Zahir her şeye muhalif olmak hastalığı yanında şeytanın avukatlığına soyunma patavatsızlığında olan da var.

Şeyh Google Efendi ve önündeki klavye sayesinde tarih ilminizi ve akademik birikiminizi sorgulayan ukalalar türedi. İran petrol şilebinin Cebelitarık Boğazı’nda İngiliz Kraliçesinin Modern Deniz Korsanları tarafından (Sea DogsDeniz Köpekleri) durdurulması hadisesini değerlendiren bir yazı kaleme aldık. Okurlardan onlarca mesaj aldık. Ezici çoğunluğu yazının önemine atıfta bulunurken Sabri Çiğdem adında bir okurum yazıyı eleştiren bir mesaj iletmiş. İngilizler ve benzeri yamyamlar tüm bu hırsızlığı, yıkımı, işgali, talanı, dolanı, yalanı, tecavüz, cinayet ve dahi soykırımları da yapmış olabilir ama aynı İngilizler ve benzeri Avrupalılar şu kadar icat, şu kadar büyüme, şu kadar zenginleşme, şu kadar sanayi devrimi, şu kadar buluş yapmışlarmış. O İngiliz Köpekleri sayesinde neler başarılmış neler. Hatta öğütte bile bulunmuş, kıskanmayın çalışın, didinin, onlar kadar dahi olun. Özetle, “Nazar etme senin de olur” demiş.

Bu tavsiye ‘çalıyor ama çalışıyor’ deyimine ne kadar benziyor. Şu sakıt ahlak anlayışına bakar mısınız? Biliyoruz ve tarihine de müdrikiz, cennet misali bir dünya henüz inşa edilemedi. İnsanoğlu tarihinde sadece ilahi adalet dağıtan hayalî bir devlet olmadı. Hayal edildi, arzulandı kısmen uygulandı ama insanoğlu tarihi daim kanla, talanla, işgalle yazıldı denilebilir. En adil ve en babacan devletlerin bile boş kısımları vardır. Zaten sınıflı toplumlarda demokrasi hâkim sınıf ve çevresine fayda sağlarken saltanatın uzağında kalan ve muhalefet edenlere diktatörlük veya daha az demokrasi nasip olur.

ELEKTRİK GÖTÜRDÜ DİYE KATLİAMLARI MI SAVUNALIM

Amma ve lakin “insanoğlu tarihi böyle yazıldı” gerekçesi, İngiliz Deniz Köpeklerinin ve onları kollayan Kraliçenin hırsızlığını, talanını, işgalini, tecavüzünü haklı kılmaz. Fransızlar’ın Cezayir’e yol yapması, elektrik götürmesi, liman inşa etmesi, tecavüzlerini, katliamlarını, talan ve sömürüsünü haklı kılmaz. ‘Filistin çöldü, Siyonistler burayı cennet mekân yaptı, modern şehirler inşa etti, gökdelenler dikti, sahilde kadınlar bikinili cıvıl cıvıl’ diyerek Filistin trajedisi, soykırımı, işgali, talanı savunulmaz. Yamyam Batı, Amerika, Afrika, Avustralya, Asya ve daha nice bölgeyi istila etti, sömürdü, işgal etti, yerleşti. ‘Ama bu süreç Batı’da sanayi devrimine, modernizme, Rönesans’a, medeniyet kurmaya, gelişmeye ve ilerlemeye vesile oldu, işgal ettikleri bölgelere gökdelenler, yollar, havalimanları, deniz limanları, bankalar inşa ettiler’ diyerek soykırımları, yok ettikleri medeniyetleri, kültürleri, yıktıkları hayalleri, işkenceleri, paramparça ettikleri aileleri, söndürdükleri ocakları yok sayamayız. Şahsen tanıştığım ve görüşlerine değer verdiğim Amerikalı Musevi asıllı Profesör Howard Zinn, Boston Üniversitesi’nde yaptığımız bir sohbetimizde şöyle demişti:

BEYAZ ADAM GELDİ...

Reklamdan sonra devam ediyor 

“Kristof Kolomb çok katletti, çok eziyet etti, çok zulüm etti ama keşfi ile yeni bir çağ açtı. Amerika topraklarında yaşayanlar barbardı, göçebe ilkel topluluklardı, toprağı işlemeyen, ekmeyen avcılardı.

‘Beyaz Adam’ geldi bu ilkel toplulukları ve toprakları adam etti, modern şehirler inşa etti. Bu hâsıl olurken üzücü olaylar olmuş hatta aşırı şiddet hadiseleri yaşanmıştır, denilmektedir. Bu söylem günah çıkartma ayini misalidir. Irkçılığın daniskası, kibir ve yeryüzüne ilah kesilme zihniyetidir. Yaptıklarından utanç duymama ve hatta sahiplenme, gurur duyma alçaklığıdır. Zira günah çıkartma ayini işlenen suçun tekrarlanmaması için yapılır. Varsayalım ki o tarih ve koşullarında bunlar yaşanmalıydı.

Bu hasta sömürü, savaş, işgal ve talan zihniyetinin günümüzde halen sürmesi Batı ve onun ikame ettiği dünya düzeninin 500 senedir değişmediğinin ve günahlarından arınmadığının bariz göstergesidir.”

HOLLYWOOD’UN GÖREVİ

Batı artık sadece toprak işgal etmiyor. Tarihi, bayramları din misali ticaret ve siyaset çıkarlarına kurban ediyor. Vikipedi ve benzeri sosyal medya ansiklopedileri ve tarih konularını işleyen videolar bu felaketin ve yalanın derinleşmesine katkı sağlıyor. Bu görevi önceleri Hollywood sineması üstlendi.

Üniversiteler ve vicdanını cüzdana satan kalemler tarihin içini boşaltan önemli unsurlar oldu. Din bezirganları ve saltanat hizmetçisi ruhban sınıfı mukaddes dini kitapları havalarına uygun, keyfi yorumladılar. Yüzlerce yıldır anlatılan, yazılan, seyredilen yalanlar hakikat oldu. Ve bu yalanların eseri olan önyargıları kırmak, düzeltmek atomu parçalamaktan daha zor oldu. İnsana ve insanlığa en büyük sistematik yani programlı kötülüğü Siyonizm, Emperyalizm ve Vahhabizm yaptı ve yapmaya devam ediyor. Zira tüm mafyatik ticaretin, dinsizlik ve imansızlığın fuhuş, kaçakçılık, kumar, anarşi, savaş ve mikropların kaynağı olan tekelci kapitalizm ve hegemonyasını kurdular. Arabistan Yarımadası, tüm peygamberlerin yaşadığı, kutsal kitapların anayurdu, Abidinler, Sümerler, Ammuriler dahil tüm medeniyetlerin beşiği, İlk Kıblenin Mescidi ve İslam Aleminin iki gözbebeği Mekke ve Medine’yi de içinde barındırıyor.

Reklamdan sonra devam ediyor 

Dünyanın en muhafazakâr ve nezih toplumu olması gereken Arabistan Yarımadası, İngiliz ve Siyonistlerin marifetiyle, yol kesen, kafile yağmalayan göçebebedevi Vahhabi Suudi aşiretinin hükümdarlığına kurban edildi.

Arap Yarımadası korkunç bir zenginliğin yanında yobazlığın, cehaletin, açlığın, sefilliğin, terörün, gizli kumar, fuhuş, alkol, kölelik ve her türlü ensest ilişkinin yaygınlaştığı diyar oldu.

İLİŞKİLER BOZULUYOR

Avrupa’nın birçok ülkesinde ensest ilişki yasak değil. Game Of Thrones dizisinde ensest ilişki ve seks sahneleri porno düzeyinde. Eşitlik adı altında erkeklerin gittiği kerhanelerin (genelevler) yanına kadınların gittiği kerhaneler inşa edildi. Genç beyinlere, artık 18 yaşındayım ve istediğimi yaparım mantalitesini sokuyor.

Hukuk sistemi her türlü ilişkiyi ‘iki olgun insanız ve yaptık’ gerekçesine bağlıyor. Çıplaklar kampı, toplu seks, eşcinsellik furyası, evli ailelerin ‘haftasonu seks için partner değişimi’ programları alenileşiyor ve normalleştiriliyor. Sinema, savaş, kan ve terör dolu. Sosyal medyaya müptela edilen çocukları korumak zorlaştı. Para için her şey mubah zihniyeti yaygınlaşıyor.

Bu hastalık yayan mikroplar, cinsiyetler arası eşitlik, kadın özgürlüğü, hür birey, inisiyatif alan çocuklar, ‘güçlü olan ayakta kalsın zayıf olan ezilsin, yok olsun’, ‘her yol mubah kazanabiliyorsan helal olsun başaramıyorsan suç senin’ sistemini egemen kılıyor.

Eşitlikten anladıkları, zalim erkek hükümdarının yanına zalim kadın hükümdar, tekelci erkek yanına tekelci kadın, katı, yüreksiz, vicdansız ve her şey cüzdan diyen erkek sistemi yanına aynı özellikleri taşıyan kadın sistemi inşa ediyor, kadın fahişelerin yanına erkek fahişeler kazandırılıyor. İngiliz Deniz Köpeklerinin zihniyeti ve yaşam tarzı kara veba gibi beyinlere ve yaşamlara musallat oluyor. Yerli ve mahalli Kara ve Deniz Köpeklerini unuttuğumu sanmayın. Nazım Hikmet’in deyimi misali bunları yaşıyorsak suçun en büyüğü içimizdeki köpeklerin ve onlara çanak tutanların be kardeşim.


Mehmet Yuva

Aydınlık