Gazeteci Aydın Cingöz, Riyad krizine ilişkin çarpıcı bilgiler verdi. Sürecin nasıl maçın ertelenmesine neden olacak şekilde yürütüldüğünü aktaran Cingöz, sosyal medyadaki bilgi kirliliğine de dikkat çekti


Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad'da Galatasaray ve Fenerbahçe arasında oynanması planlanan Süper Kupa futbol karşılaşmasının ileri bir tarihe ertelenmesi fiyaskosunun arkasında Türkiye Futbol Federasyonu (TFF)’nun hatalı kararı çıktı.

Aydınlık’a konuşan Gazeteci Aydın Cingöz, TFF’nin, kulüplerin maça pankartlarla çıkma talebini Suudi yetkililere ilettiğini, talebe maçtan 4 gün önce, 26 Aralık Salı günü ret yanıtı gelmesine rağmen TFF’nin kararı Galatasaray ve Fenerbahçe’ye bildirmediğini söyledi. Olayın söz konusu noktaya gelmesinin en önemli nedeninin bu olduğunu kaydeden Cingöz, yaşananların sosyal medyada başka bir millete karşı düşmanlığa dönüşmesine de tepki gösterdi. Cingöz, “Atatürk bizim en büyük hassasiyetimiz ama başka bir milleti de aşağılama hakkı kimseye verilemez.” dedi. Aydın Cingöz, şu bilgileri aktardı:

EN BAŞINDAN BİLİYORDU

“TFF, Suudi Arabistan yetkililerine ‘Takımlarımız pankartla çıkmak istiyor.’ diyor. Suudi Arabistan yetkilileri de geçen hafta salı günü takımların pankartla çıkamayacaklarına dair bilgilendirmeyi TFF’ye yapıyor ama Federasyon Başkanı Mehmet Büyükekşi bu bilgilendirmeyi kulüplere vermiyor ve kulüpleri bu bilgiden habersiz Riyad’a getiriyor.

HER ŞEY BÖYLE BAŞLADI

“Yani 2 kulüp de pankart açacağız diye gidiyorlar ama Suudi yetkililer bu izni vermiyorlar. Hatta ‘buraya pankartları getirirseniz el koyarız’ diyorlar. Maçın oynanacağı sabah soyunma odasına takımların malzemeleri, pankartları getirdiğinde Suudi yetkililer ve arama yapıp pankartları alıyorlar. Olayın krize dönüşmesi böyle başlıyor. Mehmet Büyükekşi en başından böyle bir durumun doğabileceği ile ilgili bilgi vermiş olsa belki de olaylar hiç buraya gelmeyecekti. En azından bu bilgilendirmeyle konuşup anlaşıp gidecekler ya da sorunu buradayken çözeceklerdi. Ama anladığım kadarıyla burada, ben bunu çözemem şimdi bu maçı da oynatamazsam yüzüme gözüme bulaştırırım endişesiyle oraya takımlar götürülüyor. ‘Nasıl olsa oraya gitmişken baskı olur, gündem olur, öyle olur, böyle olur, maçı oynarız’ diyorlar.

‘AFFEDİLİR BİR ŞEY DEĞİL’

“Sen gelen yazıyı kulüplere bilgi olarak aktarmıyorsun; kulüpleri bundan habersiz olarak götürüyorsun. Sonrasında kriz orada patlıyor. TFF’nin hatalı kararı olayları bu noktaya getirdi. Bu bile affedilir bir şey değil. Yani balık baştan kokuyor. Oradaki o plansızlık, işgüzarlık iki ülkeyi bu noktaya getirdi. Arkasından da işte zaten Suudi Arabistan konusunda uzun süredir daha maç oynanmadan, bir rahatsızlık vardı. Bunu fırsat bilenler de bir kamuoyu yarattı. Durum bu noktaya geldi.”

“Takımların pankartla maça çıkmalarına izin verilmediğinin ortaya çıkmasından sonra maça çıkalım mı, çıkmayalım mı tartışması içerisinde, sosyal medya üzerinden bir sürü yalan yanlış bilgilerle Suudi Arabistan’a karşı bir kışkırtma gerçekleştirildi.

‘YALAN YAZIYOR VE HALA SİLMİYOR’

Sosyal medyadaki bilgi kirliliğine değinen Cingöz, “Bu ortamın en büyük problemlerden biri de insanların gördüğünü gerçek sanması ve bu viral olarak devam ediyor. Tabii gerçekler de sonra ortaya çıkıyor. Açık ve net söylüyorum, Uğur Dündar yalan bilgi yazıyor ve hala silmiyor. Herhalde Uğur Dündar, Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu Başkanı olarak bir kahramanlık yapmaya çalışıyor. Bu dezenformasyonu yaygınlaştıranlardan bir tanesi Dündar. Ben o gün izledim Uğur Dündar’ı, sosyal medyada ne yazılıyorsa sanki kendi bilgisiymiş, Ali Koç’la konuşmuş gibi aktardı. Şimdi Uğur Dündar’a sormak lazım. O gün Suudilerin, İstiklal Marşı’nın okutulmasına karşı çıkıldığına dair belgeyi ortaya koyun. Koyamıyorsanız niye yazdın bunu? Bakın bu Cumhuriyet hepimizin ama burada ciddi bir provokasyon vardı.

“Ben o geceki çıkışları da izledim. Bu krize yani ateşe benzinle gidenler oldu. Tabii ki Atatürk bizim en büyük hassasiyetimiz. Cumhuriyet bizim. Kimseyi ayrıştırmıyoruz. Ama başka bir milleti de aşağılama hakkı kimseye verilemez, verilmiyor.”

Aydınlık