Arslan, Eskişehir'de 11 Ekim tarihinde ayrıldığı eşi tarafından satırla ağır yaralandıktan 44 gün sonra tedavi gördüğü Eskişehir Osmangazi Üniversite Tıp Fakültesi Hastanesi'nde hayatını kaybetmişti. Ayşe Tuba Arslan'ın çantasından çıkan eşinin uyguladığı şiddet ve tehditlerini anlatan iki sayfalık şikayet dilekçesi yürekleri burktu.
Öldürülmemek için elinden geleni yapan Arslan, uzaklaştırması olduğu halde eşinin eve gelerek kendini darp ettiği ve kocası tarafından defalarca tecavüze uğradığını şikayet mektubunun bir bölümünde ifade ediyor.
Arslan şikayet mektubunun devamında ise ölmemek için yetkililerden şu şekilde yardım istemiş,
"Tekbir kararı olmasına rağmen hiçbir şekilde sonuç alamadım. Yalçın Özalpay tekrar fiziksel şiddet gösterdiği için hayatımdan endişe ediyorum. Yalçın Özalpay'dan korkuyorum. Her gün işe gelip giderken beni takip ediyor. Yalnız sokağa çıkamıyorum, bu nedenden dolayı işe babam getirip götürüyor. Babamın yanımda olmadığı zamanlarda şahsıma yönelik ağza alınmayacak hakaretlerde bulunuyor. Artık namusuma dil uzatıyor. Sokaklarda bağırıyor. Herkes bize bakıyor. Ve bütün arkadaşlarımı rahatsız ediyor. Telefonla arayıp kötü kadın diye anlatıyor. Beni çocuklarımdan uzaklaştırdı, anneniz kötü kadın diye anlattı. Ben evimden çıkmayacaktım uzaklaştırma kararı olduğu halde zorla eve girdi. Ben evi terk etmek zorunda kaldım. Çünkü fiziki şiddet ve tecavüz ediyordu zorla dayanamadım ardık ben evimden çıkmak zorunda kaldım. Benim can güvenliğim hiç yok. Kezzap atmak, öldürmek, tehdit ediyor. Dayanacak gücüm kalmadı. Bunun gibi bir çok tehditlerde bulunuyor. Bana artık iftira atıyor. Bankada param varmış adamla yaşıyormuşum. Bana para vermiş, ev almış. Artık çok yoruldum, ne yapacağımı bilmiyorum. 25 yıllık evliliğimde ne kadar altın varsa elimden aldı. Ben 25 yıldır iyiydim evi terk edince kötü oldum. Herkese böyle anlatıyor. Artık bu iftiralara dayanamıyorum. Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan rica ediyorum bir kadın olarak ben öldükten sonra mı bana yardımcı olacaksınız."