Programın moderatörü Cansın Helvacı’nın ‘Perinçekİsviçre’ davası dönemlerine ilişkin sorusuna Perinçek, “Kasıtlı olarak gittik onların ‘suç’ dediği eylemi işledik. İsviçre’de Ermeni soykırımını inkâr ettiği gerekçesiyle bazı Türklere mahkumiyet kararları verilmişti. Türk Tarih Kurumu başkanımız da orada bir konuşma yaptığı zaman hakkında soruşturma açmışlardı. Ben de onun üzerine uçakla atladım gitti. Lozan’ın merdivenlerine çıktım ve orada bir konuşma yaptım, “Ermeni soykırımı uluslararası bir yalandır. Emperyalist bir yalandır. Tarihsel bir yalandır. Biz vatanımızı savunduk. Yalanlarınızı buradan yüzünüze çarpıyorum” diye…” yanıtını verdi.
‘AVRUPA’DA PROPAGANDA FAALİYETLERİ YÜRÜTTÜK’
Bütün engellemelere karşın amacının Türkiye’ye mevzi kazandırmak olduğunu söyleyen Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek şunları kaydetti:
“Arkasından da Bern’e gittim. Orada da 400 kişilik bir salon toplantısında onların ‘suç’ dediği eylemi yaptım. Amacım bunun suç olmadığını ispatlamak ve Türkiye’ye bir mevzi kazandırmaktı. Türkiye’ye döndüm ama orada aleyhimize olan yayınlar devam edince bu kez 3 uçak dolusu rektörler, profesörler, emekli generallerin de aralarında olduğu yaklaşık 400 kişiyle İsviçre’nin kentlerinde Lozan’da, Winterthur’da, Zürih’te yürüyüşler, toplantılar yaptık. Hatta Lozan’da Milli Savunma Bakanımız Barlas Doğu’nun da yer aldığı 1500 kişi aynı suçu birlikte işledik. Beni gözaltına aldılar. Sonuç itibariyle ilk önce Lozan sorgu yargıcı bunun suç olmadığına karar verdi. Fakat 56 ay geçtikten sonra ABD’nin baskısıyla tekrar hakkımda dava açtılar ve mahkum oldum. Temyiz ettik. Federal mahkemeye kadar gitti ve sonrasında AİHM’e başvurduk. 17 Aralık 2013’te 2. Daire’de davayı kazandık. Arkasından İsviçre ve Ermenistan devletleri büyük daireye başvurdular, orada da sırtlarını yere yapıştırdık.
Şimdi burada yalnızca bir ‘ifade özgürlüğü’ kazanmadık. Bunu kamuoyuna anlatmamız lazım. Mahkemenin karar gerekçesinde şu ifadeler var; “1915 olayları, Yahudi soykırımıyla aynı kategori içinde düşünülemez. Yahudi soykırımla ilgili bir mahkeme kararı var ama 1915 olayları ile ilgili yetkili bir mahkeme hükmü yok. 1915 olaylarında soykırım suçu işlendiği iddia edilemez”
Benden sonra Genel Başkan yardımcımız Ali Mercan da aynı suçu işlediler ve 2017 yılında bir karar daha aldık. Yani elimizde üç tane AİHM kararı var. Bu arada Rus arşivlerinden Mehmet Perinçek’in 20 senedir çıkarttığı yüz binlerce belgeyi çeşitli dillerle yayımladık ve bir anlamda propaganda faaliyeti yürütmüş olduk.”
Sabah Gazetesi yazarı Mahmut Övür’ün, Biden’ın açıklamasının ardından ABD’dekş herhangi bir mahkemenin sözde soykırım hakkında alacağı kararın bağlayıcı olup olmayacağı yönündeki soruya Perinçek, “Kaliforniya’daki mahkemenin verdiği karar, Kuzey Kutbu’ndaki Eskimo mahkemesinin verdiği kadar kadar anlamsız ve geçersiz. BM’ye göre hangi mahkemenin yetkili olduğu tanımlanmış. Birincisi ya yerel mahkeme olacak, Erzurum, Sivas gibi. Ya da uluslararası Adalet Divanı…Yani Biden’ın da bu konu hakkında hüküm verme yetkisi yok. Borazan öttüyor, o kadar. Yetkisi yok. Onun ‘soykırım’ demesinin hiçbir hukuki anlamı yok ama siyasi anlamı var.” sözleriyle yanıt verdi.
‘BIDEN’IN AÇIKLAMASININ HUKUKÎ BİR DEĞERİ YOK’
ABD Başkanı Joe Biden’ın açıklamalarının hukukî bir değeri olmadığını vurgulayan Perinçek şöyle devam etti:
“Biden’ın veya Reagan’ın ‘soykırım’ söyleminin bir değeri yok. Biz onları elinde sopa olduğunu görüyoruz ama öyle değil, biz öyle görüyoruz. Ellerinde kağıt var ama siz sopa olarak görürseniz o etkiyi yapar. Biden burada hukukî değeri olmayan bir açıklama yaptı ama bir hücum borusu öttürdü.”
ABD Başkanı Joe Biden’ın 24 Nisan’daki açıklamasının bir eylem çağrısı olduğunu belirten Perinçek, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı yıkma hedefini bu sefer bir eylem çağrısı haline dönüştürdü. Zaten biliyorsunuz NY Times’e verdiği bir demeçte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı biz yıkacağız dedi hatta kimlerle yıkacağını adlarını vererek “(CHP, İYİ Parti) şeklinde ifade etti.
ABD derin devletininin raporu RAND Corporation “Tayyip Erdoğan’ı yıkacağız” diye 2020’nin başında ilan etmişti. Şimdi Türkiye’ye karşı çok cepheli bir hareketin başladığını görüyoruz. Zaten bunun işaretleri daha önce geldi. Erken seçim çağrıları, Kılıçdaroğlu ve Akşener’in siyasi terbiyenin ötesindeki söylemleri ve ondan sonra birtakım emekli general denen başıbozukların bildirisi… Bunları bir araya topladığınız zaman Türkiye’ye yönelik bir harekatın başladığını görüyoruz. Biden hem iç cepheden elindeki kuvvetleri harekete geçirdi. Şimdi de 24 Nisan’ı kullanarak tehditlerini açıkça ortaya koydu. Zaten Doğu Akdeniz’de sıcak bir ortam var. İki defa ticaret gemilerimize çıktılar, silah kullandılar. Bütün bunları toplayarak bakmamız lazım.” dedi.
ABD’nin üslerle çevrelediği bir Türkiye haritası gösteren Perinçek, “En önemlisi, Biden’ın 24 Nisan’da yaptığı açıklamayı şu haritaya bakarak değerlendirmemiz lazım. Yunanistan’ı neredeyse ABD işgâl etmiş. Suriye’nin kuzeyi, Irak’ın kuzeyi… Baktığımız zaman Türkiye ABD tarafından çevrelenmiş. Namlular Türkiye’ye dönük. Biden’ın tehditleri bu haritaya bakılarak anlam kazanıyor. Biden zaten ABD’nşn dişini dünyaya gösteren bir stratejiyle seçildi. Onun için soykırımı tanımasını basit bir tarih tartışması ya da insan hakları konusunda bir deklarasyon olarak değerlendirmek çok yanlış.” şeklinde konuştu.
HÜKÜMETE 4 MADDELİK EYLEM ÖNERİSİ
Arşiv açmak veya tarih tartışması yapmanın herhangi bir caydırıcılığı olmadığını savunan Doğu Perinçek, hükümete 4 maddelik bir eylem önerisi sundu:
1 İncirlik Üssü TSK’nın tam kontrolü altına alınmalıdır.
Bakın İncirlik’ten bize darbe düzenlediler değil mi? 15 Temmuz darbesinin karargahının İncirlik Üssü olduğunu biliyoruz. Ayrıca komşularımıza karşı kullanılacak bir üs. Aynı zamanda müttefikler kazanmak bakımından da İncirlik Üssü TSK’nın tam kontrolü altına alınmalı. Ve oradaki ABD askerleri en fazla 2 ay içinde üssü terk edip gitmelidirler.
2 Suriye ile terör örgütlerine karşı askeri iş birliğine girmemiz lazım
Şu anda Suriye PKK’yı tepeliyor. ABD’nin kara gücü değil mi PKK? Suriye ile Türkiye iş birliği yaparak ABD’nin kara gücünü bitirmeli.
3 Doğu Akdeniz’deki durumumuzu muhkem kılmamız lazım.
O da nasıl olur? KKTC’yi tanıtmak. Abhazya’dan başlayarak Rusya Azerbaycan ve İran’a tanıtmamız lazım. Diplomatik bir atağa girişmeliyiz. Abhazya, Kırım ve KKTC’yi birlikte tanıtmamız ABD’ye esaslı bir darbe olur.
4 HDP derhal kapatılmalı
AYM de burada hassasiyet taşımalı. İşi uzatmak, Türk kamuoyunun adalet talebini karşılamayan ve işi ağırdan alan tavırdan AYM vazgeçmelidir. Mehmetçiğe sıkılan kurşundan sorumlu olan bir partidir HDP ve kapatılmalıdır.
‘SOYKIRIMI TANIMIŞ ÜLKELERE KARŞI GİRİŞİM BAŞLATMALIYIZ’
Sözde soykırımı tanıyan ülkelere karşı bir girişim başlatılması gerektiğini ifade eden Perinçek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Son olarak kendimiz bir girişim başlatmalıyız. Bugüne kadar soykırım tanıma kararı almış olan ülkelere karşı harekete geçmeliyiz. “Kaldırın bu kararı” demeliyiz. Elimizde AİHM kararı var ve bu içtihat haline geldi. Bizden sonraki kararlarda hep Perinçekİsviçre davasına gönderme yapılıyor ve biz bu kararları onlara göstereceğiz. Bunlarla tarih tartışması yaparak bin yıl tartışırsınız. Peki arşivler açıldığı zaman kim karar verecek? Bir otorite var mı? Yok. Ama hukukata otorite var. Mahkeme karar vermiş.
Ermeni soykırım yalanını ders kitaplarından çıkartacağız. Dışişleri Bakanlığı bu ülkelere “Bakın AİHM kararları var” diyecek ve bu ülkelerin ders kitaplarından Ermeni soykırımı yalanını kaldırtacağız. Bakın biz AİHM kararlarını BM’ye kabul ettirdik. Bunlar otorite! Biri hukuki diğeri siyasi otorite.”