BB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Davutoğlu'cu Karar gazetesinden Yıldıray Oğur ve Elif Çakır'ın sorularını yanıtladı.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ahmet Davutoğlu’na yakınlığıyla bilinen Karar gazetesine konuştu. Genç Siviller’in kurucusu Yıldıray Oğur ve Kabataş yalancısı Elif Çakır’ın sorularını yanıtlayan İmamoğlu, Kanal İstanbul’dan yandaş vakıflara kadar açıklamalarda bulundu.
İmamoğlu, “Vakıflara, cemaatlere, şahıslara giden paralar kesilecek gibi bir sözünüz olmuştu” şeklinde sorulması üzerine cemaatleri adına bile almadı. Vakıflara karşı olmadığını, kaynakların az sayıda vakfa dağıtılmasına karşı olduğunu söyleyen İmamoğlu, “Beylikdüzü Belediye Başkanlığımda en çok işbirliği yaptığım kurumlardan biri İHH’ydı.” dedi. İmamoğlu devlet bankalarının siyasi talimatla kendilerine kredi vermediğini savundu. Kayyum atanan HDP’li belediye başkanlarına yaptığı ziyareti savunan İmamoğlu, İstanbul’da Kürtçe kurslarının hizmete girdiğini söyledi. İmamoğlu, Ahmet Davutoğlu’na yakınlığıyla bilinen vakfa ait Şehir Üniversitesi’nin TEKEL arazisini bedelsiz olarak üniversiteye devretmesi üzerine başlayan tartışmalarda Davutoğlu yanında yer alarak “yanlıştan dönülmesi” çağrısında bulundu.
İşte o söyleşiden bir bölüm:

DEDEM ADALET PARTİLİ BABAM ANAP’LIYDI

Elif Çakır: Ya Kanal, ya İstanbul dediniz. Durum gerçekten bu kadar kötü mü? Kanal İstanbul şöyle yapılabilir gibi bir alternatif seçenek, bu işin bir oluru yok mu? 

Ekrem İmamoğlu: Hep şöyle söylüyorlar ya. CHP istemezük partisi. Külliyen yalan. Evet bir iki hususta CHP yanlış yapmış olabilir. Eksik söz etmiş olabilir. Ama neyin söylendiğine tam bakmak lazım. Yani ben Birinci Köprü’yü hatırlamam. Birinci Köprü yapılırken benim dedem Adalet  Parti’liydi. İkinci Köprü yapılırken de benim babam Anavatan Parti’liydi.

Yıldıray Oğur: Peki Üçüncü Köprü yapılırken? 

Ekrem İmamoğlu (Gülerek) Üçüncü Köprü yapılırken de ben CHP’liydim. Yani bunu niye söylüyorum. Şimdi bu böyle zihniyet mihniyet meselesi değil. İkinci köprü yapılırken lise, üniversite dönemimdi. Babam Anavatan Partisi’nde siyaset yapıyordu. O zaman “Bu hat yapılırsa şehri büyütürsünüz, bundan önce metroya ağırlık verilmeli. Raylı sisteme ağırlık verilmeli” şeklinde  öneriler yazıldığını hatırlıyorum.

SAMSUNCEYHAN BORU HATTINI YAP

Tanker konusunda hep bunu söylüyorlar ya. Cumhuriyet Halk Partili olarak, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak diyorum ki; Ya kardeşim SamsunCeyhan boru hattı yapılacaktı, niçin yapılmadı? Bakın hem Hazar petrollerini SamsunCeyhan boru hattıyla beraber Ceyhan’a taşınması söz konusuydu, Rusya bu konuya çok sıcak bakıyordu. Rusya’yla ilgili anlaşma zeminleri oluşmuştu. Gazetelerde yazıldı hatırlarsanız. Tahmin ediyorum 2 milyar doların üzerinde bir maliyeti söz konusuydu. Bunun ciddi bir bölümü istimlakla ilgili bir bütçeydi. 2.5 milyar dolarda olabilir. Gelin SamsunCeyhan Boru Hattı’nı yapalım! Hatta Anadolu’nun ortasından geçsin. Anadolu’nun ortasından geçerken belki 1.5 milyar dolara yakın istimlak olan bu bütçeyle oradaki insanların köyündeki  merasından  geçerken  meraya, köye  yatırımlar yapılsın, istimlak parası  oradaki insanları  kalkındırsın. Ve kalıcı bir şekilde kuzeyden güneye  bir petrol boru hattı yaparak geçişi sağlayalım. Tanker ihtiyacı da olmasın, azalsın. Öneriyse öneri. Bakın bu çok değerli bir projeydi, niçin yapılmadı? Rusya ile ilişkileri de sayın Cumhurbaşkanı’nın oldukça iyi. Sayın Putin ile bu görüşmeler tekrardan olgunlaştırılabilir yapılabilir. Buna kimse de karşı çıkmaz. Niçin yapılmadı bu verimli proje?

Elif ÇakırPeki merkezi yönetimin AK Partili belediyelere tavrıyla size karşı tavrı arasında siyasal farklıklar var mı? 

Ekrem İmamoğlu: Ben tabi İstanbul’un dışındaki büyük şehirleri takip edemiyorum. Ama CHP’li belediyelerle bir araya geldiğimizde oralarda hissettiğim özellikle CHP’li belediyelere birçok konuda engelleyici hamlelerin olduğu yönünde.

Yıldıray Oğur: Yani size eşit davranıyorlar.

Ekrem İmamoğlu: Ben şikayet etmeyi sevmediğim için belki biraz daha yumuşak geçiyorum ama mesela girersek kamu bankalarının bize tümüyle kredi musluklarını kapatması var.

Yıldıray Oğur: Mesela ne gerekçe gösteriyorlar red ederken? Finansal açıdan bankaların büyükşehir belediyelerine kredi vermek istemesi lazım. 

Ekrem İmamoğlu: Yok ki gerekçe. Tümüyle siyasi bir talimat olduğunu düşünüyorum. Oradaki yöneticilerin de profesyonellerin de yönetim kurulu üyelerinin, genel müdürlerin de acz içinde olduklarını düşünüyorum. Profesyonelce karar vermediklerini düşünüyorum. Tümüyle siyasi talimatları yerine getiren insanlar oldukları kanaatindeyim.

‘BEN KAZANINCA CUMHURBAŞKANI DA KAZANACAK DEMİŞTİM’

Elif Çakır: Tayyip Bey geçen gün yine tekrarladı. “İstanbul’da biz kazandık” diyor, meclis çoğunluğunu kastederek. Ne düşünüyorsunuz bunu duyduğunuzda?

Ekrem İmamoğlu: Tabii ki meclis çoğunluğu önemli. Her meclis üyesi önemli bir kent için. Ama “biz kazandık” tanımı Sayın Erdoğan’ın daha önceki tanımlarıyla çok örtüşmüyor. Bence o da kimin kazandığının farkında. Ha belki Sayın Cumhurbaşkanı kendi bakışıyla, bizin içine 16 milyon İstanbulluyu katarak, beni de katarak böyle bir şey ifade etmişse onu da bilmem tabi. 1994 yılında ilk döneminde sayın Erdoğan’ın da belediye meclisinde partisinin çoğunluğu yoktu. Ama dediğim gibi vatandaş kimin kazandığını biliyor. İstanbul tarihinin en büyük oranıyla bizi seçti. 806 bin oy farkıyla. Bunu kendileri de çok iyi biliyor. Kaldı ki ben aslında ben kazanınca sayın Cumhurbaşkanı da kazanacak demiştim. Çünkü İstanbul’a ben iyi hizmet ediyorum. Dolayısıyla İstanbullu olarak sevinmesi gerektiğini düşünüyorum.

‘YAPTIĞIM EN BÜYÜK PR SEÇİMİN İPTAL EDİLMESİ’

Yıldıray Oğur: Sizinle ilgili şöyle bir eleştiri var, duymuşsunuzdur mutlaka. Çok fazla PR yaptığınız ve çok fazla genel siyasete oynadığınız, 2023 seçimlerine doğru hazırlık yaptığınız ve bu yüzden belediyeye çok fazla konsantre olmadığınız yönünde. Ne diyorsunuz buna?

Ekrem İmamoğlu: PR yaptığımız konusunda bunu söyleyen özellikle AK partililer haklı. Ama en büyük PR 6 Mayıs’ta seçimi iptal etmeleridir. Toplum haklılığımızı, becerilerimizi ve de iletişim gücümüzü daha çok hissetmiştir. 6 Mayıs ile 23 Haziran arası, bu ülkenin demokrasi değerleri adına kınadığım bu süreç aslında bir nevi bizim lehimize dönmüştür. PR bir tek orda vardır. Seçildiğim an itibariyle tümüyle İstanbul  konularıyla ilgileniyorum. Bu eleştiriyi yapan herkesi de şöyle keyifle iyi bir İstanbul Belediye Başkanı izlemeye davet ediyorum. Başka bir derdimiz yok.

‘KÜRTÇE ÖĞRENİLMESİNE DESTEK SUNARIM’

Yıldıray Oğur: Bununla bağlantılı bir soru daha. Size seçimlerde bir koalisyon destek verdi. Bunu yönetmek ve bir arada tutmak kolay değil. Belediyeyi duayla açtınız, eleştirildiniz. Kayyum atamalarına tepki olarak Diyarbakır’a, Batman’a gittiniz, eleştirildiniz. Orada başkanlara Atatürk tablosu verdiniz, eleştirildiniz. Muhafazakarlar genel olarak sizi eleştiriyor. Türkiye’nin zor dengeleri bunlar. Herkesi memnun etmek kolay değil. Bu dengeyi korumakta zorlanıyor musunuz?

Ekrem İmamoğlu: Aslında merak ettiğiniz şeyi net bir şekilde cevaplayayım. Asla denge  korumak için yapılmış hareket yok tavırlarımda. İzledikleri şey Ekrem İmamoğlu. Yani ben bütün değerlerimle hareket ediyorum. Adaletsizlik varsa adaletsizliğe karşıyım. Kime yapılırsa yapılsın. Milli değerlerimi temsil etme veya konuşmaksa her yerde konuşurum. Benim dilim Diyarbakır’da başka Trabzon’da başka İstanbul’da başka olmaz. Her yerde aynı konuşurum. HDP’liye yapınca doğrudur, başkasına yapınca hukuksuzluk yok öyle bir şey. İzledikleri şey İmamoğlu. Ve bu değişmeyecek. Yani bir manipülasyon, bir popülizm yok içinde. Duruma göre kabuk değiştirme, renk değiştirme, bukalemun gibi hareket etme yok içinde. Ben becerebilirsem Kürtçe konuşurum. Selamlarım. Beceremiyorsam uğraşmam. Ama Kürtçe konuşan ve öğrenmek isteyen bir insanın da Kürtçe öğrenmesine destek sunarım.

Elif Çakır: İSMEK’te Kürtçe ne zaman başlayacak?

Ekrem İmamoğlu: Başladı. Eğitimcilerimizi aldık. Süreç başladı.

‘ŞEHİR ÜNİVERSİTESİ’NDE UMARIM YANLIŞTAN DÖNÜLÜR’

Yıldıray Oğur: Sizin belediye başkanlığınızla bir ilgisi yok ama sizin yönettiğiniz şehirde adı da Şehir Üniversitesi olan, herkesin iyi bir üniversite olduğu konusunda birleştiği bir üniversiteye, siyasi olduğu konusunda da geniş bir kanaat olan bir sürecin ardından el kondu. Siz bu süreci nasıl takip ettiniz?

Ekrem İmamoğlu: Dedim ya hukuksuzluk hukuksuzluktur. Bu benim çok sevdiğim bir kuruma yapılınca hukuksuzluk, bir başkasına yapılınca beni ilgilendirmez diyen duyarsız damarları gelişmiş bir adam değilim ben. O bakımdan bu hukuksuzluk ya da bu acımasızlık ya da bu toleranssızlık bir kuruma yapılırken başka kurumların kamu tarafından ne şekilde desteklendiğini görmek işte tamamen orada bütün adalet duygularımı incitiyor elbette. O zaman başka bir vakfın milyarlarca liralık kamu binalarıyla bedelsiz desteklenmesini kime nasıl anlatabilirsiniz? Hem de arada kan bağı varsa. Bunları üzüntüyle takip ediyoruz. Umarım düzeltilir, yanlıştan geri dönülür.

Elif Çakır: Cumhurbaşkanından bir randevu talebiniz vardı.

Ekrem İmamoğlu: Hala var, sizin vasıtanızla yineleyelim isterseniz.

Yıldıray Oğur: İyi bir vasıta olur mu emin değilim. (Gülüşmeler) 

Elif Çakır: Yakın zamanda Cuma Namazı’nda da karşılaştınız, bu talebinizi yüz yüze yeniden  ilettiniz mi?

Ekrem İmamoğlu: Cuma Namazı’nda karşılaştık evet, orada talebimi ilettim yeniden. Şunu da söyledim. Hatırlarsanız biz Eylül ayında 30 belediye olarak davet edilmiştik. Davet edildiğimiz o toplantıda da bir karar verildi. Kanunla ilgili çalışmalara çağrılacaksınız denildi. Bu  benim talebimdi. Bunu kabul etti. Teşekkür de ettim kendisine.. Bizim CHP belediye başkanları olarak da üç ismi de kendisi sıraladı. Biz vermedik isimleri. Mansur Yavaş, Yılmaz Büyükerşen ve Ekrem İmamoğlu diye kendisi ifade etti. Ben camide hem onu sordum hem de bu toplantının  gerçekleşmediğini ifade ettim.

Elif Çakır: Cevabı ne oldu?

Ekrem İmamoğlu: Toplantıyla ilgili bu hafta dönecekler size, bu hafta arayacaklar sizi dedi. Ama o bir hafta gelmedi henüz. Yani bu Cuma, kaç oldu bilmiyorum ama henüz o bir hafta gelmedi. Randevu konusuna hiçbir şey söylemedi.

‘VAKIFLARA KARŞI DEĞİLİM. EN ÇOK İHH İLE İŞBİRLİĞİ YAPTIM’

Yıldıray Oğur: Vakıflara, cemaatlere, şahıslara giden paralar kesilecek gibi bir sözünüz olmuştu

Ekrem İmamoğlu: O söze bir ilave yapmak isterim yanlış anlaşılmak istemem. Sanki İmamoğlu bütün vakıflara karşıymış gibi yansıtıldı. Bu mümkün mü? Ben eşitlikten bahsediyorum. Koca İstanbul’da 3 tane vakfı öne çıkarıp, bir çok konuyu onların üzerinden yapma çabası niçin? Bu şehir vakıflar şehridir. Hala o vakıf kültürü devam ediyor. Bu şehirde çok faydalı vakıflar vardır. Sanat alanında, kültür alanında, yardımlaşma anlamında, onlarla ortak iş geliştirme, iyi işler yapma konusunda çok iyi niyetliyim. Ama benim iki üç vakfa kilitlenmemi kimse beklemesin. Ben, akrabaların, yakın bağların olduğu insanların yönetici haline geldiği vakıflarla üst seviyede ilişki kurup onlarla sürekli iş yapma konusunda, kamuda etik anlayışına saygı  duyan birisi olarak karşıyım.

Mesela İHH ile çok iş birliği yaptım daha önce. Galiba bu son zamanda standını ziyaret ettim bir yerde. Beylikdüzü Belediye Başkanlığımda en çok işbirliği yaptığım kurumlardan biri İHH’ydı. Ben dedim diye umarım İHH’ya bir sıkıntı vermezler. Üzülmesinler ülkede iyi iş yapan herkes uzun vadeli ayakta kalır.