25 Haziran 2021 tarihli New York Times gazetesinde Endonezya ile ilgili bir haber vardı. Haberin başlığı, “Endonezya’nın Doktorları Sinovac Aşısı oldu ve Hastalandı”.[1] Başlık ile verilmek istenen mesaj çok açık: Endonezyalı doktorlar Sinovac aşısı oldu ve hastalandı çünkü Sinovac etkili değil. Eğer Endonezyalı doktorlar Sinovac aşısı olmasaydı ve onun yerine gelişmiş ve medeni Batılı ülkelerin aşılarını kullansaydı doktorlar hastalanmazdı demek istiyor. Haberi yazanların kaygısı doktorların hastalanması değil. Öyle olsaydı haber başlığında aşının adı ile hastalanan doktorları ilişkilendirmezlerdi.

27 Haziran 2021 tarihli Wall Street Journal’da çıkan Endonezya ile ilgili bir başka haber New York Times’ın haberini aratmıyor. Bu haberin başlığı “COVID19 Haziran’da 26 Endonezyalı Doktoru ÖldürdüBu Doktorların En Az 10’u Çin’in Sinovac Aşısını Olmuştu”.[2] Wall Street Journal’ın haberi veriş tarzı New York Times ile neredeyse aynı. 26 doktor koronavirüs sebebiyle hayatını kaybediyor ve bu ölenlerin en az 10’u Sinovac aşısı yaptırmış. Eğer Sinovac aşısı olmasalardı mutlaka hayatta olurlardı. En büyük suçları Sinovac aşısı olmak!

Wall Street Journal, haberin içeriğinde ise başlığın vermek istediği mesajdan farklı bilgiler vermek zorunda kalıyor ve Endonezya Tabipler Birliği’nin görüşlerine başvuruyor. Bir paragrafta şöyle diyor: “[Endonezya] Tabipler Birliği’ne göre Endonezyalı doktorların yaklaşık %90'ı kabaca 160.000 kişi Sinovac'ın aşısıyla aşılandı, bu nedenle ölen aşılı doktorlar toplamın sadece küçük bir yüzdesini oluşturuyor”. Haber başlığı ile içeriği arasında bir çelişki var. Yazılan haberde verilen bilgiler başlığın yanıltıcı olduğunu gösteriyor.

Endonezya Tabipler Birliği’nin vermiş olduğu bilgiler habere daha bütüncül bir şekilde bakmamızı sağlıyor. Haber başlığı Sinovac aşısının etkisiz olduğu izlenimini uyandırıyor ancak Endonezya Tabipler Birliği’nin verdiği bilgiye bakılırsa ölen kişilerin oranı toplam içinde çok küçük bir yüzde oluşturuyor.

Wall Street Journal, matematik hesabını okuyucuya bırakıyor. Yaklaşık 160 bin doktorun yüzde 90’ı Sinovac aşısı olmuş. Bu durumda iki doz Sinovac aşısı olan doktor sayısı 144 bin. 144 bin doktor içinde de 10 doktor hayatını kaybetmiş. Aşı olmayan ya da Sinovac aşısı olmayan doktorların sayısı ise yaklaşık olarak 16 bin. Bu doktorlar içinde de 16 kişi hayatını kaybetmiş. Bu matematik hesabından Sinovac’in etkisiz olduğuna dair bir sonuç çıkarmak yanlış olur. Bir tarafta 144 binde 10 kişi ölmüş, diğer tarafta 16 bin kişide 16 kişi ölmüş. Ayrıca yüzde 10’luk dilimde yer alan doktorların aşı olup olmadığının ya da hangi aşıyı olduğunun bilgisi tam olarak verilmemiş.

Haber devam ediyor: “İngiltere’deki East Anglia Üniversitesi'nde tıp profesörü olan Paul Hunter, tam olarak aşılanmış bazı Endonezyalı doktorların Covid19'dan ölmesinin mutlaka şaşırtıcı olmadığını söyledi. Sinovac aşısı “muhtemelen piyasada bulunan diğer aşıların çoğu kadar etkili bir aşı değildi” ve Endonezya hastaneleri, daha güçlü sağlık sistemlerine sahip ülkelerdeki hastanelerle her zaman aynı araçlara ve kapasiteye sahip değil”. Bir tıp profesörü hiçbir veriye dayanmadan Sinovac aşısı için “muhtemelen piyasada bulunan diğer aşıların çoğu kadar etkili bir aşı değildi” diyor.

Gazete bir sonraki paragrafta şöyle diyor: “Endonezya, büyük ölçüde Sinovac aşısına güveniyor. Aşı, Dünya Sağlık Örgütü tarafından acil kullanım için onaylandı ancak farklı klinik çalışmalardan geniş kapsamlı etkinlik seviyeleri ve verilerle ilgili şeffaflık eksikliği, bazı halk sağlığı uzmanları arasında aşının sağladığı korumanın derecesinin yanı sıra korumanın ne kadar sürdüğüne ilişkin endişelere yol açmaktadır”. Endonezya’nın suçu Sinovac aşısına güvenmesi! Tabii ki bu da dünya halklarının sağlığını çok düşünen sağlık uzmanlarını endişelendiriyor. Batı medyası da sağlık uzmanlarının bu kaygılarını büyük ölçüde paylaşıyor olmalı ki, Endonezya’nın Sinovac aşısına güvenmesi bir sorun olarak görülüyor.

Gazete, verdiği haberin başlığında yarattığı algıyı desteklemek için Doğu Java’da koronavirüs nedeniyle Haziran ayında hayatını kaybeden 54 yaşındaki radyolog doktor Eko Sonny Tejolaksito’dan örnek veriyor. Ölen doktorun meslektaşı ve onunla aynı hastanede çalışan Keswardiono, Tejolaksito’nun iki doz Sinovac aşısı olduğunu söylüyor ancak ölen doktorun yüksek tansiyon ve şeker hastalığına sahip olduğunu da belirtiyor.

Wall Street Journal standartlarına göre bir koronavirüs aşısı bulaşmaya karşı yüzde 100 koruma sağlamalı. Bu da yetmez! Koronavirüs hastalığına yakalananlar ek sağlık sorunları olsa bile ölmemeli! Böyle bir şeyin mümkün olmadığını herkes biliyor. Aşılar koronavirüse karşı ölümsüzlük vaadetmiyor. Şu ana kadar üretilen hiçbir aşı yüzde 100 koruma sağlamıyor ya da bu aşıları olan kişilerin ölmeyeceğinin garantisini vermiyor. Gazete ayrıca koronavirüs salgını sırasında sağlık çalışanlarının daha büyük bir risk altında çalıştığı gerçeğini de göz ardı ediyor.

ENDONEZYA SAĞLIK BAKANI: SORUN AŞI DEĞİL MUTASYONA UĞRAYAN KORONAVİRÜS

Endonezya Sağlık Bakanı Budi Gunadi Sadikin Endonezya’daki sağlık çalışanlarının ölümü üzerine bir açıklama yaptı ve sorunun Sinovac aşısı olmadığını belirtti. Sadikin, “Karşılaştığımız sorun aşılar arasındaki farklı etkinlikle ilgili değil, öncelikle Delta varyantından kaynaklanıyor” dedi.[3] Bakan ayrıca ekledi: “Evet, enfeksiyonların sayısı büyük ölçüde artıyor, ancak aşı [Sinovac], riskleri şiddetliden hafife ve hafiften asemptomatik olana kadar azaltıyor. Yüzde olarak birinciye kıyasla ikinci dalgadaki ölümlerin sayısı aslında daha az”.

Sadikin, aynı şekilde  İsrail ve İngiltere’deki koronavirüs vakalarının artışından dolayı aşıları suçlamanın yanlış olacağını söylüyor. Bakan haklı. İsrail ve İngiltere, PfizerBioNTech ve AstraZeneca aşılarını kullanıyor ve vatandaşlarının büyük bir kısmını aşıladı. Buna rağmen İsrail’de vaka sayıları önceki dönemlere göre arttı. Özellikle İngiltere’de vaka sayılarında büyük bir artış yaşanıyor. Ülkedeki günlük vaka sayısı 30 binin üzerinde ve önceki kadar olmasa da koronavirüs kaynaklı ölümler yaşanmaya devam ediyor.

Wall Street Journal birçok ana akım basın kuruluşu gibi sorunlu bir habercilik anlayışına sahip çünkü çoğu insanın gazete başlıklarına bakarak bir haber hakkında yargıya vardığının farkında. O yüzden gazete, ölen 26 doktordan en az 10’u Sinovac aşısı yaptırmıştı diyor ama bu ölen 10 kişinin 144 bin kişi içinde olduğunu söylemiyor.

Batı basınını Çin karşıtı asılsız haberlerin kapladığı bir ortamda böyle bir haber yapmak şaşırtıcı değil. Çin ne yaparsa yapsın Batı’ya yaranamıyor. Çin salgını denetim altına alıyor. “Rakamları sakladı”, “Dünya Sağlık Örgütü’ne haber vermedi”, “Virüsü bilerek yaydı” diyorlar. Çin aşı üretiyor ama aşının etkili olduğunu bir türlü kabul edemiyorlar. Aşının etkili olduğuna dair çalışmalar yayımlanıyor. Bu sefer de bu çalışmaları yapanlar Çin’in etkisi altında diyorlar. Çin ne yaparsa yapsın bir bahane buluyorlar.

DÜNYAYI BATI GÖZLÜKLERİYLE OKUMAK

Endonezya’daki gelişmeler konusunda Türkiye’deki bazı haber siteleri de Batı basınından çok farklı bir habercilik anlayışına sahip değil. Wall Street Journal ile benzer bir başlık kullanan T24, “Endonezya Tabipler Birliği: Bu ay Covid19'dan ölen 26 doktorun 10'u, iki doz Sinovac aşısı olmuştu”[4] demiş ancak Wall Street Journal’ın verdiği önemli bilgilerin hiçbirine değinmemiş. T24 okuyan birisi haberin kaynağına gidip bu haberi okumadığu sürece 144 bin doktor içinde 10 doktorun hayatını kaybettiğini öğrenemeyecek. Bir T24 okuru ölen 26 doktordan 10’u Sinovac aşısı olduğu halde öldü diye düşünecek ve ölü sayılarının toplam içindeki payını göremeyecek.   

Sözcü gazetesinin internet sitesinde 8 Temmuz 2021’de “Sinovac araştırmasını yürüten ünlü bilim insanı corona virüsünden öldü” diye bir haber vermiş.[5] Haber başlığını okuyan insanın kafası biraz karışıyor çünkü Sinovac araştırması yapan kişi koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetmiş. Oysa haberin başlığı şöyle de olabilirdi: “Aşı araştırması yapan bilim insanı koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti”. Hadi bunu geçelim.

Sözcü ilgili haberde bir ara başlık kullanmış: “Ülkede Sinovac Olan Doktorlar Ölüyor”. Sözcü’nün bu ara başlığı New York Times’ın ve Wall Street Journal’ın bile ötesine geçmiş. Bu ara başlığı okuyan sıradan biri Endonezya’da Sinovac aşılı binlerce doktorun hayatını kaybettiğine ve Sinovac’in hiçbir işe yaramadığına dair bir izlenime kapılır. Sözcü, Endonezya’ya dair çok detaylı bilgiler de vermiyor. Sadece “Yoğun olarak Sinovac aşısının kullanıldığı Endonezya’da Çarşamba günü ilk kez 1000’den fazla corona virüsüne bağlı ölüm gerçekleşti” demiş. Sözcü’nün yaratmak istediği izlenim, Endonezya’nın Sinovac kullanması ve Sinovac’in ölümleri engellemede yetersiz kalması.

Endonezya’daki doktor ölümlerini abartan kişiler arasında ABD’de yaşayan bir Türk profesör de var. Derya Unutmaz 27 Haziran 2021’de attığı bir tweette Wall Street Journal’in haberini paylaşmış. Unutmaz, Sinovac aşısı Endonezya’da Delta varyantını durduramıyor, o yüzden acilen tüm sağlık çalışanlarına üçüncü doz olarak Biontech aşısı yapılmalı diyor.[6] Unutkan her attığı tweette ateşli bir şekilde Biontech aşısını savunuyor. “Şu anda dünyadaki en iyi aşı BionTech aşısı” diyen bir “bilim” insanı. Birisi Unutmaz hocaya Twitter’da iki doz Sinovac olan biri üçüncü dozu Biontech seçerse koronavirüsten yüzde kaç korunur diye soruyor ve hocanın yanıtı hazır: “Bunu birkaç ay sonra anlayacağız” diyor ama öngörüsü yüzde 90 civarında imiş.[7] Neye göre öngürü yapıyor? Sihirli küresine mi bakıyor? İşte Batı basınının çarpıtarak verdiği haberler bu tür “bilim” insanları tarafından tartışmasız olarak kabul ediliyor.

Batı basını Sinovac aşısını sürekli karalamaya çalışırken ve Endonezya’da Sinovac aşılı doktorların öldüğü şeklinde haberler yaparken, Sinovac aşısının koronavirüse karşı etkili olduğuna dair iki bilimsel çalışma yayımlandı. Şili’de Sinovac aşısı için yapılan Faz3 çalışmalarının sonuçları 7 Haziran 2021’de “The New England Journal of Medicine” adlı bilimsel dergide yayımlandı. Bu araştırmaya göre, Sinovac aşısı, koronavirüsü önlemede yüzde 65,9, hastaneye yatışı önlemede yüzde 87,5, yoğun bakıma alınmayı önlemede yüzde 90.3, ölümleri önlemede ise yüzde 86,3 etkili.[8]

Türkiye’de Sinovac aşısı için yapılan Faz3 çalışmalarının ara sonuçları ise “The Lancet” dergisinde  8 Temmuz 2021’de yayımlandı. Hacettepe Üniversitesi öncülüğünde yapılan çalışmaya göre Sinovac aşısı semptomatik Covid19'a karşı yüzde 83,5 koruma sağlıyor.[9] Şili ve Türkiye’deki araştırma sonuçları Sinovac’ın etkinliğine dair önemli veriler sağlıyor. Bu çalışmalar aynı zamanda Sinovac’ın Endonezya’da etkisiz olduğuna dair haberleri de yalanlıyor. Yukarıda gösterdiğim gibi Sinovac’i etkisiz göstermek için Endonezya ile ilgili yapılan haberinin bizzat kendisi Sinovac’in etkili olduğunu söylüyor. Şili ve Türkiye çalışmaları da bu görüşü güçlendiriyor. Şimdi Endonezya tarzı haberlerin neden çarpıtıldığı meselesine gelelim.

GERİLEYEN BATI HEGEMONYASI, YÜKSELEN ASYA VE AŞILARIN SİYASALLAŞMASI

Gerileyen Batı hegemonyasının aracı olan ana akım basın bilim yaptığını iddia edenlerden sıradan insanlara kadar tüm insanların aşılara bakış açılarını şekillendirmeye çalışıyor. Çin, bilim ve teknoloji alanında önemli ilerlemeler kaydetmesine, bilim ve teknoloji üretmesine rağmen hem salgını ortaya çıkarmak ile suçlanıyor hem de sözde salgını önlemede yetersiz kalan bir aşı üretmek ile küçümseniyor. Türkiye’deki çevreler de bilerek veya bilmeyerek buna alet oluyor. Doğu’dan gelen her şey kötüdür, Doğulu milletler hiçbir şeyi başaramaz, Doğulu milletler hiçbir şey üretemez şeklindeki Oryantalist ideoloji yeniden güçlendirilmeye çalışılıyor.

Bu kültürel propagandanın altında sadece Batı’nın kültürel hegemonyasını koruma kaygısı yok. Batı bu kültürel hegemonya ile maddi çıkarlarını da garanti altına alıyor. O yüzden, bugün geldiğimiz noktada koronavirüse çare olarak gösterilen aşılar siyasallaştırılmış durumda. Bu siyasallaştırmayı büyük ölçüde Batı yapıyor çünkü Batı, dünyanın dengeleri değişmesine rağmen kendi kültürel hegemonyasını koruyacak olan araçları elinde tutuyor. Akademi, aydınlar ve basın hala onun etkisi altında. Batı aşılarını kullanan ülkeler salgınla iyi mücadele eden ülkeler, Çin aşısını kullanan ülkeler salgınla mücadele etme konusunda yetersiz gösteriliyor.

Her Sinovac eleştirisini Çin karşıtlığı olarak göremeyiz ancak Sinovac üzerinden Çin’in ve onunla iyi ilişkiler geliştirmeye çalışan ülkelerin hedef alındığını da görmeliyiz. Batı aşılarının yerine büyük ölçüde Çin’in ürettiği aşıyı tercih eden Endonezya’nın hedef alınması da bununla alakalı. Foreign Policy’de çıkan bir yazı Endonezya’nın Sinovac üzerinden neden hedef alındığını çok iyi açıklıyor. Derek Grossman, 7 Haziran’da “Endonezya Sessizce Çin'e Isınıyor” diye bir yazı yazmış.[10]

2019 sonu, 2020 başında Güney Çin Denizi’nde savaşın eşiğine gelen iki ülkenin ilişkilerinin o zamandan bu yana iyileştiğini yazan Grossman, ekonomi ve güvenlik alanlarında ABD’nin önemli bir ortak olarak gördüğü Endonezya’nın Çin ile ilişkilerini iyileştirmesinin ABD açısından istenmeyen bir durum olduğunu belirtiyor. Çin’in Endonezya’ya 2020 başında kişisel koruyucu gereçler ve 2020 sonunda milyonlarca koronavirüs aşısı sağlaması sonrasında ÇinEndonezya ilişkilerinin düzeldiğine dikkat çeken yazar, koronavirüs salgınının bu ilişkilerin düzelmesinde önemli bir rol oynadığını belirtiyor.

Sinovac, Endonezya’nın kullandığı aşıların yüzde 90’ınından fazlasını oluşturuyor ve Batı dünyası bundan hoşnut değil. Foreign Policy’deki yazıyı okuduktan sonra “Endonezya’da Sinovac aşısı olan doktorlar ölüyor” şeklindeki yanlış algının neden yaratılmaya çalışıldığını daha iyi anlıyorsunuz. Mesele Endonezya’da doktorların ölmesi değil, Endonezya’nın aşılarının çok büyük bir bölümünü Çin’den tedarik etmesi. Batı ürünü aşılar Endonezya’da bir pazar bulamadığı için Endonezya hakkında kötü haberler yapılıyor. Bu bize bilimin sınıflardan bağımsız bir şekilde, kapitalizm ve jeopolitikten ayrı bir düzlemde hareket etmediğini, aksine bunlarla iç içe olduğunu gösteriyor.