ABD, Türkiye’ye dayatmalarını kabul ettirmek için dolar kuşatmasını başlattı. Döviz kurları üzerinde oynamaya başlayan ABD’nin hedefi, Türkiye’nin İran ambargosuna katılması, Çin’le ilişkilerini azaltması ve S400 alımını durdurması.
AYDINLIK / ANKARA
ABD, Türkiye’ye dayatmalarını kabul ettirmek için dolar kuşatmasını başlattı. AKP kurucularından eski Başbakan Yardımcısı Ertuğrul Yalçınbayır, tüm Türkiye’nin dayanışma içinde olmasını, AKP’nin de ülkeyi buna uygun olarak yönetmesini istedi. Eski Birleşmiş Milletler Kalkınma Program Müdürü Bartu Soral, AKP’nin Türkiye’nin sorunlarının altından tek başına kalkamayacağını vurguladı.
Türkiye’nin ABD’nin isteklerine direnmesi sonrasında, Türkiye’yi ekonomik ablukaya almak isteyen ABD, döviz kurları üzerinde oynuyor. Türk ekonomisinin içinde bulunduğu krizi fırsata çevirmeye çalışan ABD, Türkiye’yi İran’a yönelik yaptırımlara uymaya, Rusya’dan S400 alımlarını durdurmaya ve Çin’in ‘Bir Yol, Bir Kuşak’ projesine destek vermemeye zorluyor.
PAPAZ BAHANE
Uluslararası ilişkiler uzmanları, önce tutuklanan sonra da ev hapsinde tutulan ABD vatandaşı Papaz Andrew Craig Brunson’la ilgili tartışmanın ABD ile yaşanan krizin görünen yüzü olduğunu belirtiyor. Uzmanlar, asıl sorunun Türkiye’nin İran’da, Irak’ta, Suriye’de ABD planlarına karşı çıkması ve ABD’nin itirazlarına rağmen Rusya ve Çin’le özel ilişki kurması olduğunu söyledi.
KARA GECE
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile ABD Dışişleri Bakanı Pompeo arasında Singapur’da yapılan görüşme sonrasında piyasaların açıldığı pazartesi gününün akşamı, dolar hızla yükselişe geçti. Gece saatlerinde dolar 5 lira 42 kuruşa kadar yükseldi. Sonra “ön anlaşma sağlandı” haberlerinin yayılmasıyla inişe geçti. Salı günüyse “anlaşma yalan” iddiasıyla yeniden yükseldi.
Gelişmeleri Aydınlık’a değerlendiren ABD’de de görev yapmış bir diplomat, “ABD uzun süredir Türkiye’yi test ediyor. Türkiye’yi teslim almaya zorluyorlar. Müzakereye elleri havada oturtmaya çalışıyorlar” dedi.
TEK BAŞINA ÇÖZÜLMEZ
AKP kurucularından ve eski Başbakan Yardımcılarından Ertuğrul Yalçınbayır, Türkiye’nin ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğunu vurgulayarak, “AKP’nin tek başına bu sorunların altından kalkması mümkün değil. Her alanda toplumsal dayanışmaya ihtiyaç var” dedi. Türkiye’nin tek merkezden işaretle yönetilemeyeceğinin açıkça görüldüğünü kaydeden Yalçınbayır, şunları söyledi:
“İktidar toplumsal barışı sağlamalıdır. Aksi halde sorunların altından kalkamaz. Bunu yapmazsa ekonomiyi düzeltemez. Dış saldırılara karşı direnemez. Bayramlarda oluşan ruh bütün yıla yayılmalıdır. Bunu gerçekleştirmezse Türkiye’nin sonu iyi olmaz.”
SORAL: OYUNUN SONUNA GELİNDİ
Ekonomist Bartu Soral da AKP’nin yanlış ekonomi politikalarının Türkiye’yi dış müdahale ve operasyonlara açık hale getirdiğini belirtti. AKP’nin tek başına Türkiye’nin ve ekonominin sorunlarının altından kalkamayacağının net olarak görüldüğünü vurgulayan Soral şu görüşleri savundu: “Yaşadığımız krizin üstesinden gelebilmek için ehil ve iş bilen kişilerle çalışılması lazım. Ama AKP bir türlü buna yanaşmıyor. Yaşananların papazla ilişkisi yok. Papazı bıraksan, başka konu gelir. Türkiye, 16 yıldır borçla idare edildi. Borçla afyonlandı. Batı seni esir almak isterken bir taşla üç kuş vurdu. Ama artık oyunun sonuna gelindi. AKP şu ana kadar toplumsal dayanışma politikasını reddetti. Ama Türkiye batarsa içinde AKP de olacak.”
DÖVİZ KITLIĞININ NEDENLERİ VE SERT HAREKET!
Dolar ve avronun önceki gece üst üste rekor kırması sonrası piyasa uzmanları ile konuştuk. Edindiğimiz bilgilere göre özellikle Türk piyasalarının kapandığı ve ABD piyasalarının açıldığı saatlerde görülen dövizdeki oynaklık dikkat çekti. Türkiye saatiyle gece yarısı Asya piyasalarının açılması sonrası talep kesilince dövizdeki hareketlilik durdu. ABD ile diplomatik adımların atılacağına ilişkin olumlu haber akışı da dövizin ateşini alan etken oldu. Dün 10 yıllık tahvil faizi yüzde 20.09 ile, 2 yıllık tahvil faizi de yüzde 22.76 ile rekor kırdı.
GCM Menkul Değerler Araştırma Uzmanı Enver Erkan, yaşanan kur hareketinin doların artmasından çok TL üzerindeki stresten kaynaklandığını belirtti. Alnus Yatırım’dan dün üyelerine geçilen açık notta ise yaşanan durum “Dolar kıtlığı krizi” olarak adlandırıldı. Şu değerlendirmeler yer aldı: Ekonomideki arztalep ilişkisinde talep fazlalığının söz konusu olduğu kıtlık durumunu yaşıyoruz. Dolar kıtlığı öyle bir hale geldi ki BDDK verilerinden yapılan bir çalışmaya göre son 3 ayda 1.8 milyar dolar mevduat, bankalardan çekilip tabiri caizse yastık altına alınmış. Türkiye en kötü gününde bile böyle yapmamıştır.
SICAK PARA CENNETİNİN SONU
2008 öncesinde sıfır faizli Japon yenine endeksli konut kredisi alan tüketiciler krizle beraber feryat edince ekonomi yönetimi, 16 Haziran 2009’da vatandaşa dövize endeksli krediyi de yasaklarken döviz geliri olmayan firmalara, yurtiçi bankalardan döviz kredisi kullanma yasağını kaldırdı. Türkiye böylelikle tam bir sıcak para cennetine dönüşürken 2008 krizinin teğet geçmesinde bu kararında etkisi oldu. İşte bu noktada Türkiye hazırlıksız yakalanmış görünüyor.
Merkez Bankası’nın altın hariç rezervleri; 2016 Kasım ayında 106 milyar dolar iken temmuz sonunda 78 milyar dolara geriledi. Bankanın kredibilitesi zayıfladı.
2018 Mayıs ayı itibarıyla, Uluslararası Yatırım Pozisyonu verilerine göre, Türkiye’nin net yurtdışı yükümlülükleri 401 milyar dolar. Reel sektörün net döviz yükümlülüğü 217 milyar dolar. Şirketlerin dış borç geri ödemeleri; bu ay 4 milyar, eylülde 6 milyar ve ekimde 8 milyar dolar.
Reel sektörün 292 milyar dolar kredi borcunun; 173 milyar doları bankalarımıza, 10 milyar doları leasing şirketlerimize iken 107 milyar doları yurtdışından sağlanmıştır. Bankalar yurtdışından kredi alıp içeriye kullandırmışlar. Şimdi geri ödenemeyecek krediler artıyor. Banka hisseleri düşüyor.
2018 Mayıs itibarıyla son 1 yılın cari işlemler açığı 57.6 milyar dolar oldu. Finansman yetmediği için rezervlerden karşılanmaya başlandı.
Erdoğan’ın artık en önemli görevi, dolar kıtlığı algısını ortadan kaldırmak ve böylece enflasyonu da dizginlemek olmalıdır. “Dış borçlanmada şimdi biz Çin piyasasına yöneliyoruz” açıklaması bu yönde atılmış bir adım olarak görülebilir. Ama daha yapacak çok iş var.
ALTI MADDELİK ÇÖZÜM
Hükümet yaşanan dolar krizine karşı sessiz. Cumhurbaşkanı başdanışmanlarından Cemil Ertem ise dün Milliyet’te kaleme aldığı köşe yazısında, “Bağımsız olamayan bir ülke, hiç bir zaman dışa tam açık ve serbest piyasa ekonomisinin işlediği bir ülke de olamaz. Sancılı da olsa, tam dışa açık, sermaye giriş çıkışlarının sonsuz serbest olduğu ve bağımsız para politikasının uygulandığı ekonomiyi inşa ediyoruz. Burada tabii ki kur, teknik olarak da siyasi olarak da bir hedef olamaz” ifadelerini kullandı.
Kurun hedef olmadığı bir politikada yükselen enflasyon, yükselen faizler ve kur maliyeti fiyatlama davranışlarını bozarak, finansal istikrarı tehdit ediyor. Uzmanlara göre Hükümet’in şu aşamada yapması gerekenler bir program dahilinde ilan edilmeli. Bunlardan bazıları ise şu şekilde sıralanıyor;
Gereksiz kamu harcamalarında kesintiye gidilerek bütçenin dengelenmesi,
Hazine borçlanmalarını artıracak adımlardan kaçınılması,
Cari açığı azaltmak için ivedilikle keyfi ithalatın önüne geçecek sert tedbirler alınması,
Yüksek döviz ihtiyacı olan şirketlerle görüşülerek bunun direk Merkez Bankası kanalıyla sağlanması,
Enflasyonu düşürecek tedbirlerin açıklanması ve piyasanın buna ikna edilmesi,
Çin’den ivedilikle kaynak akımını sağlayacak adımların atılması.