Cumhurbaşkanı’nın Ak Parti il kongreleri sebebi ile yaptığı konuşma Batıcı kesimde bir sevinç dalgası yarattı. Muhalefetin kalemşorları adeta bayram ediyorlar. Erdoğan’ın “Kendimizi başka yerde değil Avrupa'da görüyoruz.

Cumhurbaşkanı’nın Ak Parti il kongreleri sebebi ile yaptığı konuşma Batıcı kesimde bir sevinç dalgası yarattı. Muhalefetin kalemşorları adeta bayram ediyorlar. Erdoğan’ın “Kendimizi başka yerde değil Avrupa'da görüyoruz. Geleceğimizi AB ile kurmayı tasavvur ediyoruz” şeklindeki sözlerini, Batı’ya teslimiyet olarak okuyorlar. “Batılılar adamın burnunu işte böyle sürter” diye kıs kıs gülüyorlar.

DEVLETİN AJANSI NE DEMEK İSTİYOR?

Bu konunun ilk boyutu iletişim ile ilgili. Batıcıların Erdoğan’a hakarete varacak denli alaycı sözleri yukarıda andığım cümleye dayanıyor. Oysa konuşmanın başı ve sonu da var ve her konuşmada olduğu gibi ancak tamamına bakıldığında gerçek manası anlaşılabiliyor. Erdoğan’ın sözlerinin tamamı şöyle:“AB’den bize verdiği sözleri tutmasını, ayrımcılık yapmamasını, en azından ülkemize yönelik aleni düşmanlıklara alet olmamasını bekliyoruz. Kendimizi başka yerde değil Avrupa'da görüyoruz. Geleceğimizi AB ile kurmayı tasavvur ediyoruz.

Amerika ile müttefiklik ilişkilerimizi bölgesel ve küresel meselelerin çözümünde aktif olarak kullanmak arzusundayız. Rusya ve İran gibi köklü tarihi münasebetlerimizin bulunduğu ülkeleri asla göz ardı edemeyiz. İslam alemi ve Türk dünyası ile çok derin ilişkilerimiz var. Bölgesel paktlar ile iş birliğimizi geliştirme arayışındayız. Müdahil olduğumuz her yerde toprak bütünlüğü ve siyasi birlik temelinde çözümler için çalışıyoruz. Hiç kimsenin Türkiye’yi yalanyanlış argümanlarla itham etmeye, tecrit etmeye, tehdit etmeye hakkı yoktur.”

“Ne var bunda, muhalefet medyası her zaman konuşmaları kafasına göre kesiyor” diyebilirsiniz. Ancak orada durun, çünkü bu işi yapan muhalefet medyası değil, Anadolu Ajansı’nın sosyal medya hesabı. Erdoğan’ın sözleri, bizzat devletin haber ajansı tarafından cımbızlanıyor. Böylesi bir çarpıtma neden ve nasıl yapılabilir? İncelenmeye değer bir soru olarak ortada duruyor.

CUMHURBAŞKANI NE DEDİ?

Konunun ikinci boyutu Sayın Cumhurbaşkanı’nın sözlerinin anlamına ilişkin. Tabii ki sözlerin kırpılan kısmını değil tamamını kast ediyoruz. Bu sözlerden Türkiye’nin Batı ile ilişkilerinde eski koşullara döneceğini, 75 yıldır olduğu gibi yeniden Batı’nın emir eri konumuna düşeceğini çıkarmak için yüksek bir hayal gücüne sahip olmak lazım. Erdoğan, Batılılara açıkça “işimize karışmayın” diyor. “Bağımsız rotamızda ilerliyoruz diye bizi tehdit edemezsiniz” mesajı veriyor.

Altını çizerek söyleyelim: Türkiye’nin Batı ile ilişkilerine çeki düzen vermesi, geçici bir politika manevrası değil tarihsel bir zorunluluğun doğal sonucu. Çünkü artık emperyalist merkezler güç kaybediyor, dünya tek kutuplu olmaktan çıkıyor. Kurulan yeni dünyada Türkiye’nin kendi onurlu yerini garantilemesi gerekiyor.

Gücün Batı’dan Doğu’ya geçişi muazzam çekişmeleri, hiç beklenmedik gerilimleri beraberinde getiriyor. Dünyanın bu en çalkantılı döneminde Türkiye gemisini idare etmek sorumluğu ise Erdoğan hükümetinin omuzlarına biniyor. Türkiye, dünya dengelerini tek başına değiştirme gücüne sahip değil, bunun için bir yandan bağımsızlaşma hamleleri yaparken öte yandan mevcut dengeleri de gözetmek zorunda. Türkiye’nin Batı ile eski ilişki biçimine son vermenin yolu tüm ilişkileri kesip atmaktan değil, öncelikle mevcut ilişkilerin Türkiye lehine olabildiğince çok esnetilmesinden geçiyor.

Bu, aynı zamanda Türk ve İslam düşmanlığından kurtulması için Batı’ya verilen bir şans olarak da okunmalıdır. Batı’nın emperyalizmin ona bahşettiği tatlı meyvelerden kendi kendine vazgeçmesini beklemek fazlaca iyi niyetli olacaktır. Ama, Erdoğan’ın söylediği gibi, “en azından mazlumlara yönelik aleni düşmanlıklara alet olmaya” bir son verebilir.

BATI KARŞISINDA 'YANLIŞ BİLİNÇ'

Konuya dair üçüncü nokta, kendini milli saflarda gören insanlardaki kafa karışıklığıdır. Hafta sonu, Türkiye Gazetesi’ndeki bir köşe yazısında aynen şöyle bir cümle yer alıyordu: “Para Batı’da, Doğu’da bir şey yok.” Bu sözler, nesnel gerçekliği inkar etmeye kadar varacak bir Batı hayranlığının, sadece muhalefette değil milli çevrelerde de hala etkin olduğunu gösteriyor. Bu zihniyet, Erdoğan’ın konuşmasından cımbızla çekilen Avrupa vurgusunda kendi rüyalarını buluyor.

Oysa davamız, Türkiye’nin Batı’da ya da Doğu’da olması değil, kendi değerleri ve kendi doğal coğrafyası üzerinde bağımsız olması davasıdır. Bağımsızlığımızın önünde ise pek çok engel var ama, hiçbiri kendi peşin hükümlerimizden, aşağılık kompleksimizden daha güçlü değil. En önce bu “yanlış bilinci” silip atacağız.


Gaffar Yakınca

Aydınlık