"Manda ve himaye isteyen Atatürk'ün ifadesi ile gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde olan iç bedhahlara karşı bütün gerçek Atatürkçüleri..."

İletişim (ne?) Başkanı Fahrettin Altun'un eşi Fatmanur Altun, Biden'in açıklamasından sonra şu tweti attı:

'Günümüzün manda ve himayecilerine, Atatürk'ün ifadesi ile gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde olan iç bedhahlara karşı bütün gerçek Atatürkçülerin Recep Tayyip Erdoğan liderliği altında kenetlenmesi, kendileri açısından, tarih karşısında en tutarlı ve sahici duruş olacaktır.'

Fatmanur Altun hanımın bu zarif davetini kabul etmekten onur duyarım.

Bizi aranıza kabul ettiğiniz için mutluluktan uçarım.

Tayyip Bey'in bir küçük selamı, okşayıcı gönül alıcı sözleri bize de hayat verecektir.

Bu zor günlerde sığınacak bir yer bulamadığımız için açtığınız bu saray kapıları için şükranı hürmet ederiz.

Sayın Fatmanur Altun hanımefendi!

Tek bir maruzatım var ki 'gerçek' Atatürkçü lafının 'gerçek'ine takıldım, kim gerçek kim değil bilahare tartışırız ancak aramızda bir gerginlik çıksın da istemem. Ben de sizler gibi 'gerçek' Atatürkçüler kimdirdeğildir gizli bir savaş içindeyim ve ben de kendime sığınacak manda gibi öküzler gibi bir kapı aramaktayım.

Karagül uçtu: Erdoğan Fatih'tir, Atatürk'tür

Muhterem hanımefendi, davetiniz 'gerçek' Atatürkçüler arasında heyecan yarattı. Sizlerin ağzından bu bağışlayıcı su gibi merhametli sözleri duyunca milli kalbimiz alevlendi, vallahi bütün Atatürkçüler İstanbul Sözleşmesi kıvamına geliverdik. Abdurrahim Dilipak'tan boşalan yerlere sere serpe yan gelip ekmek elden su gölden oturmaya kararlıyız.

Hanımefendi, davetinizi aramızda pek hararetli teati ettik, nasıl sevindik anlatamam. Çünkü bizler 'aktarmalı' iki üç vesait dolambaçlı gidiyorduk şimdi davetinizle Allah'a bin şükür kestirme 'iktidara' direk tek vesait gideceğiz.

Büyük tarihçi Yılmaz Özdil'e sordum, o da doğru dedi, büyük Atatürk de malum Afyon'dan İzmir'e tek vesait gitmişti.

Kabul etmeliyim ki bu davetiniz gökten düşen bir nimet, yorgun, yaralı, ezik ruhumuza merhem oldu, arkasına kapı gibi Amerika'ya dayamışlara çelikten duvar oldu, artık öyle bir kenetleriniz ki dünya kenet kenet sürgülü menteşe görsün.

Zaten bu 'kısır' çekişmeden başka türlü kurtulmak mümkün değildi, hanımefendi, gelirsek Cübbeli de bizi okuyup üfleyip pazar edecek mi?

Fatmanur hanımefendi, Biden'ın sözleri gerçekten muhalefetimiz için utanç verici, bu mandasömürge ilişkisinden bir Atatürkçü olarak ben de utanıyorum ve bizlere aguşunuzu açan sıcacık davetinizi yüce ve milli bir sorumluluk ve gözyaşları içinde kabul ediyor, o meşhur parantezimi ben de kapatıyor, Vahdettin'in o İngiliz gemisine, Allah hayırlısını etsin, ben de vira bismillah biniyorum.

Fatmanur Hanımefendi, ancak kabul edersiniz ki bizim de kamuoyunda bir ismimizcismimiz (onurumuz) var, bugüne kadar ağza alınmayacak bu kadar laf ettik, bu itibarla bu davetin ayrıntılarınıprotokolünü iyice konuşabilmeliyiz.

Mesela, Tayyip Bey'in kanatları altına gelirken kaç kişi geleceğiz, gelirken düğün arabası gibi kelebek lambasına tülbent bağlayacak mıyız? İzmir Marşı'yla mı geleceğiz Allahu ekber nidalarıyla mı?

Önden peşin konuşalım ne kadarlık bir kontenjanınız var, ki, şimdiden itişkakış izdiham, arkadaşlarımızla önce kimler gidecek diye papaz olduk, yoksa kura usulü siz mi çekersiniz.

Kimleri getireceğiz, sizin için uygun gerçek Atatürkçüler kimlerdir? Gözünüze kestirdikleriniz varsa peşin söyleyin, vallahi her biri sırım pehlivan Atatürkçülerden tek birini biz de eleyip kıyamıyoruz.

Mesela bu davetiniz Faik Öztrak'ı Kılıçdaroğlu'nu Yılmaz Özdil'i Uğur Dündar'ı Emin Çölaşan'ı kapsıyor mu, ki, arkadaşlarımızla aldığımız ilk karar en önden hayırlısıyla bu arkadaşları uğurlayıp göndermek, yanlarına Ajda Pekkan'ı da iliştirsek.

Her biri sizin de malümunuz birer uç beyi birer sancak beyi her biri beylerbeyi ayarında. Ve her biri sizden yüz bulamayınca sırtlarını mecburen çaresiz PKK'ya Amerika'yla dayadılar.

Bir de geldiğimizde önce bizi kimler karşılayacak, karşımıza şu İbrahim Kalın çıkacaksa baştan söyleyeyim yerlere kusarım, bakın, Nagehan Alçı neden olmasın?

Mesela arkadaşlarımız en çok Fesli Kadir'i merak ediyor, öncelikle Fesli Kadir'in mezarını ziyaret tövbe ve nedamet içinde bir fatiha okumamız mümkün müdür?

Sonra 'Gavs' hazretleri Menzil'i ziyaret edip hayır dualarını alarak işe başlamak sizce de caiz midir?

Sayın hanımefendi, Menzil derken, şaka şuka pazarlıklaf buraya kadar geldi, artık açık konuşalım.

Biz de Osmanlı'nın çocuklarıyız. (Aramızda kalsın, Köprülü Mehmet Efendi sadrazamlığa geldiğinde Macaristan'da savaşıyor Ege'de Girit'te savaşıyor, Doğu'da eşkiya Deli Hasan Paşa'yla savaşıyor, yetmiyor, Yeniçerilersipahilere maaş yetiştiremiyor, tam bir kargaşılığın ortasında, tıpkı Tayyip Erdoğan bey gibi her yerle savaşıyor.

Efendime söyleyeyim, Köprülü Mehmet Paşa ne savaşacak asker ne maaşa para bulabiliyor, aklına bütçe defterini açmak geliyor, açınca ne görsün?

Bütçede gider kalemi olarak 'duaguyan' diye bir şey yazıyor, aslı: 'duacılar'.

Ve duacılara günde bin akçe maaş verildiğini görüyor. Yaa hanımefendi, şimdi pazarlık yaparken bu tarihi gerçekleri bilmediğimizi sanmayın.

Kimdir bu duacılar diye soruyor? Dervişleriyle zikir çeken bir Arap şeyh diyorlar, padişaha dua ettiği için her gün bin akçe maaş alır.

Derken maaşı iki yüz akçeye indiriyor ve Arap Şeyh sarayı basıp benim 'dua' maaşımı nasıl indirirsiniz diye hesap soruyordu, ki Köprülü bu şeyhi sarayın arka odasında boğdurttuyor. (Dört ciltlik Osmanlı Tarihi, Halil İnalcık.)

O gün bugün bu dervişler Köprülü'yü hiç sevmezler ancak aynı dervişler bugün sarayımızı neden çok seviyor?

Kıssaı hisse: Bizim de bir itibarımız var! Menzil'e dua için hangi vakıf bakanlıklar verildi bir çıtlatın ki biz de ağırlığımızın karşılığını bilelim.

Demem o ki, bu 'duacılar' maaşı bizim için de uygundur.

Menzil'in yanında bize de bir baraka yapılsa biz de üçbeş 'gerçek' Atatürkçü orada zikrimizi yapıp padişahımıza dualarımızı etsek, sonra direkt Kara Kuvvetleri'ne general oluversek.

Bin akçe bize de fazla gelir, BağKur'dan hallice bir maaş bize de bağlansa kafidir. Aramızda ağzı laf yapan bir kaç arkadaşı da Habertürk Şeyhliği'ne bağlasak, her akşam 'zikr' edip üfürüp memlekete nefes verseler.

Ayrıca arkadaşlar patlamış bok kanalları infilak etmiş boruları da, Bülent Arınç'ı da merak ediyor, gitmişken önce 'harabeleri' gezelim diyorlar, mesela Reza Sarraf'ı da ziyaret edebilir miyiz, Boğaz'da Pelikancılarla tanışma, bir akşam çayı? Mehmet Barlas'ın maymununu da ziyaret edebilir miyiz, söylentilere göre hasta Barlas'ın yazılarını kaleme alan bu maymun, hakikaten her dönem dokuz canlı bu maymun hangi tarikatın kerameti merak içindeyiz. Müsaade varsa Engin Ardıç ayak yolunu da bu ne ayak bir ayak ziyaret etmek isteriz.

Daha önce size katılmış öz milli kuvvetler Bahçeli'yi Doğu Perinçek'i de bir ziyaret mümkün müdür?

Bunları söylerken inanın hem heyecan basıyor hem hüzünleniyor insan.

Daha önce Tayyip Bey'in kanatları altına katılmış öz milli güçlerle olur ya bir kıskançlık çekememizlik aramızda bir kavga olmaması için bizler için sıhhi sosyal mesafeyi çok rica etsek ayarlayabilir misiniz?

Bir diğer ricamız, Tayyip Bey'i her gün görebilecek miyiz, yoksa, bayramdan bayrama yılda bir gün mü yoksa sadece Ayasofya'da Cuma namazında mı? Şunun için soruyorum, Tayyip Bey'i görmek için takke ve seccade hazırlığı şart mıdır, görünce ya Allah ya Muhammed diye vecd içinde bağırmak şart mıdır?

Arkadaşlarımız bir ön araştırma yaptılar Tayyip Bey sigarayı sevmez diye sigara paketlerini ikrah edip tiksinerek attılar ve bıyıklarımızı berberde bir törenle badem şekilde düzelttik, tırnaklarımızı kestik ve huzurda başımız önde nasıl duracağız talimleri yapıverdik, huzurunda okuyacağımız duaları hıfzettik. Hanımfendi müjdem o ki, yüzyıl sonra nihayet buluşuyor kenetleniyor yarabbim bu ne güzel haber kavuşuyoruz.

Davetiniz üzerine gerçek Atatürkçüleri de aradım, mesela 'bağımsızlık karakterimdir' diyen Kılıçdaroğlu ve Faik Öztrak'ı, Cumhuriyet, Sözcü vs. gazetesini.

Topu birden anlaşmış gibi 'Biden'ın haberini yedi aydır neden gizlediler şimdi piyasaya sürüyorlar' dediler.

Çok haklılar!

Biden haberini niye gizlediler ki!

Biden haberi yedi aydır mı gizleniyor seksen yıldır mı?

Seksen yıldır Amerika Mit'iyle Nato'suyla partileri sivil kurumları gladyosuyla bu ülkeyi sömürgesisiyasi oyuncağışamar oğlanı haline getirmemiş gibi?

Bu ülkedeki İslamcı iktidarı arkasına almış Irak'ı Suriye'yi parçalamamış gibi, milyonları öldürmemiş gibi, ülkemizde iç savaşlar çıkartıp kardeşi kardeşe kırdırtmamış gibi, doğuda etnik savaş başlatmamış gibi ve hepsini sağcımuhafazakar ve ona özenen partilere liderlere yaptırtmamış gibi.

Ama kafam karıştı, seksen yıldır mı yoksa yedi aydır mı gizleniyor?

Bence 'seksen yıldır' gizleniyor!

Ve bize de seksen yıldır 'bu cennet vatanda size rahat mı batıyor' diyorlar.

Amaaan, Fatmanur Hanımefendi, bu mübarek vuslat gününde bu seksen uzun yıl sorulacak soru mu?

Seksen yıldır o partiye bir bu partiye savrulanlar düşünsün?

Nihayet sevgili iktidar kapımıza dayanmış sorulacak soru mu?

Mısır'da Suriye'de Irak'ta Türkiye'de tarikat ve cemaatleri seksen yıldır kim palazlandırdı, milli devletleri hangi güçler bu manyak IŞİD'çilere FETÖ'cülere yıktırttı, sorulacak soru mu?

Yoksa bunlar yedi ayda olacak iş mi?

Olsun, Fatmannur hanımefendi, dün dünde kaldı, aç kapıyı bezirgan başı, biz geldik.

Bezirganbaşı, peşin peşin söyleyiverin, kapı hakkı ne verirsin?

(Bezirgan başı oyununun sonraki sözleri şöyle) bir fare, iki fare, üç fare, yakalandın!

Ah Fatmanur hanım, seksen yıldır fareleri yakalamak ne kadar kolay?

Ah Biden, seksen yıldır fareleri yakalamak ne kadar kolay?

Ah Kılıçdaoğlu, seksen yıldır fareleri yakalamak ne kadar kolay!

Ah İmamoğlu, ah Yılmaz Özdiller, ah Sözcü, ah Cumhuriyet gazetesi, seksen yıldır fareleri yakalamak ne kadar kolay?

Şöyle kolay: Önce kapıyı 'bezirganbaşına' açtırıyorsun...

(Siyasette medyada ittifakta seçimde) bezirganbaşının kapısından girenler, hayat işte, tek tek suçüstü yakalanınca, seksen yılı, mahkemede verdikleri ifadeyle yedi aya indiriveriyorlar.

Bezirganbaşı'nın kapısı da ne kadar kolay açılıyor, açıl susam açıl gibi, açın diyorsun, paraları destekleri sözleri dayatmaları tehditleri şantajlarıyla, hepinizin önüne ye ye ye bitmez seksen yıllık yağma börekli iktidarları veriliyor?

Garibim Sözcü, Cumhuriyet, Oda TV, Halk TV, Tele 1'i seksen yılın başı bir kere bezirganbaşına aldanıp bezirganbaşının kapısından girdiler, fareler tek tek yakalandı, acemilik işte.

Cezalarını çekecekler çünkü farelere Atatürkçülük gibi Cumhuriyet gibi milli ve kutsal emanetleri kemirttiler!

HDPKK'dan PKK gazetesinde Türkiye'ye tehdit ve "ABD'nin askerleriyiz" itirafı!

Nihat Genç/Veryansıntv