Iraklı dostlarla karşılaştım.

Saddam döneminden tanıdıklarım.

Devlette önemli görevleri vardı.

Şimdi ticaretle uğraşıyorlar.

Yolları Türkiye’ye düşmüştü.

Irak’ı konuştuk, eski günleri andık.

Bölgedeki gelişmeleri yakından takip ediyorlar.

Irak’ta yaşananlarla ilgili anlattıkları şöyle:

GÖSTERİLER

“2003 öncesinde petrol 18 dolardı.

Buna rağmen ekonomi bu kadar kötü değildi.

Bugünkü gibi elektrik, su sorunu yoktu.

2003 sonrası petrol fiyatları 140 dolara kadar çıktı.

Saddam döneminin 7 katı.

Şu anda 60 doların üzerinde.

Saddam döneminin üç katı.

Ama elektrik, su sorunu bile çözülemedi.

Halk da isyan etti.

ABD’NİN KURNAZLIĞI

Irak bu hale 2003 işgalinden sonra geldi.

Yaşananların sorumlusu ABD.

Ama onlar bunu gizlemeye çalışıyor.

Halkın tepkisini İran’a yönlendirme peşindeler.

Bunun için de her riski alıyorlar.

Hiçbir masraftan kaçınmıyorlar.

Ajanları göstericilerin içinde.

İran düşmanlığı yapıyorlar.

PARALAR NEREYE GİDİYOR

Irak’ın ciddi bir petrol geliri var.

Temel sorunlarımız çözülebilir.

Ama paralar uçuyor.

Bir kısmını işgalciler;

Bir kısmını da yöneticiler iç ediyor.

İhalelerde rüşvet yüzde 50’lere kadar çıktı.

Yöneticilerin körfez ülkeleri bankalarındaki hesapları patladı.

GÜVENLİK

En önemli sorunlardan biri güvenlik.

Devlet otoritesi kalmadı.

Bırakın geceyi, gündüz bile can güvenliği yok.

Halk Saddam dönemini mumla arıyor.”

SURİYE’DEKİ PATLAMALAR

Konu Suriye’ye geldi. Fırat’ın doğusunda yaşananları;

IŞİD’i, PKK/PYD’yi konuştuk.

Tel Abyad’ta, Resulayn’da, ...

Kalabalıklar içinde patlatılan bombaları değerlendirdik. Önce gülümsediler...

Sonra Irak’ta yaşadıklarını aktardılar:

CAMİLERİN BOMBALANMASI

2003’te Saddam devrildi.

Halkta ABD’ye karşı büyük öfke oluştu.

Bağdat’ta iki önemli cami vardır.

Biri Şiilerin gittiği Kazımiye Camisi.

Diğeri Sünnilerin gittiği Hanif Cami.

Cuma namazı sonrası Hanif Camisinden çıkan kalabalık yürüyüşe geçer, Kazımiye Camisi’nden çıkanlarla birleşir ve ABD’yi protesto ederdi.

Kalabalık giderek artıyordu. ABD ürktü. Sonra camilerde bombalar patlamaya başladı.

Bir Şiilerin camisi, bir Sünnilerin camisi hedef alındı.

Arkasından mezhep kışkırtması başlatıldı. Her patlamada onlarca kişi öldü.

Ama ABD’nin umurunda değildi.

Onların derdi Şii, Sünni işbirliğini dağıtmaktı.

HALK HEDEF ALINDI

Sonra sıra pazar yerlerine, kalabalık caddelere geldi.

Halk doğrudan hedef alındı.

Kargaşa yaratıldı.

Sonra IŞİD piyasaya sürüldü.

Halkın, ABD’ye tepkisi bastırıldı.

SURİYE’DE DE AYNI

Suriye’de yaşananlar da aynı.

Cerablus, Afrin müdahalesi.

ABD’nin hesaplarını bozdu.

Akdeniz’e ulaşacak koridor kesildi.

Son harekat umutlarını tam bitirdi.

Irak’taki taktik orada da devrede.

Kalabalık yerlerde patlamalar.

Kitlesel ölümler, korku salma girişimleri...

“Kara güçlerini” ayakta tutma;

Halkın Şam yönetimine yönelmesini engelleme;

ABD’ye tepkisini önleme amaçlı.

Kullanılan önemli değil;

Asıl fail önemli.

Yaşananlar Türkiye’ye de tehdit.

IŞİD’e dikkat.”

Anlattıkları böyle.

Tecrübe konuşuyor..!


Aydınlık