Emekli amiral bildirisi siyasal bir müdahaleydi. Dolayısıyla neye hizmet ettiği veya ne ölçüde amaca uygun olduğu gibi konular siyasetin kendi mantığı içinde ele alınmalıydı. Kimileri bunu yapmak yerine aradan seçtikleri bazı imzacıların kişisel değeri veya geçmişteki siyasal rolleri üzerinden siyasal alana anlam transfer etmeye yöneldiler. Bildiriye destek verenlerin bazıları, 104 amiralin içinden seçilmiş birkaç kişinin (diğerleri hakkında hiçbir fikirleri yoktu) geçmişte hapis yatmış olduğu gerçeğinden hareket ederek, kişisel değerleri öne çıkardılar ve buradan siyasal sonuçlara sıçradılar.


Siyasal olmayan akıl yürütmenin tuzağa düşmesi hep böyle sağlanır. Kitlelerin algılarını belli mecralara yönlendirmek isteyen güçler, toplumsal örgütlenmenin farklı düzeyleri arasında değer aktarımı yaptırmaya çalışılar. Aslında rol karmaşası anlamına gelecek olan bu tür aktarımlar, ustaca güdümlenebilirse büyük siyasal kazançlar sağlarlar.


Siyaset, toplumsal bir kurumdur. Varlık nedeni, ekonomik ve toplumsal kaynakları devlet gücü aracılığıyla yenidendağıtmaktır. Bu amacı güden toplumsal sınıf ve tabakalar, öncüleri aracılığıyla örgütlü bir mücadele yürütürler. İşte siyaset bu mücadele içinde oluşturulmuş kurumsal ilişkilerin adıdır. Toplumun kişilere atfettiği değer, içinde yer aldıkları kurumsal ilişkiler ve oynadıkları rollerden gelir. Siyaset kurumu içinde rol oynadığınızda siyasal bir değer taşımaya başlarsınız. İster emekli askerler ister başka bir meslek grubu olsun, siyasal bir müdahalede bulundukları zaman, siyasal ölçütler içinde değerlendirilmeyi kabul etmiş olurlar.


Siyaset, toplumsal bir kurumdur ama toplumun tümü değildir. Toplum adını verdiğimiz örgütlenmede siyaset dışında aile, ekonomi, din, eğitim gibi başka değer yaratan örgütlü ilişki sistemleri vardır. Bunların her biri kendilerine özgü değerler yaratırlar ve roller belirlerler. Oynadığımız toplumsal roller kurumların ürünüdür. Siyasetin içinde siyasetçi rolünü, ailenin içinde ebeveyn veya çocuk rolünü, eğitimin içinde öğretmen veya öğrenci rolünü oynarız. Ne kadar değerli bir öğretmen olduğumuz eğitim kurumunun örgütlü ilişkileri içinde belirlenir ve anlam kazanır. Derslerini çok iyi anlatan bir öğretmenin siyasete girip öğretmen gibi davranması, seçmenlere öğrenci muamelesi yapması rol karmaşasıdır. Bir kurumun rolleri içinde anlam kazanmış değerler, bir başka kurum içindeki rolümüzü destekleyebilirler ancak aynıyla transfer edilemezler.


Örneğin aile kurumu içinde iyi bir anne veya baba olmaktan gelen kişisel değer, aile kurumunun mantığı içinde oluşur. İyi bir anne oluşunuzun eğitim kurumu içinde oynadığınız öğretmen rolündeki değerinize katkısı çok dolaylıdır. Ekonomi kurumu içinde oynadığınız iyi bir esnaf olmaktan gelen değeriniz, siyasetteki değerinizi belirleyen esas faktör olmayacaktır. Benzer biçimde siyasetteki değeriniz, siyasetin iç mantığı ve rol dağıtımı üzerinden oluşur.


Siyaset bir strateji, taktik, hesap, mantık, kuvvet toplama ve yetenek işidir. Siyasetin içindeki vefa, duygular, arkadaşlıklar, dayanışma ve kişisel değerler, ancak ve ancak siyasetin kendi mantığı içinde tanımlanabilirler. Farklı siyasal hedeflere yönelmiş insanlar birbirlerini değerli bulmaya devam edebilirler ama siyaseten değil, toplumsal alanın başka değerleri açısından. Siyaset kurumu, diğer kurumlar gibi, kendi değerlerini yaratır. Siyaseten değerli bir insan, belli bir meslekte büyük başarılar kazanmış olmasından dolayı, siyasete bir başlangıç değeri transfer edebilir. Ama siyaset yapmayı sürdürecekse, siyasal değeri, siyasetin kendi iç mantığından türemek zorundadır. Siyaseten sürekli hata yapan biri, salt ailesindeki rolünü iyi oynuyor veya geçmişte mesleki yaşamında büyük başarılar kazandı diye ilelebet siyasal değer taşımaz. Siyasal değer, siyasal müdahale ve mücadelenin amaca uygunluğu üzerinden tayin edilir. Aksi halde rol karmaşası ortaya çıkacaktır.


Emekli amirallerin bildirisini eleştirmenin, onlara karşı bir vefasızlık ya da başka kurumsal ilişkiler içinde kazandıkları kişisel değeri inkâr etme olacağını zannedenler, ya bu bildiriyi siyasal bir eylem olarak göremiyorlar ya da ya da yanlış siyasal mevzilenmeleri nedeniyle eylemin siyasal anlamını kaçırıyorlar. Örgütlü mücadele içinde kişilerin siyasal değerlerini sağlayan şey, siyasetin kendi değer sistemi içinde ortaklaşmak, ortak hedefe yönelmiş ve kendi aralarında rolleri bu amaç için dağıtmış olmaktan gelir. Aynı siyasal hedeflerde buluşmamış olanların birbirlerini eleştirmelerinden ve uyarmalarından daha doğal bir şey yoktur.


Atakan Hatipoğlu

Aydınlık