İstanbul Gaz Dağıtım Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi'nin (İGDAŞ) abonelerine gönderdiği nisan ayı faturalarındaki yüksek bedeller tepki çekti.
İstanbul’da koronavirüs salgını sebebiyle "sayaç okuması yapmayan" İGDAŞ'ın diğer ayların ortalamasını alıp faturalara yüksek meblağlar yansıtması vatandaşı çileden çıkarttı.
Birçok kişi sosyal medya hesabından son faturasını paylaşarak İBB yönetimine ve İGDAŞ yönetimine tepki gösterdi.
Milliyet yazarı Özay Şendir ise bugünkü köşe yazısında İGDAŞ'ın öne sürdüğü "koronavirüs salgını sebebiyle sayaç okuması yapılmadığı" yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını yazdı.
Şendir Milliyet'teki köşesinde, "Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, karantina bölgeleri ve sayaç okumanın riskli olduğu yerleri kıyas fatura kapsamına almıştı. İGDAŞ da, 'İstanbul karantina bölgesi ilan edilmedi', 'Faturalandırmak yasal zorunluluk ve okuma yapıyoruz' diyor. Yani kıyas fatura bilgisi yanlış ama yüksek fatura bilgisi doğru." ifadelerini kullanarak durumu özetledi.
İşte o köşe yazısı;
Ekrem Bey’in ateşle dansı
Bazı medya kuruluşlarının iddiası, Büyükşehir’e bağlı İGDAŞ, fatura okumadan abonelere yüksek miktarda kıyas fatura kesti.
Bu iddia doğru değil.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, karantina bölgeleri ve sayaç okumanın riskli olduğu yerleri kıyas fatura kapsamına almıştı.
İGDAŞ da, “İstanbul karantina bölgesi ilan edilmedi”, “Faturalandırmak yasal zorunluluk ve okuma yapıyoruz” diyor.
Yani kıyas fatura bilgisi yanlış ama yüksek fatura bilgisi doğru.
İnsanlar “Nasıl oluyor da ocak faturasından daha yüksek mart faturası geliyor?” diye soruyorlar.
Bir iki kişi olsa, anlaşılır diyeceğim ama İGDAŞ’ın sosyal medya hesabından yaptığı sayaç okuma açıklamasının altına gelen yorumlar, sadece 4 gün içerisinde Ekşi Sözlük’te yazılan 36 sayfa şikâyet bile bir sıkıntı olduğunu anlamaya yeterli.
İGDAŞ, “Martta evde çok zaman geçirildi, tüketim artışı ondan” diye açıklıyor yüksek faturaları.
İyi de martın neredeyse yarısında kapalı olan iş yerlerinden gelen şikâyetler de var, “Faturam, tam çalıştığımız şubattan yüksek geldi” diye.
Ekrem İmamoğlu için asıl tehlike, faturalarda yazan ve tartışılan rakamlar değil, faturaların son ödeme tarihleri.
Fatura kesmek yasal zorunluluk ama son ödeme tarihini belirlemede yasal zorunluluk yok.
İGDAŞ, o tarihi belirlerken koronavirüs yokmuş, herkes işinde gücünde, kimse işini kaybetmemiş gibi davranmayı tercih etmiş.
Tahminen otomatik ödemeler üzerinden nasılsa parayı toplarız kafasındalar.
Özelleştirilse milyarlarca dolara satılacak olan bir şirket, alacağını 45 gün çevirmeyi beceremiyorsa, vay haline...
Ekrem İmamoğlu, daha önce yaptığı açıklamada “Kimsenin doğal gaz ve suyunu kesmeyeceğiz” demişti ya, o söz test edilecek şimdi.
İGDAŞ kimsenin gazını kesmeyecekse, hayat normale döndüğünde yüklü bir vade farkı faturası çıkaracak insanlara.
Oysa herkes işe dönemeyecek, kimi ücretsiz izinde kimi işsiz, kimi de yarım maaş alıyor olacak
Zor zamanda, vatandaşın gırtlağına çökmek bugüne kadar tek bir siyasetçiye bile fayda sağlamadı, İmamoğlu’na da sağlamaz.
Not: İstanbul’dan sonra, sosyal medyada en fazla fatura şikâyetinin geldiği illerden biri de Bursa olmuş. Belli ki soruna daha yukarılardan müdahale edilmesi gerekiyor.