Doğu Akdeniz’de enerji kaynaklarının art arda bulunmasının ardından Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), bölgesel ve denizaşırı ittifaklar peşinde koşarken, Türkiye ve KKTC, bu oluşumların dışında bırakıldı. Bölgede, İsrail’in Rumlarla yakınlaşmasına destek veren ABD ve doğrudan enerji pazarlıklarına dahil olan Avrupa Birliği’nden (AB) de destek görmeyen Türkiye, Deniz Kuvvetleri’nin korumasında doğrudan yürüttüğü arama faaliyetleriyle kendi yolunu çizmeyi tercih etti.
Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarına yönelik arama çalışmalarının hızlandığı 2009’dan sonra, bölgedeki ittifak arayışları da hızlandı. 2011’de İsrail açıklarındaki Leviathan sahasının yakınında Afrodit isimli doğalgaz sahasının bulunması, GKRY ile İsrail arasında da resmi ortaklığın önünü açtı. Türkiye bu anlaşmayı KKTC’nin haklarının güvence altına alınmadığı gerekçesiyle reddetti. Ancak Türkiye’nin tepkisine rağmen GKRY’nin enerji kaynakları üzerinden ortaklık çabaları hızlandı. Avrupa’nın da bölgede devreye girmesinin ardından İtalyan şirket ENİ, 2018’de Kıbrıs Adası'nın güney batısında, Calypso adlı 220 milyar m3’lük doğalgaz sahasını keşfettiğini açıkladı. Doğu Akdeniz’de ardı ardına kaynakların bulunmasının ardından Avrupalı diğer şirketlerle ve ABD’li ExxonMobil şirketi GKRY ile anlaşma yaparak doğalgaz arama faaliyetlerine başladı.
Türkiye uzun süre uluslararası enerji şirketleri ile anlaşarak bölgede yoğun olarak devam eden sondaj faaliyetlerine katılmak için çaba gösterdi. Ancak Türkiye’nin bu çabası karşılık bulmadı.
GERİLİM TACİZE VARDI
Bunun üzerine bölgedeki haklarını korumak için harekete geçen Türkiye, kendi sondaj gemileri Fatih ve Yavuz’u devreye sokarak, sondaj faaliyetlerine hız verdi. Türkiye’nin kıta sahanlığında yaptığı arama faaliyetleri Yunanistan ve GKRY’yi rahatsız ederken, gerilim tacize kadar vardı. Güzelyurt Araştırma Sahası’nda Yunanistan’a ait fırkateyn tarafından taciz edilen Türk gemisi, Deniz Kuvvetleri tarafından korundu.
Doğu Akdeniz’de Kıbrıs Rum Kesimi öncülüğündeki ülkeler yılbaşında ortaklıklarını resmileştirmek için Doğu Akdeniz Gaz Forumu’nu kurdu. Mısır, GKRY, Yunanistan, İsrail, İtalya, Ürdün, Filistin ve Mısır’ın ortak gaz piyasası hedefiyle kurduğu platform, Türkiye, KKTC, Lübnan ve Libya olmadan oluşturuldu. Türkiye ise, kendi olanaklarıyla arama faaliyetlerine devam etti.
Reklamdan sonra devam ediyor
Enerji Piyasaları ve Politikaları Enstitüsü (EPPEN) Başkanı Dr. Volkan Özdemir, Türkiye’nin çevresinde araştırma yapmaya başladığı Kıbrıs civarında henüz ön bulgular olduğunu ve burada henüz kaydadeğer bir rezerv bulunmadığını söyledi. Türkiye’nin Kıbrıs’ın batı, kuzey, ve güneyindeki bazı alanlarda kıtasahanlığı haklarına dayanarak araştırma yapabileceğini ifade eden Özdemir, “Asıl mesele jeopolitik meselesidir. Doğu Akdeniz Gaz Forumu’nu kurdular. Türkiye’de başarılı tatbikatlarla Deniz Kuvvetleri’nin haklarını koruyacağını ilan etti” dedi.
ABD ve AB’DEN TAM SAHA PRES
Artan gerilimle GKRY lideri Nikos Anastasiadis, Kıbrıs’ta doğalgaz sondaj çalışmaları başlatan Türkiye’yi BM’ye şikayet ederken, ABD ve AB’de de Türkiye’ye karşı GKRY’nin İsrail ve bazı Avrupa ülkeleriyle yaptığı gaz ortaklığı yanında taraf oldu. AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, AB’nin tek vücut halinde, Doğu Akdeniz’de doğalgaz arama faaliyetleri nedeniyle Türkiye ile gerilim yaşayan GKRY’nin arkasında olduğunu ifade etti. Tusk, Türkiye’den, AB’ye üye bir ülkenin (GKRY) egemenlik haklarına saygı duymasını beklediklerini dile getirdi. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Morgan Ortagus da, “ABD, Türkiye’nin, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kendi özel ekonomik bölgesi olarak hak talep ettiği bölgede deniz sondajı yapacağı yolundaki açıklamasından derin endişe duyuyor. Bu önemli bir şekilde tahrik edici ve bölgede gerilimi artırmaya yönelik risk teşkil edici adım. Biz Türk yetkililerden, bu operasyonlara son vermelerini ve taraflara sağduyuyla hareket etmelerini talep ederiz” açıklaması yaptı.
Türkiye ise geri adım atmadı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Antalya’da Yunan mevkidaşı Georgios Katrugalos ile medyaya seslenirken, “Türkiye’nin dahil edilmediği ya da dışlandığı hiçbir proje gerçekçi değildir. Türkiye’nin uluslararası hukuk çerçevesinde hakları vardır. Türkiye’yi dışlayarak bir yere varılamayacağının bilinmesi gerekir” diye konuştu.
Türkiye süreç içinde askeri olarak da arama gemilerinin yanında durmaya devam etti. Barbaros Hayreddin Paşa sismik araştırma gemisi ve Fatih sondaj gemisi ile Kıbrıs yakınlarında çalışmalarını sürdürürken, bu gemilere yapılacak olası taciz ya da saldırı girişimlerine halen Deniz Kuvvetleri’nin savaş gemileri 7 gün 24 saat esasına göre nöbet tutuyor.
Türkiye’nin bu bölgede yalnız başına kalmasının büyük risk olduğuna işaret eden Özdemir, Kıbrıs’ın birleştirilmesi ve KKTC’nin egemenlik hakkının ortadan kaldırılması planı olduğunu ifade etti. Gaz Forumu’nun dışında kalan Türkiye’nin Lübnan ve Suriye ile barışarak Doğu Akdeniz’deki enerji kaynakları için birlikte hareket etmesi gerektiğini ifade eden Özdemir, “Suriye’yle barış Doğu Akdeniz için de önemlidir. Türkiye için bu alanlar yeterince aranmamış alanlar. Türkiye ve KKTC burada mümkün olduğunca arama yapıp yerli üretim için potansiyeli değerlendirmeli. Türkiye’nin amacı onun bunun kaynağını Avrupa’ya taşımak değil, kendi enerji güvenliğini sağlayarak enerji bağımlılığını azaltmak olmalı” diye konuştu.