Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanlığı görevinden alınıp Genelkurmay Başkanlığı emrine verilen Tümamiral Cihat Yaycı istifa etmişti. FETÖMETRE'nin yaratıcısı olan Yaycı "Örgüt ÖSYM'ye sızarak eğitim ve kadro denizinin kontrolünü eline geçirmiştir… Bunu itirafçı ifadelerinden görüyoruz. Mesele bu sınavların üzerine gitmek ve örgütün kripto damarını ortaya çıkarmak olmalı" dedi.
Sözcü'den Aytunç Erkin'in sorularını yanıtlayan Yaycı'nın sorulara yanıtları şöyle:
Siz, kriptoları ortaya çıkaran FETÖMETRE'nin yaratıcısısınız. Bugün örgütle mücadelede ne yapılmalı?
"Denizcilikte bir denizi kontrol etmek istiyorsanız, önemli olan o denize ulaşımı sağlayan boğazı ele geçirmektir. Boğazı ele geçirirseniz kontrol artık sizdedir. Kimin geçip geçmeyeceğine siz karar verirsiniz. İşte örgüt ÖSYM'ye sızarak eğitim ve kadro denizinin kontrolünü eline geçirmiştir… Bunu itirafçı ifadelerinden görüyoruz. Son 20 yılda soruları alanlar ve o sorularla kurumlara yerleştirilenler şimdi neredeler? Ne yapıyorlar? Sınav sorularını verenler kim? Bunlar ortaya çıkarılmadan bu örgüt asla bitmez… Rakam çok büyük ve hain örgütle mücadele yeni başladı! Mesele bu sınavların üzerine gitmek ve örgütün kripto damarını ortaya çıkarmak olmalı. FETÖ, 2000'den sonra ÖSYM'nin sınavlarına yani boğaza el koydu ve denizi ele geçirdi."
Peki FETÖMETRE nedir?
"Bu konuda yargı mensuplarına, OHAL komisyonu üyelerine, Cumhurbaşkanlığından ilgili kişilere brifingler verdim. Sistem son derece şeffaf. Kriterler manzumesini oluşturan benim, ancak işleten ve uygulayan değerli silah arkadaşlarımızdır. Bu karar destek sistemini bilgilerini değerlendiren de karar verici makamlardır. Benim itirafçı ifadelerini, kesin FETÖ'cü/ darbeci olanların sosyal, mesleki ve eğitim yaşam kesitlerini, iddianameleri analiz ederek örgütün TSK'ya sızma, gelişme ve ele geçirme stratejisini çözümlenmedir. İrtibat ve iltisaklı personelin tespitini amaçlar. İrtibat ve iltisak için sadece savcılık, mahkeme ya da polisten bir şeyler beklemek çok yanlıştır. O zaman bu örgütü çözemezsiniz… Çünkü örgüt zaten TSK, yargı, emniyet ve MİT ile mülki yapıyı mahrem hizmetler olarak adlandırmış ve adli hiçbir iz ve delil bırakmayacak yöntemler, tedbirler uygulamıştır… Ancak ankesör ve ByLock tespiti örgütün burada kalbine hançer gibi saplanmıştır. FETÖMETRE olarak bilinen bu sistemle örgütle bağlantılı olduğuna dair şüphe duyulan kişilerin gerçek yüzleri ortaya çıkarılıyor. Bu sistemin analiziyle örgütün en mahrem kadrolarına ulaşmak mümkün.
Bu sisteme güvenebilir miyiz?
FETÖMETRE analizi yapılacak kişi için komutanlıktan elde edilen veriler ile 16 bakanlık ve 25 kamu kurumundan gelen bilgiler, yazılımı Türk mühendislerce yapılan “karar destek programına” yüklenerek, ortaya çıkan sonuçlar uzmanlarca analiz edilmeye başlandı. Verilerin sonucunda birbirini tanımadıklarını iddia eden darbe sanıklarının birçok ortak noktası da tespit edildi.
İSTİFA SORUSU
Yaycı'ya, “Geçen aylarda yaşanan ve sizi istifaya sürükleyen görevden alma süreci hakkında bir şeyler söyleyebilir misiniz” dedim ve şu yanıtı aldım:
“İstifa mektubum tüm düşüncelerimi ortaya koymaktadır. Bu konuda konuşmayacağım. Ama şunu söylemek isterim ki, devlet baki, şahıslar fanidir. Önemli olan devletin bekasıdır. Biz devletimizin ve milletimizin hizmetkarıyız. Şu veya bu şekilde, vergisini veren vatandaş, çalışmalar yapan akademisyen, derslerinde başarılı olan her öğrenci de bizim gibi birer hizmetkardır. Devlete ne küslük olur ne de kırgınlık olur. Ben annemin babamın değil devletimin çocuğuyum. Zira 13 yaşımdan beri beni okutan, yediren, içiren, giydiren ve yetiştiren devletimdir.”
EN SON FETÖ'CÜ KALANA KADAR
Bu sistemin hata payı yok mu?
Sistem, “Kurunun yanında yaşın yanmasına izin verilmeyecek, ancak kuru da yanmadan kaçmayacak” anlayışı üzerine kuruldu. Hata payı en aza indirildi. Darbe girişiminden sonra Deniz Kuvvetleri'nde FETÖ ile mücadele için muvazzaf ve emekli denizci asker ile bunların birinci derece yakınları incelendi. Bu çalışma sonucunda FETÖ ile irtibat ve iltisaklı denizci asker ile onlardan sorumlu olduğu tespit edilen sivil “mahrem imam” deşifre edildi. Yaklaşık 1 milyon GSM numarasının ByLock sorgusu yapıldı ve yaklaşık bin 500'ünün söz konusu programın kullanıcısı olduğu belirlendi.
Diğer kurumlarda da bu sistem uygulanmalı…
"FETÖMETRE analizi yapılacak kişi için komutanlıktan elde edilen veriler ile 16 bakanlık ve 25 kamu kurumundan gelen bilgiler, yazılımı Türk mühendislerce yapılan “karar destek programına” yüklenerek, ortaya çıkan sonuçlar uzmanlarca analiz edilmeye başlandı. Verilerin sonucunda birbirini tanımadıklarını iddia eden darbe sanıklarının birçok ortak noktası da tespit edildi. Çoğu kurmay olan bu subayların yüksek lisans ya da doktora tez danışmanlarının FETÖ'den yargılanmaları, askeri lise sınavında aynı sorulara doğru ve yanlış cevap vermeleri, aynı ortaokul mezunu olmaları gibi ortak özelliklerinin tespit edilmesi üzerine FETÖMETRE sistemi daha da geliştirildi."
BANA DAVA AÇANLAR...
Bu örgütü ne zaman fark ettiniz?
"20052006 gibi… Esasında askeri lise yıllarından itibaren bu yapılanmayı sezinliyorduk… Kim derse ki hayır, samimi değildir. Beni 2010'da Taraf Gazetesi'nde hedef gösterdi ve davalarla uğraşmaya başladım. Rusya'ya ataşe olarak gittiğimde, Kara Ataşesi M.Ç. ve Hava Ataşesi H.D., hakkımda soruşturma başlamasına neden oldu! Biri şahit, biri şikayetçi oldu. İkisi de darbe girişiminden sonra tutuklandı. M.Ç. kim biliyor musunuz? Darbe girişiminde, Genelkurmay Başkanlığı Genel Plan ve Prensipler Başkanlığı'nda Doğu Asya Şube Müdürü olarak kurmay albay rütbesiyle görev yapıyordu. Genelkurmay'da şehit olan bir vatandaşın da fotoğrafını çeken isim! Düşünün… Beni hedefe koyan isim bu! FETÖ'nün açtığı davalardan 2017'de beraat ettim. (M.Ç.'nin ifadeleri Genelkurmay Çatı Davası'nda mevcut.)"