Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek, hükümette Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in göreve getirilmesiyle birlikte yeni dönemde uygulanacak ekonomi politikaları hakkında konuştu. Şimşek'in söylemleri ve açıkladığı programı değerlendiren Perinçek, Mehmet Şimşek için "İkinci Kemal Derviş" dedi.

Perinçek açıklamalarından öne çıkan satırlar şu şekilde:

"TÜRKİYE İÇİN FELAKET OLUR"

"Mehmet Şimşek dünya emperyalist, kapitalist, finans merkezlerinin koyduğu normlar, kurallar içerisinde ve onların insanlığa ve dünyaya dayattığı sözüm ona rasyonellik diyorlar sisteme döneceğim diyor. Sonuç itibariyle Sayın Babacan'ın Türkiye'de uygulamış olduğu, Abdullah Gül'ün uygulamış olduğu ve 20162017 yıllarına kadar da AK Parti hükümetinin uygulamış olduğu; Turgut Özal'ın 1980'de getirdiği "Dünya ekonomisiyle entegrasyon" başlığı altında Türkiye'ye getirdiği program... "Türkiye'yi 500 milyar dolar borca batıran programı ben tekrar uygulayacağım" demek bu.

Mehmet Şimşek yeni Kemal Derviş'tir... Nasıl Kemal Derviş'i ABD'den, dünyadan yolladılar, hazinenin başına koydular. Hatta CHP'liydi. Kemal Derviş bir program uyguladı. Türkiye'yi batıran program. Şimdi Mehmet Şimşek de aynı programı uygulayacağını ilan ediyor. Bu Türkiye için bir felaket olur. Ve yürümez bu. Yürümeyeceğini göreceğiz."

"SEÇİMİ ERDOĞAN KAZANDI AMA PROGRAM BABACAN'LA DAVUTOĞLU'NUN"

"Uluslararası normlara uyacağız, rasyonelliğe döneceğiz, makro ekonomik istikrarı sağlayacağız, Makro makro finansal istikrarı sağlayacağız, vergiyi tabana yayacağız" ifadeleri Sayın Babacan'ın ve Sayın Ahmet Davutoğlu'nun programı. Sayın Tayyip Erdoğan seçimi kazandı ama program Babacan'la ve Davutoğlu'nun programı oldu. Dünya Finans Merkezi'nde. Yani demek ki Sn. Tayyip Erdoğan da Davutoğlu ve Babacan'ın programına döndü. Mehmet Şimşek'le o programa dönmüş oluyor.

"MANDACILIĞIN ALASI BU"

Sayın Erdoğan ilk seçim sonrası açıklamalarından birine "Mandacılara ülkeyi teslim etmedik" diyordu ama mandacıların alası. Bizim bir ön yargımız yoktu. Hatta Aydınlık bir soru işareti attı. Dedi ki: "Görevi ne olacak? Ne yapacak?" dedi. Yani bu "neoliberal ekonomiye mi uygulayacak? Milli ekonomiyi mi uygulayacak?" görelim dedi. Ama işte gördük: Açıkladığı program; mandacıların programı. Uluslararası normlara uyacağız demek mandacılıktır. Uluslararası norm demek: Amerika'nın ve dünya finans merkezlerinin koyduğu kurallara uyacağız. Mandacılık da bu değil mi? Yani "onlar bizi yönetecek" diyor. Türkiye'nin milli ekonomisi ve devleti vurgusu yok. Uluslararası norm kim? Uluslararası norm dedikleri dünya finans merkezlerinin kapitalizmin, emperyalizmin ağalarının koyduğu kurallara uyacağız. İşte mandacılığın dik alası bu."