak yetişiyor. Bu eseri ona bırakacağım ve gözüm arkamda kalmayacak!
1923 (Ercüment Ekrem Talû Tasvir gazetesi 10. 11. 1946)
Asla şüphe yoktur ki cumhuriyetin gelecek evlâtları, bizden daha çok bolluğa ve rahata kavuşmuş ve mutlu olacaklardır.
1927 (Atatürk’ün TTB.IV, s. 535)
Türk gençliğinin birinci görevi
Bugün ulaştığımız sonuç, yüzyıllardan beri çekilen millî felâketlerin doğurduğu uyanıklığın ve bu aziz vatanın her köşesini sulayan kanların karşılığıdır. Bu sonucu, Türk gençliğine emanet ediyorum.
Ey Türk gençliği! Birinci görevin, Türk bağımsızlığını, Türk Cumhuriyeti’ni, sonsuza dek korumak ve savunmaktır. Varlığının ve geleceğinin biricik temeli budur. Bu temel, senin en değerli hazinendir. Gelecekte de, seni, bu hazineden mahrum etmek isteyecek, iç ve dış, düşmanların olacaktır. Bir gün, bağımsızlık ve cumhuriyeti savunma zorunluğuna düşersen, göreve atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şartlarını düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şartlar, çok elverişsiz bir nitelikte belirebilir. Bağımsızlık ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada benzeri görülmemiş bir galibiyetin temsilcisi olabilirler. Zorla ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şartlardan daha acıklı ve daha korkunç olmak üzere, memleketin içinde, iktidara sahip olanlar dalgınlık ve doğru yoldan ayrılma ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri kişisel çıkarlarını, memleketi ele geçirenlerin siyasî emelleriyle birleştirebilirler. Millet, fakirlik ve yoksulluk içinde harap ve bitkin düşmüş olabilir.
Ey Türk geleceğinin evlâdı! İşte, bu durum ve şartlar içinde de görevin; Türk bağımsızlık ve cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki soylu kanda, mevcuttur!
1927 (Nutuk II, s.897898)
Gençler ve yüksek ülkü
Siz, genç arkadaşlar, yorulmadan beni izlemeye söz vermişsiniz. İşte ben, özellikle bu sözden çok duygulandım. Yorulmadan beni izleyeceğinizi söylüyorsunuz. Fakat arkadaşlar, yorulmadan ne demek? Yorulmamak olur mu? Elbette yorulacaksınız. Benim sizden istediğim şey yorulmamak değil, yorulduğunuz zaman da durmadan yürümek, yorulduğunuz dakikada da dinlenmeden beni izlemektir. Yorgunluk her insan, her yaratık için doğal bir haldir. Fakat insanda yorgunluğu yenebilecek manevî bir kuvvet vardır ki işte bu kuvvet, yorulanları dinlendirmeden yürütür.
Sizler, yeni Türkiye’nin geç evlâtları, yorulsanız da beni izleyeceksiniz. Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler asla ve asla yorulmazlar. Türk gençliği amaca, bizim yüksek ülkümüze durmadan, yorulmadan yürüyecektir.
1937 (Cumhuriyet gazetesi 1.4.1937)
Yeni Türkiye Devleti bütün Türklük karakterlerini, yani onun dinç, kararlı, erdemli etkinliklerini kendisinde toplamıştır. Gençler! Biz size geçmişten, geçmişin hurafelerinden, geçmişin olaylarından uzak bir yeni doğmuş çocuk çıkardık. Olaylardan, olayların zorunluğundan çıkan bu çocuk, sizin pek değerli katılımınızla, aydın yardımınızla çıktı. Bu çocuğu büyütüp yükseltmek bizlerden sizlere yönelir. Bu görevde başarılı olacağınıza, gördüğüm kanıtlar sayesinde pek çok kuvvetlerle iman edenlerdenim.
1923 (Atatürk’ün S.D.II, s.133)
Gençler! Benim gelecekteki emellerimi gerçekleştirmeyi üstlenen gençler! Bir gün bu memleketi sizin gibi beni anlamış bir gençliğe bırakacağımdan dolayı çok memnun ve mesudum. Buna gerçekten sevinmekteyim. Fakat beraber yaşadığımız sürece benim hedefime yürümenizi hepinizden istemek, geçerli bir hakkım olarak tanınmalıdır.
1937 (Babalık gazetesi, 6.4.1937; Trakya Dergisi, Sayı: 9, 1937, s. 6)
Gençler ve milletin yükselmesi
Sayın gençler, yaşam mücadeleden ibarettir. Bundan dolayı yaşamda yalnız iki şey vardır. Galip olmak, mağlup olmak. Size, Türk gençliğine terk edip bıraktığımız vicdanî
emanet, yalnız ve daima galip olmaktır ve eminim daima galip olacaksınız. Milletin yükselme gerek ve şartları için yapılacak şeylerde, atılacak adımlarda kesinlikle tereddüt etmeyin. Milleti,o yükselme aşamasına götürmek için, dikilecek engelleri hep birlikte önleyeceğiz. Bunun için beyinlerinize, sezişlerinize, bilginize, gerekirse bileklerinize,pazılarınıza, bacaklarınıza başvuracak, fakat sonuçta ne olursa olsun kesinlikle o amaca varacağız. Bu millet, sizin
gibi evlâtlarıyla lâyık olduğu olgunluk derecesini bulacaktır.
1923 (Atatürk’ün S.D.II, s. 133)
Şeyh Sait isyanından sonra bir "Aydınlatma Kurulu" oluşturarak Anadolu’yu dolaşmaya karar veren İstanbul Üniversitesi Talebe Birliği’nin telgrafına cevabı :
Kurulunuzun oluşmasını memnuniyetle karşıladım. Memleketin aydın gençliğinin bağnazlık ve gericiliğe karşı mücadelesindeki yüksek görevini idrak ile girişim alanına geçmesi, takdire değerdir. Düzenleyeceğiniz kurulların memleket içinde seyahati, en büyük bilim ocağına, memleketimizi yakından inceleme fırsatını da vereceğinden ayrıca faydalıdır.
1925 (Atatürk’ün S.D.V..S.154)
Benim anladığım gençlik, bu devrimin fikirlerini ve ideolojisini benimseyip gelecek kuşaklara götürecek kimselerdir. Benim gözümde yirmi yaşında bir yobaz ihtiyardır, yetmiş yaşında bir idealist de güçlü bir gençtir.
(Niyazi Ahmet Banoğlu, Atatürk’ün İdeolojisi, Bayram gazetesi, 14. 11. 1978)
Gençliğin yetiştirilmesi
Gençliği yetiştiriniz. Onlara bilim ve kültürün olumlu fikirlerini veriniz. Geleceğin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız. Özgür fikirler uygulamaya geçtiği zaman, Türk milleti yükselecektir. (Afetinan, Atatürk’ün B.N.M., s.37)
Gençliği kesinlikle ülkü sahibi ve memleketle ilgili olarak yetiştirmek, herkesin, hepimizin, her devlet adamının başta gelen görevidir.
(Kılıç Ali, Atatürk’ün Hususiyetleri, 1955, s. 62)
Çocuklarımıza ve gençlerimize vereceğimiz öğrenimin sınırı ne olursa olsun, onlara esaslı olarak şunları öğreteceğiz: 1 Milliyetine, 2 Türkiye Devleti’ne, 3 Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne düşman olanlarla mücadele gereği. Bireyleri bu mücadele gerekleri ve araçlarıyla donanmayan milletler için yaşama hakkı yoktur. Mücadele, mücadele gerekir.
1922 (M.E.İ.S.D.1, s. 9)
Gelecek için hazırlanan vatan evlâdına, hiçbir güçlük karşısında baş eğmeyerek tam sabır ve dayanma ile çalışmalarını ve öğrenimdeki çocuklarımızın anne ve babalarına da yavrularının öğrenimlerinin tamamlanması için her özveriyi göze almaktan çekinmemelerini tavsiye ederim. Büyük tehlikeler önünde uyanan milletlerin, ne kadar kararlı olduklarını tarih doğrulamaktadır. Silahıyla olduğu gibi kafasıyla da mücadele zorunluğunda olan milletimizin, birincisinde gösterdiği gücü ikincisinde de göstereceğine asla şüphem yoktur.
1921 (Atatürk’ün M.A.D., s. 45)
Yabancı unsurlarla mücadele gereği
1933 Razgrad olayını protesto amacıyla yapılan gençlik gösterisinin izin alınmadan yapılması sebebiyle kovuşturmaya geçilmesi üzerine, izinsiz gösteriyle ilgileri olmadığını bildiren Türk Talebe Birliği Kongresi daimî delegelerine cevap telgrafı :
Gençliğin çalışkan, duyarlı ve milliyetçi yetişmesi esas dileklerimizdendir. Gençlik, her türlü faaliyetlerinde cumhuriyet yasalarına ve cumhuriyet kuvvetlerinin usul ve kurallarına uymaya da dikkatli olmalıdır. Cumhuriyet Hükûmeti’nin millî sorunlarda görevini bilir olduğuna ve yasaların ve adlî kuvvetlerin adaletine inanınız.
1933 (Cumhuriyet gazetesi, 28. 4. 1933)
Çocuklarımız ve gençlerimiz yetiştirilirken onlara özellikle varlığı ile, hakkı ile, birliği ile çelişen bütün yabancı unsurlarla mücadele gereği ve millî düşünceleri tam bir imanla her karşı fikre karşılık olarak şiddetle ve özverili olarak savunma zorunluğu aşılanmalıdır. Yeni kuşağın bütün ruhsal kuvvetlerine bu özellik ve yeteneğin verilmesi önemlidir. Sürekli ve müthiş bir savaş şeklinde beliren milletler yaşamının felsefesi, bağımsız ve mutlu kalmak isteyen her millet için bu yüksek özellikleri şiddetle istemektedir.
Yeni kuşağın taşıyacağı manevî özellikler yanında kuvvetli bir erdem aşkı ve kuvvetli bir düzen ve disiplin fikrinden de söz etmek zorunluğundayım.
1921 (Atatürk’ün MA.D., s. 4)