Uluslararası Enerji Ajansı İcra Direktörü Dr. Fatih Birol, Rusya'dan gaz ithalatının sıfırlanması için baskı olduğunu söyledi. Yüksek fiyatların süreceğini belirten Birol, “Avrupa'nın Rus gazını ikamesi zor.” dedi.
RECEP ERÇİN
TÜSİAD, Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) İcra Direktörü Dr. Fatih Birol'u ağırladı. Eski TÜSİAD Başkanları ve yönetim kurulu üyelerinin katıldığı toplantıda Rusya'nın Ukrayna operasyonu sonrası enerji piyasalarında gelişen ve değişen durum ele alındı. TÜSİAD Başkanı Orhan Turan etkinliğin açılışında yaptığı konuşmada, Avrupa'nın 2030 için yayınladığı rapora dikkat çekerek, fosil kaynaklar ve Rusya'ya olan bağımlılığın 2030'a kadar azaltılacağını söyledi. Türkiye için de hidrojen teknolojisine, yenilenebilir enerji kaynaklarına önceklik verilmesi gerektiğine değinen TÜSİAD Başkanı, “serbest piyasa mantığından” ayrı düşülmemesini önerdi.
BİRİNCİ KÜRESEL ENERJİ KRİZİ BAŞLADI
Toplantıda bir sunum yapan Dr. Fatih Birol, Rusya'nın Ukrayna operasyonu sonrası enerji piyasalarındaki gelişmelere değindi. Birol'un sunumundan aldığımız notlar şöyle oldu: “24 Şubat 2022 bence birinci küresel enerji krizinin başlangıç tarihi olabilir. 7374, 7980'de petrol krizi yaşadık. Ama bu seferki farklı. Çünkü sadece petrol değil; doğal gaz, kömür, uranyum piyasaları etkilenecek. İşin jeopolitik boyutlarının 70'lerden daha büyük olma ihtimali var. Neden? Çünkü Rusya dünyanın bir numaralı petrol ve doğal gaz ihracatçısı. Dünya ekonomisinin dayandığı enerji kaynaklarının üreticisi. Bu bütün dünya için önemli ama gazda Avrupa için daha önemli. Avrupa toplam gaz ithalatının yüzde 45'ini Rusya'dan alıyor. Avrupa ile Rusya arasındaki enerji partnerliği iki taraf için de önemli. Birçok ülke politik olarak Rusya'ya tavır aldı. Özellikle gelişmiş Batılı ülkeler, Rusya'ya karşı ekonomik ve politik yaptırım kararları aldı. İşin politik yanına girmeyeceğim ama alınan ekonomik ve politik kararların enerjiye son derece ciddi yansımaları oldu ve benim tahminim daha da olacak. Doğu Avrupa ülkeler ve Almanya ile İtalya, Rusya'ya en fazla bağımlı olan ülkeler. Avrupa için enerji bağımlılığını azaltmak mı sıfıra indirmek mi? Avrupa'daki rafinerileri değiştirmek bir anda kolay değil ama imkansız da değil.”
STOKLARIN YÜZDE 10'U DEVREYE ALINDI
Petrolde 140 dolarlık fiyatların görüldüğünü, şu günlerde ise 100 dolarlar civarında çekildiğini ifade eden IEA Direktörü Dr. Birol, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kovid'den sonra dünya ekonomisinin canlanmasıyla birlikte petrol talebi arttı. Çin'in Kovid ile ilgili aldığı kısıtlamalar da talebi biraz zayıflattı ama hala güçlü. Arz tarafında ise durum sıkıntılı. Çünkü Rusya dünyanın en büyük petrol ihracatçısı idi. Birçok ülke Rus petrolü almama kararı aldı. Böyle karar almayan bazı ülkelerde dahi 'Acaba Rus petrolü ithal edersem bu beni finansal olarak zor duruma sokar mı?' diye bir durum var. Rus petrolünün piyasalardaki payında düşüş görüyoruz. Peki arzdaki düşüş nasıl karşılanacak? İyi bir haber; üç ülkeden önümüzdeki aylarda ciddi üretim artışları bekliyoruz. ABD, Kanada ve Brezilya. Ama bu artışlar Rusya kaybını dengelemek için yeterli değil ama. İkincisi, ülkelerin petrol stokları var. Biz 50 yıllık tarihimizde beş kez yaptık. Son ikisi bir iki hafta önce olmak kaydıyla piyasalara petrol verdik. (Stoklardan petrol arzı.) Bu da piyasalarda fiyatların biraz düşmesinin bir nedeni. Hala stoklarımız var. 1.5 milyon varil verildi. Bu mevcut stoklarımızın yüzde 10'una denk geliyor.”
PETROLDE YAZ GAZDA KIŞ ENDİŞESİ
Yine gerek olursa stok arzı yapmamak için bir neden olmadığına değinen Dr. Fatih Birol, şu görüşleri dile getirdi: “Fakat mecburi çözüm önümüzde duruyor; tüketimin kısılması. On maddelik bir eylem planı hazırladık. Avrupa'da tüketimi azaltmak için yeni bir kampanya yapacağız. Paris'te hava kirliliği yüzünden gündeme aldık: otoyollarda hız limitlerinin düşürülmesi ve 130 km'den 110'lara getirilmesi. Büyükşehirlerde toplu taşımanın düşük ücretle yapılması. Tek plaka, çift plaka uygulaması. Araçsız pazar günleri. Bunları hep birlikte yaparsak; üretimin artması, stokların kullanılması ve tüketim azaltılması. Ancak o zaman zor günleri bir miktar geçirebiliriz. Yaza doğru petrol tüketimi seyahatler yüzünden artacak. Rusya ile ilişkiler nasıl olacak bilmiyoruz ama fiyatları yukarı çekme potansiyeli taşıyor. Doğal gazda da Avrupa ve Asya'da 67 misli artışlar gördük. Gaz Avrupa için son derece önemli. Sadece ısıtma değil sanayinin de önemli girdisi. Birçok ülke Rusya'dan gelecek gaza bağlanmış durumda. Fiyatlar arttı. Ülkeler büyük baskı var; gaz ithalatını sıfırlamak için. Bu doğru bir istem fakat gerçeklere baktığınızda Avrupa'da Rus gazını bugünden yarına ikame etmek son derece zor. Enerjiyi bir ülkeden almak doğru muydu yanlış mıydı bir başka tartışma konusu ama önümüzde başka bir sorun var. Benim petroldeki endişem yaz, gaz için de kış ayları için. Avrupa'yı önümüzdeki kışa nasıl hazırlayacağız?”
AVRUPA SANAYİSİNDE PLANLI KESİNTİLER GÖREBİLİRİZ
Toplantının ikinci kısmında Dr. Fatih Birol, TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Kemal Ebiçlioğlu ve katılımcıların sorularını yanıtladı. Dr. Birol'a “Yaptırımların Alman sanayisi ile Rus enerji kaynaklarının entegrasyonunu sekteye uğratacağını bu noktada Alman sanayi devlerinden itirazlar geldiğini” hatırlatarak, Almanya özelinde alternatifin ne olduğunu sorduk. “Almanya'da özellikle petrokimya sektörü önemli bir sektör.” diyen Birol, petrokimya sanayisinin ham maddesini petrol ve gazdan temin ettiğini belirterek, “Bu da Rusya'dan geliyor. Bugünden yarına birçok kişinin söylediği gibi Rusya gazını sıfırlamak istense bile mümkün değil. Azalatılması bile kış ayları açısından zor geçebilir. Avrupa'da bazı önemli sanayi sektörlerinde planlanmış kısıtlamalar olmayacağını söylemek mümkün değil. Bunu bile görebiliriz”
AZALTMAK MÜMKÜN AMA SIFIRLAMAK ZOR
Rusya'dan tedarik edilen enerjiyi sıfırlamanın zor olduğunu ama nasıl azaltılabileceğini yönünde çalışmalar yaptıklarını aktaran Dr. Birol, şunları anlattı: “Birincisi; Rusya ile uzun vadeli kontratları yenilememek ve Norveç, Azerbaycan, ABD, Katar'dan tedarik sağlamak. İkincisi; başka enerji kaynakları ile gazı ikame etmek. Yenilenebilir enerjide Avrupa'da işin bürokrasisini kısaltıyoruz. Çok daha çabuk rüzgar ve güneş santralleri tesis edilebilecek. Nükleerden çıkmayı erteleyin, dedik. Belçika kabul etti. Almanya şu anda teknik olarak mümkün mü değil mi çalışıyor. Kore, nükleerden çıkma kararını erteledi. Kore, Avrupa'nın LNG ithalatında en önemli rekabetçilerinden biriydi. Üçüncüsü verimlilik; termostatları iki derece azaltacağız. Yeşil dönüşüme yardımcı olmak için toplam bina stokunun yüzde birinde yalıtım yapılıyor. Bunu yüzde 2'ye çıkarmayı planlıyoruz. Bunu başarabilirsek Avrupa'nın tasarruf ettiği gaz oranı Kuzey Akım 1'in getirdiği kadar olacak. Avrupa bunları bir araya getirip bir strateji üzerinde üç aşamada atılacak adımlarla durumu çok kötüye gitmeden kurtarmak eğiliminde. ”
POLİTİK ANLAMDA SÜRPRİZ, TABLOYU DEĞİŞTİREBİLİR
“Durum nereye varacak?” diye soran Dr. Birol, sunumunu şöyle tamamladı: “Bunun temel müsebbibi jeopolitik gelişmeler. Benim gözlemlediğim şu; jeopolitik yeni bir bakış olacak. Ama enerjiye gelirsek; üç önemli çıkarım var. Birincisi belli bir dönem yüksek ve dalgalı petrol, gaz fiyatı yaşayacağız. Politik anlamda sürpriz olmazsa. Türkiye de bu anlamda gayretler sarf ediyor. Eğer üretimi artırma konusunda adım atmayanlar adım atarsa onlar da katkıda bulunabilir. İkincisi Rusya, birkaç ay öncesinde dünyanın en önemli enerji süper güçlerinden biriydi. Rusya'nın bu şekilde kalabileceğini düşünmüyorum. Rusya'nın attığı bu adım ve buna karşı atılan ve atılacak olan geçici ve kalıcı adımlar, Rusya'nın enerjide süper güç konumunu azaltacaktır. Üçüncü ve son olarak; petrol krizleri ne yaptı? Enflasyonu artırdı ve durgunluğa girdik. Ama atılan adımlar, enerjide inovasyon çok önemli hale geldi. Otomotivde bu dönem 100 km için harcanan yakıt ile 80'li yıllarda kullanılan arasında çok fark var. Daha tasarruflu araçlar oldu. İkincisi nükleer enerjinin gerçek doğumu bu petrol krizine karşı gerçekleşti. 34 enerji dalında atılım olacaktır. Yenilenebilir daha da büyüyecek. Elektrikli araçlara teşvikte artış olacak. Nükleere geri dönüş yaşıyor. Hidrojen enerjisinde de ciddi bir atılım bekleniyor. Yüksek ve dalgalı enerji fiyatları ile gideceğiz. Birinci enerji krizi ile birlikte. Rusya'nın enerji süper gücünden düşmesi ve alternatif kaynaklarda yükseliş. Son söz olarak; insanlık ve enerji krizi yaşıyoruz ama iklim krizini unutmamamız lazım.”
Aydınlık