Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu başta olmak üzere muhalefet partileri ve toplum kesimlerinden gelen yoğun tepkiler üzerine ABD’li şirket McKinsey konusunda geri adım attı.
'Cahil ve yüzsüzlükle' suçladığı Kılıçdaroğlu'nun, 'Türkiye, Amerika’ya teslim ediliyor' iftirasında bulunduğunu savunan Erdoğan, 'Geçen bütün arkadaşlarıma söyledim, bunlardan fikri danışmanlık hizmeti de almayacaksınız dedim. Hiç gerek yok, biz bize yeteriz' dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin Kızılcahamam kampında özetle şu görüşleri dile getirdi:
* Her kriz birçok fırsat yaratır: Ekonomide eksiklerimiz, sıkıntılarımız, çözmemiz gereken sorunlarımız yok mu? Elbette var. Her kriz, beraberinde birçok fırsatı da getirir. Devlet yönetimi olarak bu krizin üstesinden gelmek için normal şartlarda yıllara sari olarak yapabileceğimiz büyük reformları ve köklü değişiklikleri kısa sürede hayata geçirdik, geçiriyoruz.
* McKinsey tartışmaları: Son günlerde finansal danışmanlık hizmeti alınan bir şirket üzerinden yapılan tartışmalar, güya bizi töhmet altında bırakarak, aslında örtülü bir şekilde ülkemizi yeniden aynı cendereye sokma girişiminden ibarettir. Ama biz bu oyuna gelmeyiz. Anamuhalefetin başındaki zat şunu da çok iyi bilsin, sınırlarımız içinde bayrağımızın dalgalanması, ezanlarımızın okunması konusunda ne kadar kararlıysak bu konuda da aynı hassasiyete sahibiz. Onu seninle de paylaşmayız. Bunu böyle bilesin. Bize bu konuda ders vermeye de kalkma. Bu millet seni çok iyi bilir, bizi de çok iyi bilir. İktidara geldiğimizde Türkiye’nin IMF’ye borcu 23.5 milyar dolardı, ey Kılıçdaroğlu bundan haberin yok demek ki.
* Yatırımcı çağırıyoruz: Anamuhalefetin başındaki zat, kriz diyor. Türkiye’de bir defa kriz yok, manipülatif hareket var. Bununla bir fatura kesmeye çalışıyorlar, sende bu faturanın aktörleri arasında yerini alıyorsun. Güya resmi ziyaret yaptığımız ülkelere bize para vermeleri için yalvarıyormuşuz. Ne kadar zavallısın. Biz kimseye gidip para istemedik, biz bu ülkelerden ülkemize yatırımcı davet etmenin çalışmalarını yapıyoruz.
* Cahil, yüzsüz: IMF dayatmaları dışında bir ekonomi yönetimi usulü bilmeyen cahil ana muhalefetin, dünya ticaret sistemini kökten değiştirecek bu tür girişimler karşısındaki şaşkınlığını biz mazur görüyoruz. Yine bu zat, kendince büyük sandığı birtakım rakamları zikrederek, Türkiye’nin borcunu çeviremeyeceğini ima etmeye çalışıyor. Her şeyden önce ülkemizin ekonomik büyüklüğü onun söylediği rakamların kat be kat üzerindedir, be hey cahil, önce bunu bir öğren. Bu zatın Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ile ilgili yalanlarını defalarca ortaya koymuş olmamıza rağmen hâlâ aynı imalarla konuşuyor olmasını ise ancak yüzsüzlüğü ile izah edebiliyorum. Utanmadan kalkmış benim yüzümün kızarıp kızarmayacağından bahsediyor. Bizim yüzümüz edebimizden kızarır, edepsizliğimden değil sizin gibi.
* Biz bize yeteriz: Bu zat ekonomi yönetimimize hizmet vermek üzere ücreti mukabili tutulmuş bir danışman firması üzerinden sorduğu sorularla bizi güya köşeye sıkıştırmaya çalışıyor. Bundan böyle tabii ona bu fırsatı da vermemek için tabii özel sektör bizi ilgilendirmiyor o ayrı bir konu. Geçen bütün arkadaşlarıma söyledim, bunlardan fikri danışmanlık hizmeti de almayacaksınız dedim. Hiç gerek yok, biz bize yeteriz. Eskiden beri soru soran ama cevabını hiç dinlemeyen bu zata değil ama ola ki onun hezeyanlarıyla kafası karışmış olanlar varsa onlara şu gerçekleri ifade etmek isterim. Türkiye, evet bir dönem sadece ekonomisini değil, savunmadan tarıma, sanayiden ticarete her şeyini Amerika’ya teslim etmiştir. Türkiye bu felaketi tek parti CHP ve onun milli şefi İnönü döneminde yaşamıştır.
* İş bilmezlikse ihanettir: Pek çok özel sektör kuruluşunun dahi başvurduğu basit bir yöntemi, Türkiye’nin bu yolla Amerika’ya teslim olduğu iftirasına götürmek açık söylüyorum iş bilmezlik değilse, ihanettir. Ana muhalefet bu tavrıyla ülkemize yönelik ekonomik saldırılara destek vermekte, bu çevrelerin değirmenlerine su taşımaktadır.