Çakıroğlu derler bir soyu yiğit,
İnançlıydı,
Bağlıydı davasına
Gidiyordu Fırat davasına,
Ölürüm Türkiye’m diyordu sevdasına
Ölümüne yürüyordu sevdasına,
Rastladım yiğitlerin en hasına,
Herkesin sustuğu o gerçeği haykırdı:
okul dönüşmüştü terör yuvasına,
Dosta güven veren tebessümü gitmiyor aklımdan,
Kurtlar ayrı yerde çakallar pusudaydı,
Düştü bir gün düşmanın kumpasına,
Ekledi yasını, Türk’ün öfkesine, yasına
Ekledi dizeme sakladığım gözüm yaşına,
Ekledi aklımı başıma, ekledi genç yaşını yaşıma,
Ekledi çizgileri, beyazları babasına,
Canından kocaman bir can koptu annesinden,
Koca bir özlem bıraktı
eli öpülesi anasına,
Yüreğinin tam ortasına
Hınç ekledi Türk’ün kopacak fırtınasına
Yiğidin hakkından gelemeyenler,
İnsan hakkı deyip, insan hakkı yiyenlerdi,
Bir arslan parçası giderken,
yüreği parçalanan insanlara bıraktı mirasını, büyük davasını,
yurdu parçalatmayacağız!
Sağcı solcu demeden her vatansever
Herkes bir parça Fırat’tı artık,
Adliye yolunda gördüm bir yiğit kız
Gidiyordu Fırat’ın davasına,
Kavgası Fırat’ın kavgasıydı,
Çakıroğlu Fırat,
O sakin görünüşe bakma
Şimşek gibi çakardı.
Şimdi bozkırları aşan bir kırat
Her yol olsa da hepimize sırat
Irmak gibi yaşadı Fırat,
Bitmeyecek yedi düvele karşı Fırat’ın kavgası,
Rastladığım yiğitlerin en hası.
Güneş Erkul