Emekli Tümamiral Cihat Yaycı Ulusal Kanal'da Televizyon Gazetesi programında Halil Nebiler'e önemli açıklamalar yaptı.

Cihat Yaycı Yunanistan Dışişleri Bakanı Dendias'ın Ankara'da yaptığı açıklamaları değerlendirdi. Yaycı Dendias'ın açıklamalarını hadsizlik ve densizlik olarak değerlendirdi.

Emekli Tümamiral Cihat Yaycı, Yunan Dışişleri Bakanı'nın Patrikhane ile ilgili sözlerini eleştirdi. Türkiye Cumhuriyeti'nin laik bir devlet olduğunu hatırlatan Yaycı, Patrikhane'ye siyasi bir anlam yüklenemeyeceğini vurguladı:

Dendias ve bütün Yunan dışişleri bakanları geldiklerinde Patrik'i ziyaret ediyorlar. Bizim anayasamıza göre de Lozan Anlaşması'na göre de patriğin muhatabı aslında Fatih Kaymakamı. Fakat bunlar kendilerini bize ve dünya kamuoyuna bir başka kimlikle, makamla tanıtmaya çalışıyorlar. Biz de sessiz kaldıkça her gün daha da güçleniyorlar.

''LAİK DEVLETTE DİNİ KURUM SİYASET YAPAMAZ''

Cihat Yaycı, Fener Rum Patrikhanesi'ne ekümenlik atfedilmesinin kabul edilemeyeceğini söyledi. Yaycı bunun Lozan'ın aşındırılması anlamına geleceğini ifade etti.

Yunanistan Dışişleri Bakanı Dendias'ın verdiği mesajlara Türkiye'nin bir tepki göstermesi gerekir. Yunan Dışişleri Bakanı gelip de konuşmasında 4 kere ekümenikpatrik deyip Lozan'daki statüsünü aşındırıyorsa böyle görüşmelerin engellenmesi gerekir.

Patriğe de gerekli cevabın verilmesi gerekir. Patrik neticede Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşıdır. Burası da Türkiye Cumhuriyeti'nin bir kurumudur. Bir dini kurumdur. Bu tür siyasi işlere, nasıl herhangi bir cemaatin, FETÖ'nün, siyasi işlere girişmelerine biz karşı çıkıyorsak, Patrik'in de bu tür girişimlerine karşı çıkılması lazım. Dini kisve altında siyasi girişimleri kabul etmemiz mümkün değildir. Yani bunun bugün herhangi bir tarikattan herhangi bir cemaatten farkı yoktur. Eğer bunlar siyasi işlere girişirlerse o zaman bunun cevabının devlet tarafından verilmesi gerekir.

 Türkiye Cumhuriyeti Devleti Laik bir devlettir. Din görevlilerinin din görevi dışında bir şey yapması söz konusu olamaz. Hele hele bir başka devlete hizmet etmesi kabul edilemez.

EKÜMENİKTAHT VE MEGALİ İDEA

Emekli Tümamiral Cihat Yaycı, Dendias'ın kullandığı ifadelerin Megali İdea'ya desteklediğini söyledi. Dendias'ın Yunanistan'ın büyük idealini dillendirdiğini belirtti:

Yunan Dışişleri Bakanı, dört kere ekümenikpatrik ve bir kere de ekümeniktaht ifadesini kullandı. Bunun kabul edilmesi mümkün müdür? Buna Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin mutlaka gerekli işlemi yapması gerekir. Bunun kabul edilmesi mümkün değildir.

Bunun altındaki asıl amaç Megali İdea'dır. Megali İdea'da patriğin ekümenik olması, cihanşümul dünyadaki lider olması, aynı zamanda Patrikhane'nin Vatikan gibi olması arzu edilir, hedeflenir. Bunlar Yunanistan'ın büyük idealidir. Biz de bunlara sessiz kalarak böyle devam ediyoruz. Bakın bizim Dışişleri Bakanımızın da seçilmiş müftülerle gidip aynı şekilde ifadelerde bulunması gerekir.

"SOMUT OLARAK MESAJLAR HAYATA GEÇİRİLSİN"

Cihat Yaycı Yunanistan ile yapılan istikşafi görüşmelerin başından itibaren sorunlu olduğunu söyledi:

Başlangıçtan itibaren bir sorun görüyorum. O adamlar istikşafi görüşmeleri İstanbul'da yapma konusunu direttiler. Bizim Türkiye'nin başkenti Ankara'dır. Bunlar görüşmelerin İstanbul'da yapılmasını diretiyorlarsa biz de istikşafi görüşmeleri Atina'da değil Selanik'te yapalım! İstikşafi görüşmeler öncesinde de heyet gitti Patrikhane'yi ziyaret etti.

Bakın mütekabiliyet çok çok önemlidir. Şimdi diğer yandan Yunan Dışişleri Bakanı'nın dünkü hadsizliği, densizliği inanılmaz sorunludur. Bu yüzsüzlük, bu densizlik, bu cesaret nereden bulunuyor! Sayın Dışişleri Bakanımız gayet yerinde cevaplar verdi. Somut olarak da bu mesajların hayata geçirilmesi gerekir.

''YUNANİSTAN TÜRKİYE'Yİ TEHDİT EDİYOR''

Emekli Tümamiral Cihat Yaycı, Yunanistan'ın bir algı operasyonu yürüttüğünü, Türkiye tarafından tehdit edildiği algısını yaydığını söyledi.Yaycı işin aslının tam tersi olduğunu, Yunanistan'ın attığı adımlar ile Türkiye'ye tehdit ettiğini belirtti:

Biz çok açıkça tehdit altındayız. Yunanistan algı operasyonu yapıyor. Bizim adalarımız Türk tehdidi altında. Aslında tehdit edilen biziz. Mesela İstanköy Adası, karşısında Bodrum var. Bodrum'da bizim hangi askeri birliğimiz var? Hangi ağır silahlarımız var? Kuşadası'nın karşısında Sisam Adası var. Bizim orada hangi ağır birliğimiz var? Biz bugüne kadar Yunanistan'ın herhangi bir adasını işgal ettik mi, taarruz ettik mi, tehdit ettik mi? Hayır! O zaman bu tehdit işi tamamen yalan.

Yunanistan bizim kıyılarımıza taş atımı mesafedeki adalara her türlü ağır silahı ve ağır askeri birliği koyuyor. Bunların hepsi saldırı silahları. Savunma silahları değil. Yunanistan'ın sicili zaten karanlık. 1922'de Batı Anadolu'yu işgal ettiler. 1954'ten itibaren Kıbrıs Adası'nı Megali İdea çerçevesinde Enosis planına uygun olarak Yunanistan'a bağlamak için her türlü vahşeti ve soykırımı yaptılar. Peki diğer yandan 15 Temmuz'da millet dimdik durmasaydı ve 15 Temmuz'da meşru hükümet yıkılsaydı devlet ortada kalmazdı. Türkiye'de iç savaş çıksa Batı Anadolu'yu işgal ederlerdi. Zaten Yunanistan'ın Megali İdea'dan vazgeçmediği dünkü konuşmalardan da belli. EkümenikPatrik, EkümenikTaht lafları Megali idea'dan vazgeçilmediğini gösterir. İstanbul lafını hala kullanmayan Dışişleri Bakanı'ndan bahsediyoruz. "Constantinople" diyor. Şimdi bunlar tehdit değil de nedir!

"EGEMENLİK DEVİR ŞARTI ORTADAN KALKMIŞTIR"

Cihat Yaycı, Yunanistan'ın askersiz statüdeki adaları silahlandırdığını ve adaların devir şartının ortadan kaltığını ifade etti:

Gayri Askeri Statüdeki Adaların Devir Şartı, Egemenlik Devir Şartı ortadan kalkmıştır. Bunu çok şiddetli şekilde dile getirmek gerekir. Diplomaside bizim karşı sahada olmamız gerekir. Bizim sahada savunma yapar durumdan çıkmamız lazım. Yunanistan'ın bizi tehdit ettiğini söylememiz lazım. S400'ler hava savunma silahıdır. S400'ler ile Atina'ya şuraya buruya saldıramazsınız. Hava sahanıza uçak girerse havaya atacağınız füzelerdir. Peki ABD, Yunanistan'a yüzlerce helikopter verdi. Tank hibe ediyor. Bunların hepsi saldırı silahları. Bunları dünya kamuoyuna söylememiz lazım. Anlatmamız lazım. Adamlar gemi azıya almışlar. Bunu kabul etmemek lazımdır. Aktif politika izlemek lazımdır. Aktif diplomasi izlemek lazımdır. Yunanistan'ın hukuksuzluklarını dünyaya anlatmak lazımdır. Bu nedenle Dışişleri Bakanımızın cevaplarını çok yerinde buluyorum ve tebrik ediyorum.

''DENDİAS TÜRKİYELİBYA DENİZ MUTABAKATINI HUKUKSUZ İLAN ETTİ''

Emekli Tümamiral Cihat Yaycı, Yunan Dışişleri Bakanı Dendias'ın Türkiye'de TürkiyeLibya arasında yapılan Deniz Yetki Alanları Mutubakatı'nın yasadışı ilan ettiğini ve bunun kabul edilemez olduğunu söyledi:

Dendias'ın söylediği şey hakikaten hadsizlik. Ne diyor: "Libya Avrupa'nın enerji ortağı olabilir. Ama uluslararası hukuka saygı göstermeli, TürkiyeLibya Mutabakatı uluslararası toplumda tanınmıyor, Avrupa Birliği Hukuku'nda geçersiz, Yunanistan'ın egemenliğini ihlal eden bir mutabakat. Libya tutumunu değiştirmeli."

Bir de ''YunanTürk uyuşmazlığını Avrupa Konseyi'nin gündemine alınması bir başarıdır'' diyor. Utanmadan bunları söyleyen Yunanistan'ın sık sık ve dün de söyledikleri Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğini destekliyoruz sözüne "Hadi oradan" dememiz lazım. Benim daha önce de yaptığım bir teklifim vardı: Madem Yunanistan, "Bizimle anlaşamazsanız Avrupa Birliği ile masaya oturursunuz" diyor, o zaman istişari görüşmelerden çekilelim ve Avrupa Birliği ile masaya oturalım. Çünkü Yunanistan zaten Avrupa Birliğini adres gösteriyor. Yunanistan kendini devletten saymadıktan sonra biz niye sayalım!

Yunanistan kadar genişlemeci, Yunanistan kadar talepkar, Yunanistan kadar diğer devletlerin hakkına hukukuna saygı duymayan bir devlet yoktur. Savaşta yenilmesine rağmen 5 kere topraklarını genişletti. Kimden alarak? Türkiye'den alarak. Denizlerimizi de almasına asla müsaade etmememiz lazım.

MISIR MESELESİ

Cihat Yaycı, TürkiyeMısır ilişkileri hakkında da konuştu. Yaycı Mısır başta olmak üzere İsrail ve Lübnan gibi devletlerle de Türkiye'nin anlaşması gerektiğini söyledi:

Mısırla ilişkilerimiz gelişiyor. Gelişmeli. Çünkü bu her iki devletin de her iki halkın da menfaatine. Ben geçen hafta içerisinde Al Jazeera televizyonuna Yunanistan ve GKRY'nin Mısır'ı İsrail'i, Lübnan'ı ve Libya'yı nasıl kandırmaya çalıştığını, hatta kandırdığını açıkça anlattım. Bu yayın çok etkili oldu. Etkili olduktan sonra dün ve evvelsi gün hem Mısır'da hem Libya'da ne kadar deniz yetki alanlarının kaçırıldığı çalındığı gündem oldu. Arap kamuoyuna diğer kıyıdaş devletlerin kamuoylarına Yunanistan ve GKRY'nin nasıl haksızca hukuksuzca, onların haklarını yediklerini anlatmamız lazım. İlişkileri geliştirmek Mısır'ın da Türkiye'nin de faydasınadır. Türkiye ile Mısır'ın Deniz Yetki Anlaşması yapması Mısır'ın lehinedir. Mısır, Yunanistan ve GKRY ile anlaşma yaparak iki Kıbrıs adası büyüklüğünden daha fazla deniz yetki alanını Yunanistan ve GKRY'ye kaptırmıştır lazım.