Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, eski MİT mensubu Enver Altaylı ve damadının da arasında bulunduğu 4 kişi hakkında hazırlanan iddianamede çarpıcı bilgiler aldı.
FETÖ yöneticisi olmak ve casusluk suçlamasıyla dava açılan eski MİT’çi Enver Altaylı’nın bilgisayarında ele geçirilen belgeler arasında yer alan bir raporda, Türkiye’nin ABD için etkili müttefiklik durumunu muhafaza etmesi gerektiği vurgulandı.
‘ABD KARŞITLIĞI YAPANLARIN İTİBARINI SARSACAK ÇALIŞMALAR YAPILMASI’
“The Crisis Turkey and its implications fort he US” başlıklı 6 Aralık 2016 tarihli Enver Altaylı tarafından yazıldığı, Michael Semple tarafından özetlendiği değerlendirilen raporun metin içeriğinde “Türkiye’nin ABD için etkili müttefiklik durumunu muhafaza etmesi gerektiğini, bu durumun ABD güvenliği için önem arzettiğini, bu yakınlığa zarar verecek unsurları ortadan kaldıracak tedbirler geliştirilmesi gerektiği, bu minvalde Türkiye’de ABD karşıtlığının körüklenmesini izlemeye husumeti körükleyen tarafları açığa çıkararak veya itibarını sarsarak uygun bilgi harekâtı ile karşılık vermeye yönelik çalışmaların bulunduğu, bu haliyle ABD karşıtı kişilerin tespit edilerek itibarının yok edilmeye çalışılması” şeklinde değerlendirmeler yer aldı.
‘ERDOĞAN’IN ŞİÖ AÇIKLAMASI ABD İÇİN TEHLİKE’
Ele geçirilen bir başka yazıda, Enver Altaylı’nın Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında kendi imkanlarıyla istihbari bilgiler topladığını beyan ettiği belirtildi. Yazıda, Erdoğan’ın Şangay İşbirliği Örgütü’ne ilişkin (ŞİÖ) yaptığı basın açıklamasına atıfta bulunularak, Türkiye Cumhuriyeti’nin Rusya Federasyonun önderliğinde oluşacak bir yapılanma içerisinde yer almasının ABD için tehlike arz ettiği ifade edildi.
‘AMERİKAN MANDASI BAĞIMSIZLIĞIN TEMİNATI’
Altaylı’nın yazısı şöyle:
“Erdoğan’ın hem şahsiyetini hem de niyetlerini ve amaçlarını çok iyi bildiğimden dolayı bu açıklama beni pek şaşırtmadı. Ancak şu iki noktanın çok iyi anlaşılması gerektiğinin altını çizmek istiyorum: Erdoğan, bu basın açıklamasını, Şangay İşbirliği Örgütü’nün (ŞİÖ) üyelik sürecinde veto hakkı olan bir ülke olan Özbekistan’dan dönüşünde yaptı. Erdoğan’ın açıklamaları, uluslararası ilişkileri ‘müşterinin’ dikkatini çekme esasına dayandıran bir şark kurnazlığından çok daha fazlasını ifade ediyordu. Erdoğan, Şangay kararını çok önceden almış ve gerekli temasları kurmuştu. Bu açıklamayla da aslında Türk halkına Şangay kampanyasını pazarlamış oldu. Konuya iyi niyet ve saflıkla yaklaşan kimileri, Erdoğan’ın bu isteğinin asla yerine gelmeyeceğini düşünebilir. Ne var ki Türkiye’nin neredeyse 200 senedir kendine Batı’dan başka bir yaşam alanı benimsememiş olduğunu, ulusal bağımsızlık savaşında dahi İngiliz ya da Amerikan mandasını bağımsızlığının teminatı olarak gördüğünü, yakın zamana kadar ABD’nin kayıtsız şartsız müttefiki ve dostu olduğunu düşününce, Türk toplumunun tek taraflı ve dev bir propaganda aracı vasıtasıyla Şangay ittifakına yönlendirilmesinin bile Batı için telafisi olanaksız bir kayıp olduğu kanaatindeyim.”
‘GÜLEN’İN ABD GARANTÖRLÜĞÜNDE BİR ÜÇÜNCÜ DÜNYA ÜLKESİNE TRANSFERİ SAĞLANMALI’
Raporda ayrıca, Fetullah Gülen’in ABD’de bulunmasının Türkiye ABD ilişkilerinin bozulması riskine karşı ABD’nin garantör olacağı ve güvenini sağlayacağı bir üçüncü dünya ülkesine transferinin sağlanması gerektiğine dikkat çekildi.
‘ENVER ALTAYLI TÜRK, AMERİKAN VE İSRAİL DOSTLUĞUNA İNANMAKTADIR’
“Enver Altaylı Was” ile başlayan bir başka yazıda ise Enver Altaylı’nın öz geçmişi olduğu, metnin en dikkat çekici kısmının ise “Enver Altaylı, Türk, Amerikan ve İsrail dostluğuna inanmaktadır; kanaatince bu tarafların çıkarları çatışmamakta ve Türkiye’nin jeopolitikası, Amerika ve İsrail’le işbirliğini zaruri kılmaktadır” şeklinde kendisini anlattığı kısım olduğu kaydedildi.
TSK’DAN ATILAN FETÖ’CÜLERLE İRTİBATLI
Enver Altaylı’nın geçmişte bazı ABD’li kıdemli istihbaratçılarla kurduğu yakın ilişkiye bağlı olarak ABD’deki bir kısım eski asker, istihbaratçı ve işadamı ile temasının sürdüğü, ABD ve Avrupa’daki bazı FETÖ mensupları ve TSK’dan ihraç edilmiş FETÖ mensubu eski subaylarla irtibatlı olduğu belirtildi.
Bunlar arasında 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında TSK’dan ihraç edilen ve halen yurtdışında bulunan eski subaylar Serdar Gülsoy ve Ali Çakan’ın yer aldığı ifade edildi.
Altaylı’nın, “FETÖ mensubu eski askerler tarafından hazırlanan “Erdoğan ve Türkiye’nin Dönüşümü” başlıklı propaganda metninin Almanya ve İsrail’de üst düzey yöneticilere iletilmesi amacıyla İsrailli Profesör Dr. Amatzia Baram’a gönderilmesini sağladığı, çeşitli uluslararası örgütlenmeler, yabancı lobi şirketleri ve akademisyenlerle bağlantılı olduğu” kaydedildi.
‘ERDOĞAN KRAVATLI BİR IŞİD MİLİTANI’
ABD’li ve Avrupalı muhafazakar/sağcı siyasetçi, bürokrat ve işadamlarının toplantılarına katılan Altaylı’nın yabancı uyruklu şahıslara “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çok hızlı bir şekilde Türk toplumunu değiştirdiğini, tedbir alınmaması halinde Türkiye’nin yedi yıl içinde cihatçıselefi terörizmin merkezi haline geleceğini, Türk ordusunun tasfiye edildiğini, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘kravatlı bir IŞİD militanı’ olduğunu, Fetullah Gülen’den seleficihadi harekete karşı istifade etmenin mümkün olduğunu, 15 Temmuz darbe girişiminin kurgu olduğunu ve Cumhurbaşkanının bunu kullanarak rakiplerini tasfiye ettiğini, Cumhurbaşkanının kendi ordusunu kurduğunu, laik Cumhuriyeti yok etmekte olduğunu” ifade ederek, FETÖ’nün kullandığı propaganda argümanlarına paralel açıklamalar yaptığı belirtildi.
FETÖ’NÜN TEPE YÖNETİMİYLE GÖRÜŞMELER
İddianamede, Altaylı’nın FETÖ’nün tepe yönetiminde yer alan Mustafa Özcan ve Bilal Ekşi ile yaptığı görüşmelere de dikkat çekildi. Altaylı’nın Mustafa Özcan ile özellikle Gezi olayları, dershane problemi, 1725 aralık 2013 operasyonları, 1725 aralık 2013 tarihli operasyonların savcılarının görevden alınmaları gibi olayların hemen öncesi veya sonrası görüşmeler yaptığı belirtildi.
Altaylı’nın FETÖ’cü Bilal Ekşi’nin ABD yönetimine yakın etkin şahıslarla temas kurma girişimlerinde aracı rol oynadığı ifade edildi.
GÜLEN’İN ABDULLAH GÜL’E MEKTUBU
Enver Altaylı’da ele geçirilen materyallerin içerisinde FETÖ lideri Fetullah Gülen’in eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e dershanelerin kapatılmasına yönelik çalışmaların başladığı dönemde yazdığı değerlendirilen mektubun yer aldığı iddia edildi. Mektupta özetle, “FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü yapılanmasını müdafaa ettiği, örgütün faaliyetlerini övücü sözler sarfettiği, destek ve uzlaşma arayışı içerisinde bulunduğu, örgüt dershanelerinin kapanmaması için talepte ve destek arayışında bulunduğu yönünde tespitte bulunulduğu” belirtildi.
HTS KAYITLARI
HTS verileri üzerinde yapılan çalışmalarda, Enver Altaylı’nın FETÖ ile bağlantılı birçok üst düzey örgüt mensubu ile yoğun irtibat kayıtlarının olduğu tespit edildi. Bunlar arasında Mümtazer Türköne, CHP ve Deniz Baykal ile MHP kaset kumpasları ve gazeteci Haydar Meriç’in öldürülmesinde adı geçen İbrahim Faruk Bayındır, Erkam Tufan Aytav, Salih Yaylacı, Afganistan ve Pakistan Uzmanı Michael Semple ile yoğun irtibat kaydı bulunan Nizamettin Afşar, 15 Temmuz darbe girişiminden 2 gün önce, yani 13 Temmuz 2016 tarihli birçok görüşme yapılan Hidayet Kara ve birçok farklı yabancı ülke görüşme kaydı yer aldı.
VERYANSINTV