Şafak Erdem

RUSYA UKRAYNA’DA CİDDİ

  • Rusya, NATO’dan iki noktada resmi taahhüt bekliyor: Ukrayna’nın NATO’ya alınmaması ve Ukrayna’ya nükleer füze yerleştirilmemesi. Taahhüt verilmediği takdirde harekete geçeceğini ısrarla ifade ediyor. Bir askeri harekât ihtimal dahilinde mi?

“Putin '1991’de Sovyetler Birliği’nin dağılması jeopolitik bir felakettir.' dedi. Putin, Gorbaçov’a verilen sözlerin tutulmayarak NATO’nun doğuya genişlemesini, Rusya’nın kandırılması olarak görüyor. Belarus, Ukrayna gibi Sovyetler Birliği çatısı altında yer almış devletlerde söz sahibi olmayı gerekli görüyor. Bu konuda Rusya çok ciddi.

“Rusya Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’nü nasıl etkili kullandığını Kazakistan’da gösterdi. Bu Ukrayna’ya ve bütün Avrupa’ya mesaj oldu. Avrupa’nın, Rusya enerjisine bağımlılığı önemli bir faktör. 

“Rusya askeri olarak üstün durumda. NATO, Ukrayna’da Rusya’ya karşı koyabilecek bir güce sahip değil. ABD karşı koyabilecek bir askeri yığınak yapma şansına sahip değil. Rusya dilim stratejisi izleyip adım adım ilerlemeye çalışacak ve bütün bir Ukrayna işgaline kalkışmayacaktır. TSK’nın Afrin’de yaptığı benzeri sınırlı bir harekat yapacaktır.”

ABD GÜÇSÜZ, NATO PARÇALI

  • ABD’nin ve NATO’nun Rusya’nın olası girişimlerine vereceği karşılık olarak askeri harekât, Birleşmiş Milletler’de yalnızlaştırma ve ekonomik yaptırımlar başlıkları konuşuluyor. Bunlardan hangisi, ne ölçüde mümkün?

“Ekonomik yaptırım konusundan başlayalım. Ekonomik yaptırımlar uygulayabilirler. Fakat yaptırımlar ABD; Çin, Rusya, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti, İran ve diğer ülkeler arasındaki iş birliğini ve yakınlaşmayı daha da artıracaktır ve karşısında birbirine daha kenetlenmiş bir blok bulacaktır. Rusya olası yaptırımların hesabını yapmıştır ve bunlar Rusya’yı hedefinden vazgeçiremez.

“BM’de yalnızlaştırma da gerçekçi değil. Tam tersine ABD, Rusya’yı yalnızlaştırmaya çalışırken kendisi yalnızlaşabilir. BM Güvenlik Konseyi’nde mi karar çıkacak? Rusya ve Çin Güvenlik Konseyi’nin üyesi. Güvenlik Konseyi’ndeki beşli yapı devam ettiği sürece bu mümkün değil. Fransa’nın ABD ile olan ilişkileri gergin. ABD, tabiricaizse Fransa’nın arkasından dolanarak Fransa’nın Avustralya’ya satacağı nükleer denizaltı yerine kendisi denizaltı sattı ve NATO’dan ayrı AUKUS isminde bir anlaşma imzaladı. Trump döneminde artan NATO ülkelerinin ABD’ye olan güvensizliğini Biden biraz toparlayabilir diye bekleniyordu, fakat ALKUS anlaşması ABD’ye asla ve asla güven olmayacağı konusunda NATO ülkeleri içinde güçlü bir kanaat oluşturdu. NATO’nun 2030 Vizyon Toplantısı’nda NATO’nun yeni harekat alanı belirlenmesi noktasında ABD’nin talepleri karşılık görmedi. NATO tarihinde ABD’nin dediklerinin olmadığı bir toplantı olarak tarihe geçti bu.

“ABD askerinin Ukrayna’ya doğrudan müdahalesi ise ihtimal dışıdır. ABD Polonya’daki 10 bin, Dedeağaç’taki veya Bulgaristan’daki 15 bin askeriyle bunu yapabilir mi? Hayır. Rusya anakarasında hareket ediyor, ABD ise anakarasından çok uzakta. Meselenin bir de siber saldırı boyutu var. ABD, Rusya’nın bu konudaki gücünden de çekiniyor. ABD Rakka’dan da bu yüzden çekilmek durumunda kaldı. Rusya, ABD’yi ekonomik açıdan düşüşte ve NATO’yla ilişkilerinin ise zayıfladığı bir durumda yakaladı. Rusya bu bakımdan stratejik avantaja sahip ve bu fırsatı iyi değerlendiriyor.”

NATO’NUN BEYİN VE VÜCUT ÖLÜMÜ

  • ABD ile NATO’daki diğer ülkeler, ne ölçüde aynı pozisyonu paylaşıyor?

“ABD ile Fransa arasındaki sorunlar yeni değil. NATO, Fransa’nın Afrika’daki bazı taleplerine olumlu yanıt vermedi. Macron’un dediğine katılıyorum, NATO’nun beyin ölümü gerçekleşmiştir. 2030 Vizyon Toplantısı’yla yalnızca beyin değil, vücut ölümü de gerçekleşmiştir. Rusya bunu çok iyi kavradı.

“Diğer taraftan; ABD kendi içinde önemli sorunlarla uğraşıyor. Ekonomisi kötü durumda. Ülkenin bölünmesi ihtimali ciddi şekilde tartışılıyor. Almanya’nın ekonomisinin yüzde 80’i doğal gazla çalışıyor. ABD Rusya’dan Avrupa’ya giden doğal gaz hattına bir alternatif yaratmaya çalıştı, fakat başarılı olamadı. Bu bakımdan da Almanya ve Avrupa, Rusya’yla çatışmaya girmek kesinlikle istemeyecektir.”

'İBRE ABD'YE KAYIYOR'

  • Türkiye bugüne kadar Kırım özelinde ve Ukrayna genelinde Rusya’ya karşı politikalar izledi. Rusya’dan yana ağır basan güç dengelerini de göz önünde bulundurunca, Türkiye’nin politikasında bir değişiklik gerçekleşebilir mi?

“Hükümetin politikalarındaki ibre ABD’ye kayıyor. Özellikle NATO demiyorum, ABD diyorum. Arnavutluk dönüşünde ve Sırbistan Cumhurbaşkanı ile görüşmesindeki açıklamalar bunu gösteriyor. Kırım ve Suriye konusunda ise Rusya karşıtı açıklamalar hızını artırarak sürüyor. Sayın Cumhurbaşkanı'nın 'Rusya Suriye’ye desteği çekmiş olsa Esed’in ayakta duracak hali yok.' açıklaması uzun zamandır görmediğimiz bir tonu içeriyor. Türkiye ABD’ye güvenilmeyeceğini görmeli ve çok dikkatli hareket etmeli.”

Aydınlık