Cumhurbaşkanı Erdoğan, Millet Kütüphanesi'nde "Cumhuriyetin 97. Yılında Milli Mücadele Sergisi" açılış programında önemli açıklamalarda bulundu.

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

Bundan bir asır önce İstiklal harbimizi veren cumhuriyetimizi kuran başta Mustafa Kemal ve tüm kahramanları şükranla yad ediyorum. Cumhuriyetimizin kuruluşundan bu yana ülkemizin gelişmesi, büyümesi için ter dökmüş, katkıda bulunmuş herkesi şükranla anıyorum.

Ülkemizin bütünlüğü, milletimizin birliği, devletimizin bekası uğruna kahramanca mücadele eden tüm askerlerimize, güvenlik güçlerimize teşekkür ediyorum. Tarihten ve yaşadığı coğrafyadan tamamen silinmeye çalışılan bir milletin yeniden ayağa kalkışın sembolü olan İstiklal Harbimizdeki ruh ve heyecan bugün de yolumuzu aydınlatıyor.



İstiklal Harbimizi zafere ulaştırıp Cumhuriyetimizi kurarak pek çok mazlum milletin gönlüne bağımsızlık ateşinin özü Anadolu'dan çıkmıştır. Balkanlar'dan Güney Asya'ya yayılan özgürlük ateşinin közü Anadolu'dan çıkmıştır. Bugün de kalbi ve gözü üzerimizde olan nice mazlum ve mağdurlara umut veriyoruz. Türk milletinin istiklal mücadelesini vatanına, bayrağına, ezanına sahip çıktığı sürece bitmeyecektir.

Bölgemizde yazdığımız her yeni destanla maziden atiye kurduğumuz köprüyü takviye ediyor, güçlendiriyoruz.

Halide Edip Hanımefendi şöyle diyordu: 'Ruhu göklerde olan ecdadımız minarelerimizden yedi yüz yılın şanlı Osmanlı tarihinin bugünkü faciasını seyrediyor. Bu tarihi, bu muazzam meydanda zafer alayları yapan kahraman ecdadımızın ruhları karşısında, dünyanın bir başından bir başına at süren ona mağlup erlerin gazapları karşısında başımı kaldırıyor ve diyorum ki: Ben Türk ve Müslüman tarihinin bedbaht bir kızıyım. Eskileri kadar kahraman fakat bedbaht yeni milletin de bedbaht bir anasıyım. Bu yeni millet namına, ulu ecdadımızın ruhları önünde başımı eğip yemin ediyorum. Bugün kolları kesilmiş Türk milletinin geçmiş günlerdeki kadar cesur bir ruhu var.

Yemin ediyorum ki, göğsünü adalet ve insaniyetten alan ecdadımın ilahi namusuna hıyanet etmeyeceğiz. Allahıma ve hakka dayanarak Türk milletinin son yolunu size ve dünyaya ilan ediyorum.

Beni dinleyiniz: Kardeşlerim, evlatlarım; Asırlardan beri sinsi sinsi devam eden Avrupa'nın istila siyaseti her vakit Türk toprakları üzerinde en vicdansız bir şekilde tecelli etmiştir. Ayda ve yıldızlarda zapt edilecek Müslüman ve Türk toprakları ve milletleri olduğunu haber alsa oraya istila ordusu göndermek için mutlak yol bulacak olan Avrupa'nın eline nihayet bir fırsat geçmiştir. Türk'e zalim ve günahkar diyen, milletlerin günahı için mahkeme kuranların bu günahı o kadar çirkin ve sefil bir günah ki, lekesini engin denizlerin nihayetsiz suları yıkayamayacaktır. Avrupa'nın bu günahı karşısında sizin için bugün yegane yükselen ses Müslüman dünyanın sesi!



Esaret boyunduruğunun zincirleri ta canına geçmiş olan Müslüman kardeşlerimiz sizin için bugün gür sesleri ile haykırıyor. Ben kardeş Müslüman dünyalarına da sizin namınıza yemin ediyorum. Davamız şudur:

Türkiye'nin mevcut olan hak ve istiklalinin elinden alınmaması. Türkler ve Türkiye ecdadlarına ve bayraklarına ve milletimizin ebedi ve ilahi hakkına hıyanet etmeyeceklerdir.

Ya Rabbi, hakkın ve milletlerin bir mahşeri, bir mahkemei kübrası hazırlanıyor. Bu mahkemeye millet ve hakkı çiğneyen zalimler gelecektir. Ve bu zalimleri en evvel kendi milletleri mahkum edecektir. Milletlerin ruhunda her vakit ilahi bir hak ve büyüklük vardır.'

"BAŞKALARINA HAYRAN OLMAK YERİNE KENDİNE GÜVENEN"
Buradaki ifadeler İstiklal harbimizin manasını en güzel şekilde anlatıyor. İnşallah biz de aynı ruh ve heyecanla ülkemizi 2023, 2053, 2071'e taşıyacağız. Medeniyetimizin ve tarihimizin bize yüklediği sorumluluk elbette ağırdır ama şereflidir. Bizim gibi kesintisiz devlet geleneğine, kadim geçmişe sahip millet yoktur.