FETÖ soruşturması kapsamında 8'i tutuklu 22 şüpheli hakkında "silahlı terör örgütüne üye olma" ve "terörizmin finansmanının önlenmesi hakkındaki kanuna muhalefet" suçlarından 25 yıla kadar hapis cezası istemiyle hazırlanan 335 sayfalık iddianame, Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.
Örgütün sözde üst düzey yöneticilerinin talimatıyla kentteki para dağıtım trafiğini gerçekleştirdiği öne sürülen T.S, iddianamedeki itiraflarında, FETÖ ile irtibatının yaklaşık 2 yıl önce başladığını belirtti.
T.S, FETÖ içerisinde "Mert" kod adlı öğretmen M.K. ile irtibatlandırıldığını ve A.D'nin topladığı parayı kendisine bıraktığını iddia ederek, şunları anlattı:
"20182019 yıllarında bu para alışverişi devam etti. Örgüt üyeleriyle görüşmeye başladıktan sonra bana kullanacağım telefon cihazını ve hattını kendileri temin ediyordu. Ben getirilen telefon ve hat ile WhatsApp üzerinden sadece bu kişilerle görüşüyordum. Bu telefon ve hattı ortalama 34 ay kadar kullandıktan sonra yenilerini getirip onları değiştiriyorlardı. Bana telefon ve hattı Mert getiriyordu ayrıca Adana'da kaçak telefon işi yapan şahıslar vardı. Telefon hatlarını biz oradan alırdık. Hatlar genellikle yabancı şahısların adına kayıtlı oluyordu."
"Yakup" kod adlı T.T. ve "Mert" kod adlı M.K'nin bir süre sonra yurt dışına kaçtığını aktaran T.S, "Mert, bana WhatsApp üzerinden 'Bundan sonra para geldiğinde biz sana nereye bırakman gerektiğini söyleyeceğiz, sen oraya bırakırsın' dedi. Bu şekilde bana para getirdikçe M.A.A'ya teslim ediyordum. Yakup da bana bazen hesap numarası, bazen de parayı vereceğim ailelerin kim olduğunu söylerdi. Ben de parayı teslim ederdim." ifadelerini kullandı.
FETÖ'cülerin kendisinden de kod isim kullanmasını istediklerini belirten T.S, şunları anlattı:
"Bana Hamza kod adı verildi ve irtibat kuran kişilere kendimi Hamza olarak tanıttım. Bana, Adana'da haklarında FETÖ'den işlem yapılanların ailelerine elden para verebileceğim, kent dışındaki ailelere de kargoyla hediye paketi içerisinde para gönderebileceğim söylenmişti. Buradaki asıl amaç kimliğimizin tespit edilmemesiydi. Bu kapsamda T.T. ve M.K. ile yaptığım görüşmede bana Y.B'nin kimlik bilgileri verildi. Bu kişinin kimlik bilgilerini kullanarak kendilerinin söyleyeceği kişilere para gönderebileceğimi söylediler. Bunun üzerine ben hediye paketleri satın aldım ve içerisine, miktarını onlarını belirlediği paraları koyarak FETÖ'cülerin ailelerine kargoyla gönderdim."