Değerli Yoldaşlar,
Dünya Marksist Partiler Sempozyumu’nu selamlıyorum.
Dünyamız büyük devrimci atılımların eşiğindedir.
Arkada kalan iki yüzyılda insanlığın başlıca devrim eylemleri Bilimsel Sosyalizm bayrağı altında gerçekleşti. Hayat gösterdi ki, Büyük Kurucuların teorisi, 19. Yüzyıldan kalma bir dogmalar yığını değildir. Bugün Bilimsel Sosyalizmi 21. Yüzyılın pratiğinde, 21. Yüzyılın teorisi olarak geliştirmek biricik devrimci tutumdur.
İki yüzyıllık devrim tarihine baktığımız zaman, Marx ve Engels, evet büyük kuruculardır, ancak aynı zamanda Marksizmin başlangıç döneminin temsilcileridir. Onların zamanında dünya devrim odağı Avrupa ve Kuzey Amerika’daydı. Bilimsel Sosyalizmin bütün insanlığı kucaklaması, başka deyişle dünyalılaşması 20. Yüzyılda oldu. Emperyalizm döneminde devrim odağı Ezilen Dünyaya kaydı. Mazlum Milletlerin Lenin, Atatürk ve Mao Zedung gibi büyük devrimcilerin önderliğindeki Millî Demokratik Devrim pratikleri ve sosyalizmi kurma tecrübeleri, çağımızı belirledi.
Bilimsel Sosyalizm, bilimin doruğu olduğunu devrim pratiklerinde kanıtladı. “Bilimin doruğu” derken, Marksizmin insanlığın bilimsel birikimiyle olan bağına dikkat çekmiş oluyoruz. Marx ve Engels, devrimci teorilerine bu nedenle “Bilimsel Sosyalizm” adını vermişlerdi. Bu adlandırma, Marksizmi geçmiş teorinin sınırlarından kurtarıyor, Lenin ve Mao’nun yaptığı ve bundan sonra yapılacak katkıları da içeriyor ve önümüzdeki pratiğe ışık tutan bir kılavuz haline getiriyor.
Değerli yoldaşlar,
100. Yıldönümünde Çin Komünist Partisi’ni yürekten kutluyoruz. Çin’in başarısı, aşamaları doğru belirleyen devrimin başarısıdır, Bilimsel Sosyalizmin kılavuzluğunun başarısıdır, sosyalizmi kurmada direnmenin başarısıdır, ÇKP önderliğinin başarısıdır, Çin emekçilerinin ve milletinin başarısıdır. Bu nedenlerle dünyanın bütün Bilimsel Sosyalistlerinin ve bağımsızlık isteyen devletlerin, devrim isteyen halkların başarısıdır.
ÇKP Genel Sekreteri Xi Jinping Yoldaş, Çin’deki baş çelişmeye eşitsizliklerle mücadeleyi ekleyerek, sınıfsal, bölgesel, etnik bölüşümdeki eşitsizliklere karşı mücadele ve sosyalizm yolunda ilerleme çizgisini oluşturdu. ÇKP’nin 19. Genel Kurultayı’nda benimsenen Xi Jinping Düşüncesi bugünkü tarihsel koşullarda Çin Devriminin can alıcı sorununu çözdü.
Değerli Yoldaşlar,
Biz şimdi 2021 yılındayız ve elimizde kanıtlanmış bir teori var. Ancak Bilimsel Sosyalizmin önümüzdeki devrimci pratiklere yön vermesi bize kalmıştır. Başka deyişle biz artık Marx, Engels, Lenin veya Mao’dan teori üretmelerini bekleyemeyiz. Bilimsel Sosyalizmin teorisini içine girdiğimiz devrimci pratiklerde bizler üreteceğiz.
Koronavirüs salgını, Kapitalizmin Hümanizmi öldürdüğünü gösterdi. Özel mülkiyet ve bireysel kâr sistemi, sömürü ve baskıyı ağırlaştırıyor, doğayı yıkıma uğratıyor, insanı insanlıktan çıkartıyor, özetle insanlığın sorunlarını çözemiyor. İnsanlık, bugün ancak kolektif mülkiyetle, toplum sevgisiyle ve büyük küresel projelerle çözebileceği sorunlarla karşı karşıyadır. Hümanizm bayrağı, artık Bilimsel Sosyalizmi kılavuz edinen öncü partilerin ellerinde yükselecektir.
İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan ABD hegemonyasının sonuna gelmiş bulunuyoruz. ABD’nin Dolar Saltanatı yıkılmaktadır ve silahlı gücü dünya hegemonyası iddiaları için yetersizdir. ABD’yi dengeleyen dünya güçleri oluşmuştur. Dünya ekonomisinin lokomotifi artık Asya’dadır. Emperyalist kapitalistlerin Atlantik sistemi çökmektedir.
Yetmiş yıl öncesinin yoksulları ve mazlumları, bugün Gelişen Dünyayı oluşturuyorlar ve insanlığın büyük özlemlerine önderlik ediyorlar.
Çağımız, Millî Demokratik Devrimler ve Çin örneğinde sosyalizme açılma çağıdır. Bu çağda insanlığın önderliği, yeniden Asya kıtasına geçmiştir. Afrika ve Güney Amerika Asya’nın kanatlarıdır.
Yükselen Asya uygarlığı, halk iktidarları tarafından inşa edilmektedir ve edilecektir.
Yükselen kamucu uygarlık, insan merkezlidir, hümanisttir, paylaşmacıdır ve özel girişimi toplumsal çıkara hizmet ettiği ölçülerde değerlendirir.
Yükselen uygarlık, hegemonyacılığı yıkma, küresel eşitsizlikleri giderme, paylaşarak gelişme, çok kutuplu bir dünya kurma programını hayata geçiriyor ve insanlığın büyük özlemi olan sınıfsız, baskısız ve yabancılaşmanın her türünün ortadan kalktığı bir dünyanın yolunu açıyor.
Bu süreçte dünya tarihinin başlıca itici gücü, hegemonyacılığa karşı mücadele eden devletlerdir. Bu mücadele, silahla, siyasal araçlarla ve ekonomik düzlemde yürütülmektedir. Emekçilerin sömürüye karşı mücadelesi ikincil etkendir.
Bilimsel Sosyalizm, dün olduğu gibi bugün de zulme ve sömürüye karşı mücadelenin yol göstericisidir. Bu mücadelede kilit sorun, öncü partilerin kendi milletlerini ve emekçilerini seferber ederek iktidara gelmeleri, böylece geleceği belirleyen konumlarda olmalarıdır.
Biz Vatan Partisi olarak, bugün ABD emperyalizmine karşı savaşın ön cephesinde olan Türkiye’nin tarihsel bir fırsat dönemine girdiğini saptıyoruz. Sizlere söz veriyoruz: Önümüzdeki yıllarda insanlığın büyük davasına Türkiye’den hükümet partisi olarak katkıda bulunacağız.
Türkiye, Yükselen Asya Uygarlığının öncü ülkeleri arasındaki tarihsel görevini, Vatan Partisi’nin de katıldığı Üreticilerin Millî Hükümeti sayesinde daha etkin, daha verimli ve daha devrimci bir pratikle yürütecektir.
Bilimsel Sosyalizm, ülkelerin emperyalizme karşı bağımsızlık ve emekçilerin sömürüye karşı insanca yaşama mücadelesinin bayrağıdır.
Bilimsel Sosyalizm, özel çıkarcılığa ve bireyciliğe karşı paylaşmacı kültürüyle ve değerleriyle insanlığın biricik umududur.
Yürekten dayanışma duygularıyla sizleri selamlıyor ve saygılar sunuyorum.