Soral, yabancı dilde eğitime karşı olduğunu ve bu tartışmada Kıraç’a hakaret edenlerin de evrensel söylemlere sığınan bölücüler olduğunu söyledi. Soral, Orhan Pamuk ve Daron Acemoğlu’nun da, ABD’nin Türkiye’yi bölme planlarına hizmet ettiğini ifade etti
Ünlü müzisyen Kıraç’ın İngilizce’nin eğitim hayatının büyük bölümünü kapsaması üzerine yaptığı açıklamalar tartışılmaya devam ediyor. Kıraç ‘’Bütün okullar İngilizce için seferber olmuş durumda. Bu da özellikle 1980’lerden sonra fışkırdı. İngilizce öğrendiklerinde hayatlarının kurtulacağına inanıyolar. 40 yıldır böyle bir algı yaratıldı. İngilizce dediğimiz dil Amerika, İngiltere gibi egemen ülkelerin dünyayı sömürme biçimidir. Ben çocuklar yabancı dil öğrenmesin demiyorum. Eğitim anadille olmalı diyorum. Çünkü Türkçe giderse Türk de gider’’ demişti. Kıraç’a açıklamayı yaptığı ilk günden beri destek veren ekonomist, yazar Bartu Soral’la konuştuk.
Yabancı dille eğitime ilişkin görüşleriniz nelerdir?
B.S: Yabancı dilde eğitim dediğimiz şey bizde Ortaokulda başlıyor. Ardından dersleri, kimyayı, biyolojiyi, fiziği, matematiği o yabancı dilde veriyorlar. Bu yanlış. Çocuk kendi düşünebildiği, muhakame edevildiği dilde eğitim almalıki, verilen dersleri sorgulayabilsin. Ama bu lafın yanına hemen şunu koymalıyız. Bizim eğitim sistemimiz de çok bozuk. Araştırmaya, meraklandırmaya, konuları sorgulamaya, teze karşı anti tez üretmeye müsade etmiyor. Bir dersi anlamak için bunlar yapılmalı, düşünmeye, sorgulamaya, anti tezini üretmeye yönlendirilmeli. Tabii yabancı dil öğrenilmeli ama o dillerde eğitim verilmesine karşıyım. Çünkü yeterince konular öğrenilmiyor, ezber yapılıyor.
‘TÜRKİYE’Yİ BÖLMEYE HİZMET EDİYORLAR’
Orhan Pamuk için yaşayan en büyük yazar değerlendirmesinde bulunanlar oldu. Siz nasıl düşünüyorsunuz?
B.S: Orhan Pamuk, benim romanlarını okumaya başlayıp sıkılıp bıraktığım bir edebiyatçı. Tabii bu benim eksikliğim de olabilir. Altı kitap yazmama rağmen hala okuduğumu anlayamıyor olabilirim. Ama bu Orhan Pamuk, Nobel ödülü aldığı sıralarda Türkiye’yi Ermeni soykırımı yapmakla suçladı. Halbuki tarihçilerin, bilim insanlarının bu konuda ortaya koydğu bir gerçeklik yok. Aksine bilim insanları, tarihsel belgelere dayanarak Ermenilerin Türkiye Cumhuriyet’ine büyük ihanet içinde olduğunu ve Türklere kıyım yaptıklarını söylüyor. Azerbaycan tarihine baktığımızda da bunları görüyoruz. Buna rağmen uluslararası camiadan prim alabilmek için Pamuk’un böyle bir açıklama yapması, benim gözümde onu zaten bir edebiyatçı değil vatan haini yapıyor. O, uluslararası camianın Türkiye’yi sıkıştırabilmek için kullandığı tezelere hizmet eden bir adam konumundadır. Bunun benzerini Daron Acemoğlu’nda da gördüm. Uluslararası bir iktisatçı, ekonomist, diyebildiki ‘’Türkiye’de açılım süreci devam ederse, ekonomik kalkınma sağlanır.’’ Tercüme edelim, Türkiye’de hendekler bombalarla doldurulur, askerlerimiz öldürülür, Türkiye Cumhuriyet’i parçalanma yolunda iki, üç adım daha atarsa ekonomik kalkınma sağlanır. Bana göre bunu söyleyen biri ekonomist değil vatan hainidir. Bu konuda yüzde yüz eminim. Türkiye’de bombalar patlatan PKK’yla açılım yapmanın ekonomiye ne katkısı var? Olsa olsa ABD’nin Türkiye’yi bölme projelerine hizmet eden Acemoğlu’nun yeni ödüller almasına, yeni fonlarla araştıma yapmasına, cebini doldurmasına hizmet eder.
SOL MASKELİ BÖLÜCÜLER
Tartışmanın yaşandığı süreçte kendilerini dünya vatandaşı olarak nitelendiren ve küreselleştiklerini söyleyerek hem Kıraç’ı hem de ona destek açıklamaları yapanları şovenist ilan edenler oldu. Bu konu hakkında düşünceleriniz nelerdir?
B.S: İsmail Saymaz, Zafer Arapkirli gibi bu konuda eleştiri yapanları dikkatle okudum. Bunlar Kıraç’ın fikrine karşı bir fikir koymadılar. Küfürr eden, aşağılayan, hakaret eden bir üslup kullandılar. Bu şunu gösteriyor. Kendisini sol diye tanımlayan ama Soros, Kavala ve HDP üzerinden evrensel değerlere sığınarak Türkiye’de bölücülük yapan bu terbiyesiz grubun amacı çok farklı. Farklı ki bir fikir koymadılar, koysalar oturur tartışırdık. Hakaret etmesi zaten bir yere hizmet etmesi ve o hizmet ettiği noktada çok kötü yakalandığı, kıstırıldığı ve sıkıştığı içinde hakaret yoluna başvurduğunu gösteriyor. Tabii Bu insanların cürmü bu kadardır.