PKK ile aynı talepleri dile getirdiği, ABD Başkan yardımcısına sunduğu rapor hala, hem Habererk'te hem de yayınlandığı yerde dururken, yine tanıdık bir savunma olan "İnkar"ı seçmiş olması gülümsememize sebep oldu.
Seymen, tepkiler üzerine yaptığı açıklamada, ağzından çıkanların neredeyse tümünü inkar eden bir dil kullandı.
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı, BBP Kurucu Genel Başkanı rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nu, kendisine referans gösterdi.
İYİ Parti tabanı Hasan Seymen'in "asimilasyon", "anadilde eğitim", "Türk değil, Çerkezim" ifadelerine tepki göstermiş ve istifasını istemişti.
Seymen, kendisini eleştirenleri mahkemeye vermekle de tehdit etti.
Burada bir virgül koyup Hasan efendiye bir çift söz edelim.
Hasan efendi, senin ağabablarında bizi mahkemye verdi, sor bakalım ne olmuş, Halil efendinin savcılık kağıdını hala bekliyoruz.
Biliyorsun oda çok atmış, tutmuştu.
Neyse sizin mahkeme tehditleriniz bizim sadece hoşumuza gider. Gerçi dün söylediğini bugün inkar eden birinin karakolda ve mahkemede ne derece doğru söyleyeceği de meçhul...
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Hasan Seymen, açıklamasında Denge Denetleme Ağı temsilcisi olduğunu da inkar etti.
Oysa Hasan Seymen, 22 Kasım 2014 yılında, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'le görüşmesinden sonra yaptığı açıklama haberlere yansımıştı.
ABD'nin fonladığı Denge Denetleme Ağı, "Arap Baharı" tarzı devrimler için ülkelerdeki STK'ları harekete geçiren bir yapı olarak biliniyor.
İŞTE HASAN SEYMEN'İN KENDİNİ YALANLADIĞI GÜLÜMSETEN AÇIKLAMASI
Ben Hasan SEYMEN. 1972 yılında Kuvayi Milliye Şehri Balıkesir’de dünyaya geldim.
1989 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde üniversite eğitimime başladım.
Aynı tarihten itibaren Doğru Yol Partisi Gençlik Kolları ve mensup olmaktan gurur duyduğum Çerkeslerin en köklü derneklerinden olan Ankara Çerkeş Demeği Gençlik Kollarında çalışmaya başladım. Ankara Çerkez Demeği ve Kafkas Demekleri Federasyonunun her kademesinde çalıştım. Son olarak 20112013 yıllan arasında Türkiye genelinde yaygın olarak faaliyet gösteren 54 demeğin üst kuruluşu olan Kafkas Demekleri Federasyonunda Genel Başkan Yardımcısı sıfatıyla görev yaptım.
2011 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisinin talebi üzerine, 54 demeğimizden görüş almak suretiyle bir komisyon oluşturuldu ve bu komisyon tarafından Yeni Anayasa’dan beklentilerimizi içeren bir rapor hazırlandı. Bu raporda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak görüş ve taleplerimizi TBMM’ye bildirdik.
Bu süreçte TBMM’de grubu bulunan bütün siyasi partilerin Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyeleri ile talep ve görüşlerimizi paylaştık.
Sunulan talepler ve paylaşılan görüşler içerisinde Anayasamızın ilk 4 maddesi ile teminat altına alınmış olan; Cumhuriyetimizin nitelikleri, Devletimizin bütünlüğü, Resmi dilimiz, Bayrağımız, Milli Marşımız ve Başkentimiz ile ilgili temel ve vazgeçilemez ilkelere aykırı herhangi bir talep ya da ima kesinlikle bulunmamaktadır.
Son günlerde, 20112013 yılları arasında yukarıda saymış olduğum; devletimizin talebi doğrultusunda, dilimizi ve kültürümüzü korumaya yönelik olarak, ülkemizin yıllardır belası olan terörü bitirmek için demokratik yollarla ve ülke birlik bütünlüğüne zarar vermeden bu taleplerin yerine getirilebileceğine örnek olan konuşmalarım tümüyle bu çerçevede yapılmıştır.
Ayrıca Denge Denetleme Ağı bünyesinde Kafkas Demekleri Federasyonu adına görev yaptığım 2 sene sonunda yine benim önerimle Kafkas Dernekleri Federasyonu, Denge Denetleme Ağından ayrılmıştır. 2018 yılı Mayıs ayında, Türkiye’nin umudu olarak gördüğüm Sayın Genel Başkanım Meral AKŞENER ve İYİ Parti kadrolarıyla beraber yol yürümek isteği ile partimize; programını, ilkelerini ve seçim beyannamesini okuyarak ve bunları özümseyerek üye oldum.
Genel Başkanımızın takdiri ile Ankara 2. bölgeden milletvekili adayı oldum.
Yukarıda saydığım özgeçmişim ve Anayasa çalışmalarım milletvekili adaylığım sırasında bastırmış olduğum seçim broşürümde dahi açıkça yer almıştır.
2018 Ağustos Kurultayında yine Sayın Genel Başkanımızın takdiri ile Genel İdare Kurulu üyesi ardından da Genel Başkan Yardımcısı olarak görevlendirildim.
2019 yılı Ağustos ayında yapılan 4. Olağanüstü Kurultayımızda da delegelerimizin teveccühü ile Genel İdare Kurulu üyesi seçildim.
Genel Başkanımızın takdiri ile görevime devam ediyorum.
Hakkımdaki tezvirata konu doküman 2011 yılından beri çeşitli internet sitelerinde bulunmaktadır.
Şimdi, son olağanüstü kongreden sonra ne değişmiştir ki; niyeti tarafımızca malum olan bir kısımfitneci mihraklar, 78 yıl önceki bu görüntüleri yeni ortaya çıkmış gibi servis ederek hakkımda asılsız, mide bulandırıcı ve kabul edilemez iddialar ileri sürmüşlerdir?
Bu kişilerin hedeflerinin merkez partisi olmaya aday Türkiye’nin umudu İYİ Parti’nin önünü kesmek olduğu açıkça ortadadır.
Beni Türk Milleti’ni bölmekle, PKK terör örgütü ile aynı ağzı konuşmakla, HDP söylemlerini tekrarlamakla itham edenlere karşı cevabımı bir dava arkadaşımın duygularımı ve düşüncelerimi net şekilde ifade eden söyleminden de faydalanarak vermek isterim;
Her milletin bir adı olduğu gibi, milletimizin adı TÜRK MİLLETİ’dir. Bu ad, Çerkesler de dahil, bu topraklarda yaşayan insanlara, tarihe, talihe ve isimlere hükmeden Hakimlerin Hakimi Kudret tarafından verilmiştir. Binlerinin tanımladığı gibi en ufak müdahale ile birbirinden hemen ayrılabilecek olan mozaik değiliz. Biz bütün yapı, vasıf ve özellikleri ile birbirinden ayrılmaz olan, birbiri olan ve bir olan ebruyuz. Çerkesler de bu ebrunun solmaması gereken bir rengidir. Türk Milleti demek, Türk ırkının milleti demek değildir. Geniş kültür coğrafyamızda tarihi, siyasi ve sosyokültürel beraberliğin, bir düşünce ve duygunun binlerce yıl içerisinde bir şuur ve mensubiyete dönüşmesinin adıdır.
İşte bu millete, Türk Milleti’ne mensubiyet duymak, bu milleti sevmek, korumak ve yüceltmek istemek de milliyetçiliktir. Biz hepimiz birlikte Türk Milleti’yiz.
Rahmetli Muhsin YAZICIOGLU’nun ifadesi ile: ‘’Türk; Çerkeş’in, Kürt’ün, Laz’ın, Gürcü’nün, Amavut’un, Boşnak’ın, Yörük’ün karşılığı değildir. Türk, topyekûn milletimizin adıdır.”
Anayasamızda da belirtildiği üzere Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür!
Açıklamalarımın bu minvalde değerlendirilmesi gerekir.
Ben Hasan SEYMEN olarak hiçbir makam, mevki, çıkar ya da itibar peşinde değilim. Ailemden ve toplumumdan aldığım ’ Candan önce onur gelir” felsefesiyle, Cumhuriyetimizin bana sağladığı imkanlar sonucunda kazandığım bilgi ve tecrübelerimi milletimin hizmetine sunma, çocuklarımıza yaşanabilir bir gelecek oluşturma yolunda bir çakıl taşı olabilirsem, ne mutlu bana! Bu yolda samimiyetle ve inançla yürüdüğüne inancım tam olan Sayın Genel Başkanım Meral AKŞENER yürüdüğü sürece yanında yürüyeceğim. Her türlü sıfat ve etiketten ari olarak İYİ Parti’nin bir neferi olmak benim için en makbul sıfattır. Takdir Sayın Genel Başkanımızındır.
Cevap vermemi ve açıklama yapmamı isteyen arkadaşlara sözüm ise; iyi niyetli her türlü eleştiri ve beyana seve seve cevap verir ve öz eleştiri de yaparım.
Ancak, herkes şunu bilsin ki; beni, terör örgütü PKK ağzıyla konuşmakla, bölücülük yapmakla itham eden, iftira atan trollere pabuç bırakmam. Yargı önünde hepsinden hesabım soracağım.
Ben Hasan SEYMEN, Atatürk Cumhuriyeti’nin şerefli bir ferdi; ‘’Ne Mutlu Türk’üm Diyene” demekten gurur ve mutluluk duyan, Türk Milleti’nin ta kendisiyim!
Türkiye Cumhuriyeti’nin birlik ve bütünlüğüne halel getirecek herhangi bir tavrın karşısında durmaktan bir adım dahi geri atarsam gök girsin, kızıl çıksın!"