Bugün (14.11.2020) Ankara Kocatepe Camii ve Cebeci Mezarlığı’nda hüzünlü bir cenaze töreni vardı.
Ancak kalabalık değildi.
Merhumun sadece ailesi ve çok yakınları katıldı.
1964 Mülkiye (Siyasal Bilgiler) mezunu Erkan Ersil, Eylül sonundan beri mücadele ettiği korona virüsü tedavisinin ardından kalbine yenik düştü.
Ersil’in vefat ilanlarını pek bir yerlerde görmemişsinizdir.
O, 40 yıl boyunca MİT’te çalışmış, en uzun süre personel daire başkanlığı yapmış, müsteşarlığı Mehmet Eymür tarafından önlenmiş bir isimdi.
Azerbaycan’ın Karabağ zaferinin gündemde olduğu şu günlerde, zaferin sahibi İlham Aliyev’in babası Haydar Aliyev’e karşı düzenlenmek istenen Amerikancı darbeyi önleyen ekipte yer almıştı.
AZERBAYCAN’DAKİ DARBE GİRİŞİMİ
ABD, 1991’de çöken SSCB sonrası, Azerbaycan’daki Haydar Aliyev yönetiminden memnun değildi.
Onu değiştirmek istiyorlardı.
Nedeni şuydu:
Azerbaycan’ın ilk Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, 1982’de Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkez Komitesi Politbüro üyeliğine seçilmiş ve SSCB Bakanlar Kurulu Başkanı Birinci Yardımcısı görevine getirilmişti. Buradaki milletvekilliği görevini yaklaşık 20 yıl sürdüremüş, 5 yıl da SSCB Yüksek Sovyeti Başkan Yardımcısı olarak da görev yapmıştı.
Aliyev’in arası Amerikalıların pek sevdiği Gorbaçov ile de iyi değildi.
1987’de SBKP Politbürosu Genel Sekreteri olan Mihail Gorbaçov‘un yürüttüğü Perestroyka ve Glasnost politikalarını protesto ederek görevinden ayrılmıştı çünkü.
İşte bunun için 1994 ve 95 yıllarında Bakü’de darbe girişimleri olmuştu.
Peki bunlarla Türkiye’nin ilişkisi neydi?
O dönem Türkiye Başbakanı olan Tansu Çiller ve eşi Özer Çiller, ABD’ye çok yakındılar.
Milliyetçi bir çizgi altında Washington’un çıkarlarını da gözetiyorlardı.
İşte Çiller döneminde yaşanan başarısız Bakü darbesi MİT raporlarına girmiş ve doğrudan kendisi suçlanmıştı.
1996’daki ünlü Susurluk Kazası’ndan sonra ortaya saçılan bilgilere göre Türkiye'deki bazı unsurların darbeyi desteklediği ortaya çıkmıştır.
Milli İstihbarat Teşkilatı’nın Susurluk kazası raporuna göre, Haydar Aliyev'e yönelik darbeyi, Tansu Çiller’in onayı ile dönemin Türk Cumhuriyetleri ve Akraba Toplulukları’ndan Sorumlu Devlet Bakanı Ayvaz Gökdemir, dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar ve İbrahim Şahin planlamış ancak MİT'in olayı Süleyman Demirel'e bildirmesi ve Demirel’in Aliyev'i haberdar etmesi ile darbe girişimi başarısızlığa uğramıştı.
Gerçi o girişimi savunanlar, Rusya’nın adamı Haydar Aliyev’i devirip Türkçü lider Ebulfeyz Elçibey’i iktidara getirmeyi hedeflediklerini söyleseler de, olayın derinliği Washington’u işaret ediyordu.
CIA’nın amacı Bakü’de kendi adamlarından birini görmekti esasen.
MİT’in üst düzey 4 yöneticisi ise bu darbe girişimini son anda Cumhurbaşkanı Demirel’e bildirerek önlemişti.
İşte 40 yıllık hizmeti sonrası Kocatepe Camii’nde sade bir törenle sonsuzluğa uğurlanan Erkan Ersil onlardan biriydi.
Tansu Çiller döneminde “illa da sivil” olsun diye MİT’in başına getirilen eski Büyükelçi Sönmez Köksal tarafından sürgüne yollanan ünlü “4 E”den biri de Ersil’di.
1995 Mart’ında Bakü’de görevli olan Ertuğrul Güven, bir röportajında olayı bizzat anlattı.
SORU: “MİT'e dışarıdan birinin müsteşar olarak atanması içerde çok tepki çekmiş. Tepki gösterenlerin başında da siz geliyormuşsunuz. O zamanki üst yönetim neden Köksal'ı kabullenmek istemedi?”
Ertuğrul Güven: “Maalesef Köksal döneminde hizipler ortaya çıktı. "4 E" operasyonu ile uzaklaştırıldık. Bir gün bir sarı zarf geldi. Sarı zarf bizde atama demektir. Ben anladım tabii. Emre Taner Kıbrıs'a gönderildi, Ertan Ömerbeyoğlu Almanya'ya, ben Bakü'ye ve Erkan Ersil de Özbekistan'a gönderildi. Azerbaycan'da darbeyi haber vererek Türkiye'nin itibarını kurtardık. Demirel bizim telefonumuz üzerine aradı Aliyev'i. Azerbaycan'da Başbakan Çiller'in eşi Özer Çiller'in ticari faaliyetleri vardı. Aliyev'in devrilmesini istiyorlardı.”
Aliyev'e darbe girişimi yapılacağını haber veren Demirel, Ertuğrul Özkök’e olayı anlatmıştı:
‘‘Biz Aliyev'le birlikte Kopenhag'daydık. Orada fakirlik ve zenginlik üzerine uluslararası bir konferans vardı. Aliyev'le bir kenara çekildik. ‘Sen burada ne duruyorsun. Ülkende hadise var. Hemen Bakü'ye dön' dedim. Aliyev'e bir darbe girişimi yapılacağını orada haber verdim. Kopenhag'dan Pakistan'a gidecekti. Hemen o ziyareti iptal etti ve Bakü'ye döndü.’’
Ertuğrul Özkök’ten aktarıyorum:
“Peki darbe girişimi olacağını Demirel’e kim haber vermişti?
‘‘MİT verdi’’ dedi.
Bilgiyi Demirel mi istemişti, yoksa MİT gelip kendiliğinden mi anlatmıştı?
Onun cevabını da aldım.
MİT kendiliğinden gelip bilgi vermiş.”
Aliyev’in bastırdığı darbe girişimi, 400 civarında insanın hayatına mal olmuştu. Bunlar arasında, Türkiye’de Özel Harekat aracılığı ile eğitilen Azerbaycan’daki özel polis kuvvetlerinin başındaki Ruşen Cevadov da vardı.
Darbe girişimini MİT ve Demirel sayesinde atlatan Haydar Aliyev, bu olayı fazla dillendirmemiş, yalnızca bir kez, Ankara'da dönemin TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk'a "Türkiye, bizim içişlerimize burnunu soktu, olaylar 400 civanıma mal oldu", demişti.
İşte bugün de Haydar Aliyev’in oğlu İlham Aliyev, üstün stratejik başarısıyla on yıllardır işgal altındaki Azerbaycan topraklarını kurtarmayı bildi.
Bunda rahmetli Erkan Ersil’in de payı vardı.
“4 E” olarak adlandırılan isimlerin bir önemli düşmanı da ünlü MİT’çi Mehmet Eymür’dü.
Eymür, kendi sitesi Atin.org’da onun hakkında şunları yazmıştı:
“MİT'te 14 Şubat 1994'te yeniden işe başlamadan önce Başbakanlık Konutu'na çağırılmıştım. Burada Özer Çiller'le görüştüm. Özer Bey, Nuri Gündeş'in MİT Müsteşarlığı için tavsiye ettiği bir isim listesi göstererek bunlar hakkında ne düşündüğümü sordu. İsimlerin başında MİT'in eski Personel Başkanı Erkan Ersil ve Ertuğrul Güven vardı.”
Eymür, tahmin edileceği üzere bu isimleri kötüledi ve uygun olmadıklarını söyledi.
Ancak Erkan Ersil’in MİT Müsteşarlığı için düşünüldüğünü de açıklamış oldu.
İşte o dönemki 4 E’nin (Ertuğrul Güven, Emre Taner, Erkan Ersil, Ertan Ömerbeyoğlu) 1995’te önledikleri darbe, bugün Azerbaycan’a bu zaferi getirdi.
Ertuğrul Güven bir süre önce ile Erkan Ersil ise 2 gün önce vefat etti...
Rahmetli Erkan Ersil camiada ve çevresinde çok sevilen bir isimdi.
Ruhları şad olsun.
NOT: Erkan Ersil’in ailesinin vefatı sonrası yolladığı mesajı da not düşmek istedim:
“Sevgili Babamız Erkan Ersil’in 80 yıla sığan, belki de sığamamış olan başta Aile Babalığı, Nevşehirliliği, Devlet Adamlığı, İstihbaratçılığı, Mülkiyeliliği, Gazi Liseliliği, Yenimahalleliliği, Arkadaşlığı ve en önemlisi İnsanlığını dün itibarı ile daha güzel bir dünyaya uğurlamış bulunuyoruz. “Can” Azerbaycan’ın enfes tanımlaması buraya nasıl da güzel uyuyor: “Dünyasını değişti…”