Firari FETÖ’cü Uzundere’nin ABD pasaportuyla Türkiye’ye girmeye çalışması örgütün yeni dönem planlarını tartışma konusu yaptı. Emniyet kaynakları ve uzmanlara bu dönüşün arka planında yatan sebebi sorduk. Uzmanlar Uzundere’nin ‘güvenlik sisteminin test edilmesi’ için dönmüş olabileceğini öne sürdü.

FETÖ firarisi Abdullah Uzundere, 23 Haziran saat 18.45’te ABD pasaportuyla Türkiye’ye girmeye çalışırken İstanbul Havalimanı'nda yakalandı. 2014’ten beri firari olan Uzundere, tutuklanarak Marmara (Silivri) Cezaevi’ne konuldu.

Uzundere’nin Allen Brooks ismiyle Türkiye’ye girmeye çalışması, “Neden geri döndü?” sorusunu akıllara getirdi?

Uzmanlara FETÖ’cülerin Türkiye’ye girme girişimlerinin arkasındaki sebepleri sorduk. Daha önce de bazı FETÖ’cülerin yabancı pasaportla Türkiye’ye girme girişimlerinin olduğunu belirten kaynaklar, bu durumun terör örgütünün “mahrem hizmetleri” için kullandığını belirtti.

‘SİSTEMİ TEST ETMEK İÇİN GELMİŞ OLABİLİR’

Emniyet kaynakları, Uzundere’nin ilk ifadesinde “aklanmak için” geldiğini belirttiğini aktardı. Uzundere’nin Türkiye’deki güvenlik sistemi test etmek için gelmiş olabileceğini ifade eden emniyet kaynağı, şunları söyledi:

“Bu örgütün Amerika’daki üyelerinin önceki alışkanlıklarından biriydi. Türk devleti bunu çözdüm dedi ama çözemedi bence. İsimlerini değiştirirlerdi. T.C. kimlik numaraları da olmazdı. Şimdi bu adam da adını soyadını değiştirmiş, Amerikan vatandaşı olmuş, orada çalışıyor. Darbeden önce çıktığı doğru, Bylock kullanıcısı olduğu doğru. FETÖ’nün Konya’daki serrehberlerinden. Sohbet hocalığı yapanlar var, çeşitli meslek gruplarında, serrehber diye. Bu da onlardan. Amerika'da Houston George Bush Intercontetional Havalimanı’ndan binip İstanbul’a geliyor. Yakalanıp Marmara Cezaevine konulmuş.

“Bu tam bir FETÖ elemanı. Çocukluktan beri örgütün içinde yetişmiş. Eğitimcilerinden, serrehberlerden. 2016’da Allen Brooks adını almış. Aile bireylerinin tamımı da adlarını İngilizce yapmış. Amerika'da örgütün okullarında görev almış, en son da General Motors’ta çalışmış.

“Ben bunun cemaat tarafından özel bir görevle gönderildiğini düşünmüyorum. Sistemi de test etmiş olabilirler. Kimliğini değiştirmiş, acaba yakalanacak mıyım diye deneme yapmış olabilir. Çünkü içeride zaten bu kadar adamlar varken dışarıdan bir olay için birini göndermene gerek yok. Bu adam Süpermen değil sonuçta. Fethullahçılar kibre kaplıyorlar. Sistemle oynayan adamlar bunlar. Sistemi küçük görüp Türkiye’ye girebileceklerini sanmış da olabilirler.”

‘YÜZ TANIMA ETKİN KULLANILMALI’

Aydınlık’a konuşan bir FETÖ uzmanı hukukçu ise daha önce de benzer girişimlerin olduğunu ancak fark edilmediklerini ileri sürdü. FETÖ’nün yeni yöntem olarak kendi elemanlarını yabancı pasaportla Türkiye’ye göndermek olduğunu belirten kaynak, havalimanlarında ve gümrüklerde yüz tanıma sistemlerinin daha etkin kullanılması gerektiğine dikkat çekti.

Yurt dışındaki FETÖ’cülerin seçim sürecinde CHP ile de görüşme yaptığını iddia eden uzman isim, bu giriş çıkışların önlenmesi gerektiğini vurguladı.

‘FETÖ ASIL ŞİMDİ DAĞILDI’

Avukat Zeynep Küçük, Cumhurbaşkanlığı seçimine umut bağladığını ancak 28 Mayıs’ta umutlarının yıkıldığını vurguladı. Küçük, Uzundere’nin girişimi ve FETÖ’nün seçim sonrası sessizliğiyle ilgili şunları kaydetti:

Zeynep Küçük

“Bu bence sahte veya çalıntı pasaport. Niye ismini değiştirmiş? ABD buna nasıl müsaade etmiş? ABD’de elini kolunu sallaya sallaya adını soyadını değiştiremezsin. Burada zaten yabancı pasaportla bir şey yapamazdı. Seçimi bekliyorlardı. Ellerini kollarını sallayarak gelebileceklerini sanıyorlardı. 2014’ten beri seçimi bekliyorlardı. Hepsi umutlarını bağlamıştı, uçak bileti paylaşıyorlardı. Seçimden sonra meşru yollardan gelemeyeceklerini anladılar. Dönmek istiyorlar ve dönemiyorlar. Amerikalı gibi dönmeye çalışıyorlardı. FETÖ asıl şimdi dağılıyor. Umutları vardı o da onları örgüte bağlı tutuyordu. Şimdi o da bitti. Seçimden sonra moralleri anormal derecede bozuldu. Emre Uslu, Adem Yavuz Arslan eskisi gibi değil, firari FETÖ’cülerde sessizlik hakim.”

‘MÜCADELEDE BOŞLUK VAR’

AK Parti MKYK Üyesi Metin Külünk, FETÖ’yle mücadelenin anlaşılamadığını belirtti. FETÖ’cülerin Türkiye’deki boşluktan yararlanıp gelmeye çalıştığını ancak deşifre olduklarını ifade ederek şunları kaydetti:

Metin Külünk

“Türkiye’de FETÖ anlaşılmadı. FETÖ, Türkiye’deki Amerika’dır. FETÖ'yle mücadele etmiyoruz. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra bizi Gladyo üzerinden kontrol eden NATO'yla, NATO'nun güç merkezleriyle yükseltiliyoruz. NATO müttefikimiz mi? Evet. Ama NATO, bir küresel modelin güç odağı. Türkiye'nin şartları gereği NATO ittifakının içinde olmak, NATO'nun hangi akla hizmet ettiğini görmemeyi emretmez. NATO ittifakı içindeyiz. Ama NATO'nun aklının bir pagan akıl olduğunu bilmek zorundayız. 15 Temmuz’da necip milletimiz, devlet aklıyla birlikte, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yüzde 95’i, emniyet teşkilatımızın tamamına yakını, adliye teşkilatımızın bağımsızlıkçı duruşuyla ve Sayın Erdoğan liderliğinde millet aklı ve devlet aklının birlikte verdiği mücadeleyle Türkiye'yi işgal etmek, teslim almak isteyen, Amerika üzerinden gelen küresel pagan yapıyı püskürttük biz.

“Ama bu pagan yapı, akşamdan sabaha bitecek bir yapı değil. Önce bunun iyi anlaşılması lazım. O halde FETÖ kim? FETÖ çok tanrılı küresel sistemin aparatı. Yani FETÖ İslam'ı paganlaştırmak isteyen bir model. Eğer biz FETÖ'yü bu anlamda tanımlamazsak, görmezsek, bilmezsek, buna yönelik bir devlet aklı inşa etmezsek, adı geçen şahsın vatanda Amerikan vatandaşı olup üstelik pasaport alıp Türkiye'ye gelme cesareti gösterir. Ona bir akıl ‘Türkiye'ye git test et’ dedi.

“Bu adam, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin uyanık olup olmadığını test etmek için gönderildi. Gördüler ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti uyumuyor, uyanık ve farkında. Onlar dijitali, yapay zekalı robotu sadece kendilerinin kullanabildiğini zannediyorlar. Böyle zannettikleri için Türk milletini ve devletini kandırabileceklerini zannettiler. Ve deşifre oldular.

“Ama bir şeyi biliyoruz. Bu adamlar kaçak yollarla Türkiye'ye 15 Temmuz'dan sonra da gidip gidiyorlar mı? Bize sokaktan ulaşan bilgiler, evet gelip gidiyorlar. O zaman FETÖ’yle mücadelede boşluk mu var? Evet. FETÖ'yle mücadelede boşluk var. Neden boşluk var? Önce siyasetin bir bütün olarak, devlet aklıyla mütenasip hareket etmesi gerekiyor.

‘FETÖ’YÜ MEŞRULAŞTIRMAK İSTEYENLERE DİKKAT’

“Artık yeni zamana cevap verecek şekilde Türkiye Cumhuriyeti Devleti devlet aklının milli güvenlik siyaset belgesini açıkça ifade etmeye gerek var. Bu siyaset belgesine, terör örgütlerini meşrulaştırmak meşrulaştırarak devleti çökertme girişimleri karşısında net bir şekilde millet ve devlet aklını bulmak için ihtiyaç var.

“Üzülerek ifade ediyorum. İçeride ciddi boşluklarımız var. Ve bu boşluklarımızdan fırsat yararlanan terör örgütleri, Avrupa'ya kaçıyorlar. Bundan sonra bizim tedbir almamız gerekiyor. O da FETÖ’yü meşrulaştırmak isteyenlere dikkat etmeliyiz.”

ABDULLAH UZUNDERE KİMDİR?

“Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan aranan Abdullah Uzundere, 26 Haziran 2014’te ABD’ye firar etti. Konya’daki FETÖ okullarında öğretmenlik yapan Uzundere hakkında, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra itirafçı olan isimler çok sayıda ifade verdi. Öte yandan Uzundere’nin ByLock kullandığı da tespit edildi.

1974 Konya doğumlu olan Abdullah Uzundere’nin 1990’lı yıllardan beri örgüt içerisinde yer aldığı belirtiliyor. 1997’de Kayseri Erciyes Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi’nden matematik öğretmenliği bölümünden mezun olan Uzundere’nin burada okuduğu dönemde de FETÖ’nün yurdunda kaldığı öğrenildi.

BYLOCK KULLANICISI

FETÖ’nün kapatılan Trabzon Zafer Fen Dershanesi, Manisa Körfez Dershanesi ve Konya’daki Sabah Dershanesi’nde öğretmenlik yapan  Uzundere, 26 Haziran 2104’te “Yeşil Kart”la ABD’ye gitti.

ABD’nin Pensilvanya eyaletine yerleşen Uzundere, burada FETÖ’nün okullarında görev almaya devam etti. Son olarak da General Motors’ta çalıştı.

 

‘İLK GİRİŞİM DEĞİL’

FETÖ’nün firari elemanlarının daha önce Türkiye’ye girme girişiminde bulunduğu ileri sürüldü. Aydınlık’a konuşan kaynaklar, FETÖ’nün sözde imamlarından firari Mahmut Yeter’in de 2021’de iki bayram arasında ABD pasaportuyla Adana’ya girişçıkış yaptığı ve yakalanmadığı iddia etti.