Washington'da askeri ataşelik de yapmış olan Emekli Hava Pilot Tümgeneral Beyazıt Karataş, F35 için ABD'li firmayla yapılan anlaşmayı Aydınlık'a değerlendirdi.

TEVFİK KADAN

Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı iştiraklerinden Savunma Sanayi Teknolojileri AŞ (SSTEK), Türkiye'nin F35 savaş uçağı programındaki haklarını korumak amacıyla ABD'de yapacağı girişimlere yönelik stratejik ve hukuki danışmanlık hizmeti almak için uluslararası hukuk şirketi Arnold&Porter ile anlaşma imzaladı.

Anlaşmaya göre Türk tarafı, ABD'li firmaya 6 ay sürecek işbirliği için hizmetleri karşılığında 750 bin dolar ödeyecek.

Washington'da askeri ataşelik de yapmış olan Emekli Hava Pilot Tümgeneral Beyazıt Karataş, F35 için ABD'li firmayla yapılan anlaşmayı Aydınlık'a değerlendirdi. Savunma Sanayi Başkanlığı'nın S400 nedeniyle CAATSA yaptırımlarına maruz kaldığını hatırlatan Karataş, bu nedenle bir SSB iştiraki olan SSTEK firması aracılığıyla bu anlaşmanın yapıldığını kaydetti. Tümgeneral Karataş, şu bilgileri paylaştı:

"Türkiye çeşitli konularda Amerika'da veya başka ülkelerde lobi firmalarıyla anlaşmalar imzalayabilir, nitekim daha önce de imzaladılar. Fakat Türkiye'nin F35'le ilgili S400'den kaynaklanan sorunlarını, 750 bin dolarlık bir anlaşma ile çözmesi söz konusu olamaz. Dolayısıyla ben bunu bir başlangıç olarak görüyorum. Bu anlaşmayı, Türkiye'nin yeni ABD yönetimiyle F35 konusunu daha rahat görüşmesini sağlayacak bir girişim olarak değerlendiriyorum. Bu anlaşmalar uzun soluklu yapıldığı gibi, kısa soluklu da yapılabilir ve yapılan iş kadar para ödenir. Lobi şirketlerinin gerekli personeli tutması ve masrafları için bir başlangıç parasıdır bu. Şirketin çalışmaları uygun görülürse 6 ay sonra bu anlaşma uzatılabilir. Böylece ABD'de ilgili kişilere ulaşmak kolaylaşacak, Türkiye'nin tezlerini daha iyi anlatabileceği bir zemin hazırlanmaya çalışılacaktır."

ABD'NİN ÇALIŞMA YÖNTEMİ

"ABD'de işler şöyle yürüyor: Wahington'da bu konularla ilgili senatörlere, vekillere ulaşmak; Savunma Bakanlığı'nda veya Dışişleri Bakanlığı'ndaki yetkililerle görüşmek, Lockheed Martin bünyesine uzanan kişilerden randevular almak gibi işler bir temsilci vasıtasıyla yürütülüyor. Türkiye'den birisini gönderince Savuma Bakanlığı'ndan yada ilgili kuruluşlardan bilgi alamazsınız. Ama Türkiye'nin böyle anlaşmalarla yetkilendirdiği kişiler, buralara gidip görüşmeler yapabilir, randevular alabilirler. Sistem öyle çalışıyor. Lobi şirketi, Türkiye adına imzaladığı anlaşmayı devlete de tebliği ediyor. Amerikan sisteminde bu bir çalışma yöntemidir. Tercih edilen ve kullanılan bir yöntemdir. Bu usul uygulanmıştır. Böylece F35'le ilgili konularda yeni yönetimle daha iyi iletişim kurmanın yolları aranacaktır."

'GEÇ BİLE KALINDI'

"Aslında bu geç bile kalınmış bir süreç. ABD'nin Türkiye'nin ödediği paraların üzerine yatacağını, anlaşma metninde bunun açık olmadığını, hukuksal sürecin bir an önce başlatılması ve girişimlerde bulunmasını hep tavsiye ettim. Anlaşma metninde tüm ortakların kararıyla, konsensus sağlanarak deniliyor ama ABD patron olduğu için kararı kendisi aldı. Türkiye'nin programdan çıkarılması diğer ülkeleri maliyet açısından, yedek parça üretimi ve tedariki açısından da etkiliyor. Burada ABD'nin anlaşma metninin dışına çıkarak uygulamalar yaptığını görüyoruz."

TÜRKİYE F35'LER İÇİN NE KADAR PARA ÖDEDİ?
Beyazıt Karataş: "Resmi ağızlardan yapılan açıklamalarda bunun yaklaşık 2.1 milyar dolar olduğu anlaşılıyor. Fakat tam olarak bilmek mümkün değil. Çünkü yıllara ve aylara uygun olarak bir ödeme planı var ve bu bir yandan çalışıyor. Bunun yanında 700 ila 1000 arası şirketimiz F35 projesi için parça üretmeye devam ediyor. Bu da 2022 yılına kadar uzatılmıştı, muhtemelen biraz daha uzatılabilir. Bu noktada da Türkiye'ye girdiler var."

Aydınlık