Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek Ulusal Kanal’da Gürkan Demir’in sunduğu Çıkış Yolu programında gündeme dair önemli değerlendirmelerde bulundu. 104 Emekli Amiral’in Montrö’yü bahane ederek yayınladığı yıkıcı ve bozguncu bildiri sonrası Vatan Partisi, Atatürk’ün Montrö sözleşmesi ile ilgili söylediği “makul ama parlak değil” sözlerini hatırlatmış ve bu sözler gündem olmuştu. Atatürk’ün bu sözleri söylemesinin sebebini, Lozan’ı imzalayan devletlerden biri olan İtalya’nın, Montrö’yü henüz imzalamamasnın neden olduğunu ve iki sene sonra İtalya sözleşmeyi imzalayınca Atatürk için de parlak olduğu iddiaları ortaya atıldı. Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek bu iddialara “İtalya katılmadı diye parlak değil, öyle bir tez olur mu? Atatürk gibi bir insan İtalya katılmadı hedefimize ulaşamadık der mi?” yanıtını verdi.
'1977 YILINDA DA SÖYLEDİK'
Perinçek , “İtalya’yı o zaman Musollini yönetiyor, bunun ne kıymeti var. İşte kafasında bağımsızlık, egemenlik, Atatürk devrimciliği olmayan insanlar böyle yorumlar yapar. Bakın ben 1977 yılında parlak olmadığını Atatürk’ün bu sözlerini bilmeden yazmışım. “Boğazlar meselesi ve Montrö” kitabının ön sözünü yazmışım. Orada aynı Atatürk gibi “Montrö sözleşmesi ile belli mevziler kazanıldı ama Türkiye’nin egemenliği altında olan bir vatan parçası için yabancılarla sözleşme yapmak bile egemenlikten bir fedakârlık” diyorum.” dedi.
'ATATÜRK’ÜN KAFASINDA BAĞIMSIZLIK VE EGEMENLİK VARDI'
Atatürk’ün bir devrimci olarak Lozan’dan bir adım sonrasını gördüğünü dile getiren Perinçek, “Lozan’ı yapan da Atatürk ama Lozan’da bazı fedakârlıklar ve feragatler var ;boğazların askersizleştirilmesi. Uzun çarpışmalardan sonra bunu Türkiye kabul ediyor. Montrö’yle birlikte 1936 yılında, 1923’te Lozan’da imzalanan sözleşmeden 13 sene sonra Türkiye, boğazlarına askersizleştirme kuralını kaldırtıyor. Bu çok önemli bir kazanım ama o arada bir düzenleme kabul ediyor. Barış zamanında ticaret gemileri nasıl geçer, savaş zamanında ticaret ve savaş gemileri nasıl geçer, Türkiye savaş zamanı tarafsa neler olur gibi düzenlemeler. Şimdi biz Yozgat’la ilgili, Sivas’la ilgili, Kütahya ile ilgili böyle sözleşmeler yapıyor muyuz? Yapmıyoruz. Demek ki Montrö’de de Türkiye’nin egemenliğinden belli feragatler var. Yurtta sulh cihanda sulh nedeniyle Türkiye bazı düzenlemeleri kabul etmek durumunda kalıyor. Onun için Atatürk parlak değil diyor. Yani Atatürk’ün kafasında bağımsızlık ve egemenlik vardı.” ifadelerini kullandı.
'ATATÜRK GİBİ BİR DEVRİMCİ ‘PARLAK DEĞİL’ DER'
Egemenlik sınırlanamaz, paylaşılamaz, devredilemez diyen Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, “Egemenliğin üç tane temeli vardır. Egemenlik sınırlanamaz burada sınırlandırıyorsun. Savaş zamanında şu olacak, barış zamanında şu olacak, Karadeniz’deki en büyük filonun altında olacak gibi. Egemenliğini sınırlandırıyorsun ve paylaşıyorsun bir anlamda. Türkiye toprağıyla ilgili bir bölgede, dokuz tane ülkeyle Türk boğazlarıyla ilgili bir sözleşme yapıyorsun. Bir anlamda onların taleplerini yerine getiriyorsun. İşte Atatürk gibi bir devrimci bu yüzden “parlak değil” der. Ama Atatürk’ü tanımayan, bilmeyen, Atatürk’ün egemenlik ruhu, bağımsızlık ruhu, devrimci karakterini bilmeyen insanlarda “İtalya imzalamadı parlak değil” der. Atatürk’ün İtalya’nın imzalamadığı umrunda mı? Musollini’ye o zaman meydan okuyoruz, tarih o zaman 1936, bilmeden cahil cahil konuşuyorlar. Atatürk Montrö yobazı değil. Atatürk Montrö’nün parlak olmadığını söylüyor.” dedi.
'ATATÜRK BİZE BİR GÖREV BIRAKTI'
Montrö’nün Türkiye’nin egemenliği açısından nihai bir şey olmadığını önümüzde daha iyisini yapmak gibi bir sorumluluk olduğunu tespit ettik diyen Perinçek, “Bakın Atatürk Tevfik Rüştü Aras’a Montrö üzerine bir telgraf çekiyor, “tebrik ederim makul bir anlaşma yaptık ama bu parlak değil” diyor. “Parlak bir anlaşma yapmak önümüzde” diyor. Parlak değil demesinin devrimci bir anlamı var çünkü önüne bir hedef koyuyor. Tam bağımsızlık, tam egemenlik. Egemenlik tam olur veya olmaz. İşte böyle tarihi konumlarda ve konularda bazı feragatler oluyor. Bunu gördüğü için Atatürk bize bir sorumluluk ve görev bırakıyor. Kendi yaptığı anlaşmanın makul ve bir kazanç olmakla birlikte parlak olmadığını koyuyor. Devrimci böyle olur. Devrimci lider böyle olur. Büyük devlet adamı böyle olur.” diye konuştu.