Özge Yaren Enç / Öncü Kadın GYK Üyesi

Feyza Altun, son yıllarda Türkiye’de giderek artan “sosyal medya avukatlarından” biri. Altun, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu ve kendini “avukat, feminist aktivist, yazar” vb. çeşitli sıfatlarla tanımlıyor. Şimdi bu sıfatları arasında en ön planda olan feministliğini bir inceleyelim Feyza Hanım’ın…

NEFRET SÖYLEMİNİ ‘SUÇ SAYMAYAN’ BİR AVUKAT

Nefret söylemi en basit tanımıyla bir kişi ya da grubu ırk, cinsiyet, din, renk, yaş, politik görüş, ulus vb. farklılıklardan yola çıkarak hedef göstermek demektir. Detaylı bir örneklendirme için yukarıdaki görsele bakabilirsiniz…

Sanıyorum ki hukuk fakültelerinde nefret söylemi olgusu üzerinde uzun uzadıya duruluyordur ve yine sanıyorum ki Feyza Hanım bu konunun işlendiği derslerde okulu asmış!

Kendini her fırsatta insan hakları konusunda Türkiye’nin en yetkin isimlerinden gösteren Altun, söz konusu Ak Parti seçmenleri olunca nasıl da “hırçınlaşıyor”!

Feyza Altun’a göre Ak Partili kadınlar kadın değil, Ak Parti’ye oy veren yurttaşlar insan değil! Seçim dönemleri yaklaştığında kendini vatandaş dostu, memleket aşığı göstermeye çalışsa da Altun’un gerçekte “kim olduğunu” bu tivitinden gayet iyi anlıyoruz.

Fakat Altun’un “skandalları” ne yazık ki(!) bununla sınırlı kalmıyor…

‘FEMİNİST OLAMAYACAK KADAR GÜZEL’

Kadının Fenni, Kadının Derdi ve Kadının Erki kitaplarının da yazarı olan Feyza Altun, bir dönem dillere destan güzelliği nedeniyle feminist olamayacağını açıklamıştı.

Şimdilerde İstanbul Sözleşmesi’nin “yaşattığı” iddiasıyla yeri göğü inleten ve her televizyon programında “kadınlar için buradayım” cakası satan Feyza Hanım, sanırım seneler geçtikçe “çirkinleştiğini” düşünüyor ki artık kendine “feminist” diyebiliyor (!)

KADINA DÜŞMAN ‘MÜCADELENİN’ ÖZBEÖZ TEMSİLCİSİ

Feyza Altun adeta bir turnusol kağıdı! Kadının problemlerinden kopuk, kadını yalnızca oy ve tık malzemesi olarak gören, neoliberal politika neyi emrediyorsa kadına onu dayatan kadın hareketinin en iyi temsilcilerinden.

Attığı tivitlerin tamamında eril bir dil ve kadına bedeni üzerinden bir aşağılamayla giden Altun, dün olduğu gibi bugün de Türk kadınını hiçbir anlamda temsil edemez.

İSTİSMARI MEŞRULAŞTIRMAYA ÇALIŞMAK

Gündemden düşmeye başladığını fark ettiği anda kadın ve çocukları devreye sokarak yeniden kendini “trend topic” yapmayı deneyen Altun, son olarak “Trans çocuklar vardır!” tivitiyle gündeme geldi.

Çürüyen ve çökmeye başlayan Batı uygarlığının tutunmaya çalıştığı son dal: kadınlar ve çocuklar. Çeşitli sivil toplum kuruluşlarını fonlayarak Türkiye’de kültürel yozlaşmayı yaymaya çalışan emperyalizmin emir erlerinden biri de Feyza Altun. Trans çocuk isimlendirmesi altında henüz reşit olmayan küçücük çocukları “cinsel kimlik” zırvalarıyla etkilemeye ve etiketlemeye çalışan Altun, alenen çocuk istismarını meşrulaştıran bir çizgiyi takip etmektedir. İstismar sadece cinsel istismar olarak algılanmamalıdır. Bir çocuğun tam olarak anlayamayacağı ve kendi isteği dışında henüz gelişimsel olarak hazır olmadığı faaliyetlere maruz bırakılması açıkça istismardır.

Henüz kadınerkek gibi ayrımları dahi tam olarak oturtamayan çocuklara trans vb. kimlikleri dayatmak da tamamen çocuk istismarı olarak görülmelidir. Onur Haftası Yürüyüşleri kapsamında küçücük çocuklara makyajlar yapılarak en önlere süren ve onları “aslında olmadıkları bir şey olmaya zorlayan” zihniyet, açıkça suç işlemektedir. Feyza Altun dahil olmak üzere sözde aktivizm maskesiyle çocuklarımızı zehirlemeye kalkan bu güruha Anayasa’nın 41. maddesinin “Devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır.” hükmü uyarınca gereken yapılmalıdır. İstismarı normalleştiren, çocukları neoliberal kokuşmuşluğun dehlizlerine iten, biyolojik ve psikolojik gelişim süreçlerini olumsuz etkileyen, “sokak kenarlarında çocuklara tecavüz edip bu senin cinsel tercih özgürlüğün, gel bunu savun diyen alçak düzenle” sonuna dek mücadele edeceğiz! Toplumun yapı taşı olan aile kurumunu koruyacak, “cinsel özgürlük” yalanlarına çocuklarımızı alet edenlerle başta kültürel ve hukuki düzlem olmak üzere her alanda karşı çıkacağız!

Cumhuriyet devrimlerinden öğrendiğimiz üzere çocukları ve kadınları baş tacı edeceğiz! Söz veriyoruz! 

Aydınlık