Paris’deki Pasteur Enstitüsü’ndeki Fransız bilim adamları, Fransa’daki koronavirüs salgınının Çin’in ihraç ettiği vakalardan değil, bilinmeyen bir kaynağın yerel olarak sirküle halde yayılmasından kaynaklandığını söylediler.
Genetik analiz gösterdi ki, Fransa’daki viral suşların/grupların baskın türlerinin ait olduğu organizma, Çin’den veya İtalya’dan değil, Avrupa’daki en erken yayılım noktasından geliyor.
Dr Sylvie van der Werf ve Etienne SimonLoriere başkanlığında, bioRxiv.org internet sitesinde yayımlanan makalede araştırmacılar, “Fransız salgını çoğunlukla bu organizmanın bir veya birkaç çeşidinden beslendi … Virüsün Fransa’da Şubat ayında sessizce sirküle olduğu sonucunu çıkarabiliriz.” şeklinde açıklamada bulundular.
COVID19 pandemisi Fransa’da 128 bin insandan fazlasını enfekte etti, 23 binden fazla ölüme sebep oldu.
Fransa, virüsü, Avrupa’daki diğer ülkelerden daha önce, Ocak ayının sonlarında tespit etti. Çin’in Hubei eyaletini de içerecek şekilde seyahat geçmişi olan birkaç hastadan 24 Ocak’ta numuneler alındı ve testleri pozitif çıktı.
Fransız hükümeti hızlı ve kararlı bir şekilde, enfekte olmuş hastaların temaslarını izlemek ve olası ileri enfeksiyonların önüne geçmek için önlemler aldı.
Bununla birlikte araştırmacılar, bu suşların ilk ithal vakalardan sonra test edilen hastalarda ortaya çıkmamasının, Fransa’daki ilk COVID19 vakalarının karantinaya alınmasının yerel yayılımı engellediğini desteklediğini söylüyorlar.
Pasteur Enstitüsü tüm Fransa’da farklı 90 hastadan numune topladı ve tüm suşların tek bir gen hattından geldiğini buldu. Bu eşsiz mutasyon yolunu izleyen suşlar yalnızca Avrupa ve Amerika’da tespit edildi.
EN ERKEN NUMUNENİN HİÇBİR YURT DIŞI İRTİBATI YOK
Fransa’da bulunan organizmanın en erken numunesi 19 Şubat’ta, hiçbir seyahatten dönen kimseyle irtibat kurmamış ve seyahate çıkmamış bir kişide tespit edildi.
Birkaç hasta yakın zamanda diğer Avrupa ülkelerine, Birleşik Arap Emirliklerine, Madagaskar’a ve Mısır’a seyahat etti fakat hastalığı bu yerlerden kaptıklarına dair doğrudan bir kanıt yoktu.
Araştırmacıları hayrete uğratan olay, sonradan toplanan birkaç suşların genetik olarak bu gruptaki ilk örneklerden daha eski yada ata köklerine daha yakın olması oldu.
Yazarlara göre yerel yayılma bir süredir sağlık otoriteleri tarafından tespit edilmeden görünüyordu.
Fransız hükümeti yayılmayı tespit etmeyi kaçırmış olabilirdi. Araştırmacılara göre, bu hastaların büyük çoğunluğunda ya yumuşak semptomlar yada hiç biri görülmemiş olabilirdi.
Araştırmacılar daha sonra Cezayir’de örneklenen üç dizinin Fransa’dakilerle yakından ilişkili olduklarını buldu ve bu da Fransa’dan seyahate çıkanların Afrika ülkelerine virüsü taşımış ve oradaki salgına sebep olmuş olma ihtimalini destekledi.
Texas A&M Üniversitesi Biyoloji bölümü başkanı Profesör Benjamin Neuman, Fransız suşlarının, Çin’in orijinal suşlarıyla en yakından ilişkili bazı dizilerin kümelendiği Belçika’dan gelmiş olabileceğini söyledi; “Bu makalenin iddia ettiği gibi, koronavirüsün en eski suşlarının Belçika ile ilişkili olduğu görüldüğünden bu yana, virüsün Belçika’dan İtalya ve Fransa’ya aynı anda yayılmış olabileceği fikri akla daha yatkın geliyor.”
Çin ve yerel salgının doğrudan bir bağlantısı olduğu resmileşmeyen, sayıları artan ülkeler ve bölgeler arasında Fransa sonuncu sırada.Örneğin, birkaç çalışmaya göre, Rusya ve Avustralya’daki baskın suşlar sırasıyla Avrupa ve Amerika’dan geldi.
Bu bulgular, ülke içi öfkeyi kontrol etme amaçlı olarak, Çin’i suçlamaya yönlendirme niyetinde olan politikacıların ateşini söndürdü.
Amerikan başkanı Donald Trump, Amerika’daki iki ayrı ekibin, New York’u harap eden türlerin Avrupa’dan geldiğini bulduktan sonra sosyal medyaya saldırdı.
Bulgular aynı zamanda koronavirüs salgınının kaynağının izlerini bulmaya çalışan hükümetlerin karşılaştığı zorlukların altını çiziyor.
HİNDİSTAN’DAKİ VAKALARIN KAYNAĞI BÜYÜK ORANDA ÇİN DIŞI
Az gelişmiş ülkeler türlerin nereden geldiklerini, yetersiz test etme olanağı ve dizileme teknoloji kapasitesine sahip olmadığı için hiç bilemeyebilirler.
Örneğin Hindistan, büyük nüfusuna oranla oldukça az bir sayı olarak, 40 ‘dan az sayıda numunenin genetik dizilimini kamuya açabildi.
Yakın zamanda yapılan araştırmaya göre, 35 erken vakada örneklenen suşların, sadece birkaçı Çin’den olmak üzere, çoğu İtalya ve İran’da izleri görülebilecek organizmadan geliyordu. Fakat araştırmacılar izlerin daha ötesini veri eksikliğinden dolayı takip edemediler.
Çalışmada görev alan bir bilim adamı olan Dr. Mukesh Thakur, Hindistan’daki salgının kaynağının Çin olduğunu söylemek için, ellerindeki numunelerin kısıtlı olması sebebiyle henüz erken olduğunu söyledi. Thakur, yerel medyanın raporuna göre, Hindistan hükümetinin, Wuhan’dan ithal edilen üç olumlu vakayla bağlantı olasılığına karşın 3500 kişiyi karantinaya aldığını söyledi.
Amerika Ulusal Sağlık Enstitüsü yöneticisi olan Francis Collins ‘in de içinde olduğu bazı öne çıkan bilim adamları, virüsün salgın olarak tespit edilmeden, yıllardır hatta belki on yıllardır insanlar arasında yayılıyor olabileceğini belirtti.
GEÇEN YIL EYLÜL AYINDA İLK SALGIN GERÇEKLEŞMİŞ OLABİLİR
Böylece virüs insan vücuduna iyi bir şekilde uyum sağladı. Konakçı hücrelere bağlanmasını düzenleyen bazı genler HIV ve Ebola gibi diğer bulaşıcı insan virüslerinde bulunanlara benzer, hatta aynıydı.
Bazı tahminlere göre, SarsCoV2 ‘nin atası, COVID19 hastalığına sebebiyet veren virüs, yarasaları 5070 yıl arası bir süre önce terketti. Oxford Üniversitesi’ndeki genetik ekibi tarafından yapılan bir çalışma, mevcut pandeminin ilk salgınının geçen yıl Eylül ayında meydana gelmiş olabileceğini tahmin etti. Çin ve Asya’da sirküle olan baskın türlerin genetik olarak Amerika Birleşik Devletleri’ndeki bazı popüler türlerden daha genç olduğunu buldular.
*Suş: Bir bakteri veya virüsün farklı alt türlerinin, aralarında genetik farklılıklar bulunan grupları
Veryansintv.com
Çeviren: İlke Birsen
