Tolga Gürler yazdı:
Empati kurabilmek çok ağır bir yetenek. Dünden beri hatırladıkça kalbim ağrıdı, boğazım düğümlendi. Elazığ'da yaşanan deprem hepimizin yüreğini dağladı. Enkaz altında kalan canlar için duacıyız. Elden başka bir şey gelmiyor... Soğuk havada, üzerinde içi demir hasırlı beton yığını, kim bilir kaç kemiği kırıldı, kaç yeri ezildi... Hanenin diğer fertlerine ne oldu? Kendinizi göçük altında kalan kişinin yerine koyabiliyor musunuz? Kızınız, oğlunuz, eşiniz, babanız, ananız kaldı göçük altında ve siz kendinizi unuttunuz onları düşünüyorsunuz. Belki canınız çok yanıyor, belki hiç bir şey hissetmiyorsunuz. Belki de uzvunuzu kaybettiniz kopan yerin acısı var ama uzvun hissi yok. Belki de sizin için hiç ümit yok. Çok derindesiniz belki. Yetişemeyecekler size. Zaman dar, ekip yetersiz. Ölüyor musunuz yoksa. Uykunuz mu geldi bir anda... Yüreğiniz daraldı mı sizin de? Gözünüzden yaş geldi değil mi? İşte ulus ve insanlık bilinci budur. Ya siyasiler bizim kadar hisleniyor mu dersiniz? Ben hiç sanmıyorum. Yine bir şey değişecek mi dersiniz? Yiten canların mirasçısı yoksa devlet kasasına gelir oldu ölenlerin mal varlığı... Yandaş inşaat şirketlerine iş çıktı. Kurtulanlar bedel ödeyerek alacak yeni evlerini. Yandaşlara para lazım çünkü. Şimdi anladık mı deprem için neden hükümetler önlem almaz? İşte bu zihniyet batırır bir devleti. Bu açgözlülüğün bedelini kendileri de ağır öder. Kurtulan vatandaşlarımıza sabır ve dayanma gücü dilerim. Yiten canlar için çok üzgünüm... Başımız sağ olsun...