Batı medyası Alman DW, İngiliz BBC, The Guardian ve The Times başta olmak üzere birçok medya kuruluşuna konuşan İmamoğlu, ''demokrasi tehlikede'' diyerek Türkiye’yi şikayet etti.
İmamoğlu, ''Tutuklanmaktan korkuyor musunuz?'' sorusuna ''Evden helallik alıp çıkıyorum'' karşılığını vererek adeta haksız ve sebepsiz tutuklanabileceği algısını oluşturmak istedi.
Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) usulsüzlükler nedeniyle İstanbul seçimlerini iptal etmesinin ardından mazbatası iptal edilen CHP'li Ekrem İmamoğlu, uluslararası medya kuruluşlarına arka arkaya röportaj veriyor. İmamoğlu buradan verdiği mesajlarla en çok mağdur olduğunu ve seçim sonuçları ne olursa olsun demokrasi için mücadele edeceği ve geleceğim cumhurbaşkanı görüntüsü veriyor.
Alman menşeli DW Türkçe ve WDR Cosmo, İngiltere merkezli BBC Türkçe, The Guardian ve The Times'a ardı ardına demeç veren İmamoğlu, İstanbul'da seçimlerde ortaya çıkan usulsüzlüklerin hiç birisine değinmeden bol bol 'demokrasi' nutukları attı. İmamoğlu, muhabirlerin kendisini Erdoğan'la karşılaştırmasından duyduğu memnuniyeti ise gülerek cevap vererek gizlemedi.
Yabancı medya kuruluşlarında verdiği demeçlerinde sık sık 'Cumhurbaşkanı adaylığı' sorularıyla karşılaşan İmamoğlu, bu algıyı körüklemek için fikir birliği içerisinde hareket eden Avrupa basınının tavrından oldukça mutlu görünüyor. Çünkü batı, basın kuruluşları eliyle onu 2023 yılı için Erdoğan'a rakip olarak sunmaya başladı bile.
'BELKİ TUTUKLANABİLİRİM' DİYE HER SABAH HELALLİK ALIYORMUŞ!
Son 10 yıldır Türkiye'de baskıcı bir yönetim olduğu iddialarının içerdiği düzinelerce habere imza atan Alman televizyonu Deutsche Welle (DW), İmamoğlu ile röportajında yine önemli bir rol oynadı.
Sadece 'siyasi muhalif' olmasından ötürü İmamoğlu'nun sanki tutuklanabileceği algısını oluşturmaya çalışan DW Türkçe muhabiri mesleğe FETÖ'nün Kanaltürk TV'sinde başlayan ve iki yıl önce bir çok potları nedeniyle CNN Türk'ten atılan Nevşin Mengü, CHP'li İmamoğlu'na "Tutuklanmaktan korkuyor musunuz?" sorusunu yöneltti.
Yine CHP Eski milletvekili Yıldıray Sapan'ın 'FETÖ artığı' dediği İmamoğlu ise bu soruya tam da yerli ve yabancı Almanların beklediği cevabı verdi: "Evden, çocuklarımdan, eşimden, annemden, babamdan, kardeşimden helallik alıp çıktım. Bunun anlamını, aslında ne demek istediğimi toplum anlıyor."
İmamoğlu, İngiliz The Times gazetesine verdiği demeçte ise Türkiye'de demokrasinin tehlike altında olduğunu iddia ederek, ''Türkiye hâlâ bir demokrasi ancak mücadele ve çalışma gerektiriyor. İnsanlardaki bu olağanüstü inancı görüyorum; ben onların sadece yüzüyüm ve sesiyim'' ifadesini kullandı.
"DEMOKRASİ DEVRİMİNE ÖNDERLİK EDECEĞİM"
İmamoğlu, Fransız haber ajansı AFP'ye verdiği demeçte ise İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlık sınırlarını oldukça aşarak konuştu. İmamoğlu, 23 Haziran öncesinde 'demokrasi için bir devrime önderlik edeceğini' söyledi; "Şu an yaptığımız şey demokrasi için mücadele etmek.Tamamına erdirdiğimizde, bu tabii ki bir devrim olacak" dedi.
CUMHURBAŞKANLIĞI SORUSUNA YANITI: ZAMAN GÖSTERECEK
Kampanyasının kendisini gelecekte cumhurbaşkanlığına taşıyacak bir ivmeye sahip olup olmadığı sorusuna ise İBB'yi aşan konular hakkında görüşler bildiren İmamoğlu’nun yanıtı şu oldu: “Zaman gösterecek. Şu an hedefimiz İstanbul Belediye Başkanlığı. İstanbul’u yönetmek istiyoruz. Zaten kazandığımızı geri almak istiyoruz.”
"KENDİMİ UMUDUN SEMBOLÜ OLARAK GÖRÜYORUM"
YSK'nın İstanbul seçimlerinin yenileme kararını "demokrasiye yapılmış bir ihanet" olarak değerlendiren CHP'li İmamoğlu, 31 Mart seçimleri sonrası halka yakınlaştırdığını söyleyerek bu süreçte kendisini "demokrasinin ve umudun sembolü olarak" gördüğünü söyledi.
İmamoğlu, WDR Cosmo'ya verdiği demeçte, "Bu aslında demokrasiye yapılmış büyük bir ihanettir. YSK’nın elbette seçimi iptal etme hakkı var ama alınan kararın gerekçelerinin mutlaka doğru olması lazım. Dolayısıyla demokrasiye ihanettir, zarardır" dedi.
"EN ÖNEMLİSİ İSE UMUT VERECEĞİZ"
Mazbatasını aldıktan sonra İBB'de 18 gün görev yapan İmamoğlu tek bir projesini açıklama yada hayata geçirmeyle ilgili bir adım atmazken 23 Haziran seçimlerinde de aynı şeyleri söyleyeceğini belirterek, "Hazırladığımız çok sayıda projeyi, İstanbul’u nasıl tasarladığımızı zaten anlatmıştık. Ama daha ötesinde bu seçimin bir demokrasi mücadelesi olduğunu ifade edeceğiz. Mağdur edildiğimizi de anlatacağız ki toplumun demokrasiye olan inancı artsın. İşin özeti; evet, mağduriyetimizi anlatacağız, projelerimizi anlatacağız ama en önemlisi umut vereceğiz. Her şeyin çok güzel olacağını anlatacağız İstanbul’da.
"BU MÜCADELEYİ VERME KONUSUNDA BÜYÜKANNELER, ANNANELER, BABAANNELER ÖN SAFTA OLMALI"
'İstanbul’da bir kadın devrimi vaat ettiniz. Seçildikten sonra mı, seçim kampanyası başladıktan sonra mı, kadınları nasıl katmak istiyorsunuz bu demokrasi mücadelesine?' soruna cevap veren İmamoğlu ilginç bir tablo çizdi: "Bu konuda özel bir çabamız var.
Türkiye’nin, İstanbul’un iyi yetişmiş kadınlarına fırsat verilmediğini düşünüyorum. Şu anda da bu mücadeleyi verme konusunda en ön safta, en inançlı kitlenin kadınlar olduğunu görüyorum. En başta anneler, hatta büyükanneler, anneanneler, babaanneler… Ben şöyle bakıyorum, bir annelik duygusuyla tehdidi önceden sezme ya da kaygıyı önceden hissetme ile sürece olan inancını büyütme olarak tanımlıyorum. Bu bakımdan bu sürecin başarısında gerçekten kadınların çok büyük katkısı olacağını hissettiğim için kadın devrimi olarak tanımladım."