Tamer Korkmaz Yeni Şafak'taki köşesinde bugün yazdığı yazıda, "Güneri Nicholson Cıvaoğlu" diye adlandırdığı ikilinin birbirini " “Kan kardeşim” diye çağırdığını, bu nedenle bu ikiliye "zum yapıyoruz" diyerek Güneri Cıvaoğlu'nun 12 Eylül öncesi "sağcı" flamalı Tercüman gazetesinde sağcıları solculara kışkırtıcı "ajitasyon"lar yaptığını iddia etti.

Güneri Cıvaoğlu CIA Ajanlarının buluşma yeri ünlü Como Gölü Toplantıları'na 1999 yılında katılmış, dönüşte  'Arı Grubu'nu övmüş ve yazdığı yazıyı "Karşımızdakilerle (YunanPKKRum kesimi) diyaloga devam etmeliyiz" diye bitirmişti.

Tamer Korkmaz'ın yazısının ilgili bölümü şöyle:

HALEFSELEF İKİLİ

NATO’nun, bir başka söyleyişle onun gizli ve derin örgütü Gladyo’nun Türkiye’deki Medya Masası özel görevlileri halef selef” olarak “özel görev” icra etmiş bir ikiliye zum yapıyoruz…

“Solcu” flamalı Güneri Cıvaoğlu, 12 Eylül 1980 öncesinin o fevkalade gerilimli, çatışmalı, kanlı yıllarında “Sağcı” flamalı Tercüman gazetesini yönetirken; bol kepçe ajitasyonlu yayınlara imza atıyordu.

Tercüman’ın, Kanlı 1 Mayıs 1977 öncesindeki ve sonrasındaki manşetleri; bunlardan sadece birisidir.

“Usta” Güneri’nin 90’ların başından itibaren kavuğunu devrettiği “Çırak” Ertuğrul’un; yirmi yıl boyunca yönettiği Hürriyet’te attığı malum derin manşetler ise birkaç ciltlik ansiklopediyi doldurur.

Ertuğrul, Hürriyet’i bırakalı on bir yıl olsa da; halen daha medya masasındaki derin vazifesine devam ediyor. Eleman devşirmeyi de sürdürüyor.

PSİKOLOJİK HAREKÂT

Haydut Devlet ABD’nin bir milyondan fazla sivili taammüden katlettiği Irak’ın işgalini “canla başla” desteklerken, adı Ertuğrul Özbuş’tu!

Şimdilerde, kendileri Ertuğrul Özbaydın’dır.

Ankara’yı, eskiden olduğu gibi Washington’la “uyumlu hale getirebilmek” hesabıyla “Psikolojik Harp” çalışıyor!

Gurusu Güneri’nin köşesinden gelen “Batıcı Muz Orta” ile kaleme aldığı “Girit Formülü ile Yeniden Takıma Dönüş Fotoğrafı” başlıklı yazısı (19 Şubat ’21), bunun en belirgin örneğidir.

O CÜMLELER GAYET AÇIK

Türkiye’nin S400’leri satın alması ve Haydut ABD’nin bütün tehdit ve baskılarına rağmen bu minvaldeki kararlılığını sürdürmesi, Gladyo’nun Etki Ajanı Ertuğrul’u bunalıma sürüklemişti.

Mister Özbaydın, o yazısında; Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın, bir süre önce Sedat Ergin’e verdiği röportajda bahsettiği Girit Formülü’nden yola çıkarak sanki “Ankara S400’ler konusunda geri adım atacakmış” gibi bir algı harekâtı çalıştı!

Batı Yanlısı temennisi ile gerçeği karıştırıyor ve mesela, Akar’ın Sedat Ergin’e söylediği şu son cümleleri yok farz ediyor:

“Sürekli kullanacağız diye bir şey yok ki: Bu sistemler tehdit durumuna göre kullanılır. Ona da biz karar veririz!” (9 Şubat, Hürriyet)

Buna, Hulusi Akar’ın Posta’ya verdiği demeci de ekleyelim: “S400’ler kullanılmak için alındı. Vazgeçilmesi söz konusu değil” (18 Aralık 2020)

ÖRTÜLÜ SAVAŞ

Ezcümle: Bağımsız Türkiye’nin Batıcı takıma döndüğü falan yok!

Türkiye’miz; kendisine PKK’sını, FETÖ’sünü ve de IŞİD’ini saldırtan Haydut ABD ile örtülü, adı konulmamış, ilan edilmemiş bir tür harp yapıyor, yahu…

Ertuğrul’un birkaç yıl önce Bild’deki yazısında “Radikal Kürt Partisi” diye tanımladığı PKK terör örgütünün; Gara’daki 13 masum vatandaşımızı “Pentagon’un talimatıyla katlettiğini” anlamak hiç de zor değildir.

Siyasetcafe.com