Doğu Akdeniz, kuşkusuz 2019 yılının en sıcak bölgelerinden biri oldu. Öyle gelişmeler yaşandı ki, gündemde Suriye’nin, hatta Libya’nın bile önüne geçti. Ne Trump’ın azledilme süreci, ne de Brexit bu kadar dikkat çekmedi. Çünkü burada yaşananlar, önümüzde yüzyılın güç dengesini gözler önüne seriyor.

TEVFİK KADAN
Doğu Akdeniz’de 2019, bir önceki yılın gerginlikleriyle başladı. 2018 yılında Saipem 12000 adlı sondaj gemisi Türk Donanması tarafından 3. parselden kovulmuş, ExxonMobil 10. parsele gelmişti. Rumlar Fransızlarla askeri işbirliğini genişleterek üslerini Fransız Donanması’na tahsis etmişti. Çok uluslu tatbikatlar, EastMed’de atılan somut adımlar, sondaj için yeni başvurular...

İşte 2019, tüm bu kışkırtmalara yanıt verme yılı oldu.

KARŞILIKLI HAMLELER

Henüz yılın başında Türkiye, Doğu Akdeniz’deki doğalgaz arama sahasını genişletti. 8 Ocak’taki bir Navtex ilanıyla, Meis’in güneyi ile Rodos’un doğusunu kapsayan geniş alanda araştırma yapılacağı duyuruldu. Aynı tarihlerde Türk Donanması da fiili atış eğitimleri ile silah kullanma kararlılığını dünyaya ilan ediyordu. Çok geçmeden dünya devleri de sahneye çıkmaya başladı. Rusya, 12 Ocak’ta yayınladığı NOTAM’la, ocak ayı içinde dört kez fiili atış eğitimleri düzenleyeceğini duyurdu. Rumlar bölgede yedi farklı sondaj yapacaklarını açıklarken, ABD de çokuluslu bir cephenin diplomatik adımlarını atıyordu.

Bu kez Türkiye, 17 Ocak’ta vites yükselterek, sismik araştırma ile askeri tatbikatlar için Doğu Akdeniz’in yarısını bağladı. Baf kıyılarının 25 kilometre açıklarından başlayıp batıdan Rodos kıyılarına 75 kilometre, kuzeyde Türkiye kıyılarından Meis Adası’na 15 kilometre, güneyde de 4, 5, 6 ve 7 numaralı parselleri kapsayan alanda, Navtex yayınlandı. Böylece Doğu Akdeniz’deki sınırlarımız da çizilmeye başlandı.

BM’YE KITAHANLIĞI BİLDİRİMİ

18 Mart’ta ise Türkiye, Birleşmiş Milletler’e gönderdiği bir mektupla Akdeniz’deki kıtasahanlığı sınırlarını bildiriyordu. İlk kez batı sınırı çizilmiş, bu sularda “Biz de varız” denilmişti. Mektupta şöyle deniyordu:

“32 derece, 16 dakika, 18 saniye Doğu Meridyeni ile 28 derece Batı Meridyeni arasında kalan bölgede Türkiye’nin çıkarları vardır. Mısır ile Türkiye deniz yetki alanının ortay hattı Türkiye’nin kıtasahanlığı hudutlarıdır. 28 derece boylamının batısı da müteakip sınırlamalara esastır.”

TÜRK DONANMASI SAHAYA ÇIKIYOR

Doğu Akdeniz’de üst üste karşılıklı hamleler yapılırken, Türk Donanması dünyayı sarsan iki tatbikat düzenledi. İlki 27 Şubat5 Mart tarihleri arasında, üç denizde ortak düzenlenen tatbikata, tam 103 gemi katıldı. Donanmanın bu gövde gösterisi, Yunanistan’dan Amerika’ya kadar, bölgede emelleri olan ülkelerde şok etkisi yarattı. Mavi Vatan2019 Tatbikatı, Türkiye’nin deniz yetki alanlarındaki oldubittilere izin vermeyeceğinin en etkili mesajı oldu.

Tarih Mayıs’ın 13’ünü gösterdiğinde ise, bu kez tam 131 pare gemi, üç denizde aynı anda bayrak gösterecek, Hint Okyanusu’na uzanarak açık denizlerde mesaj verecekti. Bu tarihten sonra dünya, Doğu Akdeniz’deki vurgunun sandıkları kadar kolay olmadığını görecekti.

ABD’DE TARTIŞMALAR BAŞLIYOR

ABD, Türkiye’nin kararlılığını görünce farklı senaryolar üzerinde çalışmaya başladı. 5 Haziran’da basına sızdırılan ve Beyaz Saray’da asılı olduğu belirtilen bir haritada, İsrail ve Kıbrıs gazının Türkiye üzerinden Avrupa’ya gönderildiği hatlar oluşturuldu. Haritada, Türkiye’nin bypass edildiği EastMed Projesi çöpe atılarak Türk kıtasahanlığı tanındı. Yunanistan’ın Meis Adası tezleri dikkate alınmadı ve enerji projelerine Kıbrıs Türk Cumhuriyeti dahil edildi. İşte Türkiye’nin oyunbozan hamleleri, ABD dahil tüm ülkeleri yeniden düşünmeye sevketti.

KKTC’DEN MARAŞ’I AÇMA KARARI
 
Haziran ortasında, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KTC) Hükümeti, 1974’ten beri kapalı olan Maraş’ın açılması yönünde önemli bir karar aldı.

Kapalı Maraş’ın statüsünün netleşmesi için KTC ve Ankara birlikte hareket edecek, ilk olarak KTC’den uzman bir ekip Maraş’a girecek, taşınır ve taşınmaz mülklerin listesini çıkaracaktı. Sonra da 10 milyar dolarlık bir yatırımla Akdeniz’in Las Vegas’ı yeniden dünyaya açılacaktı. Maraş’ın açılması kararı, Rumlarda büyük bir tepki yaratırken, Türk tarafı sevinçle karşıladı. Şimdilerde ise çalışmalar sürüyor.

RUMLARA SİLAH AMBARGOSU KALDIRILIYOR

ABD Senatosu, 26 Haziran’da ABD’li Senatörler Robert Menendez ile Marco Rubio tarafından sunulan ‘2019 Doğu Akdeniz’de Güvenlik ve Enerji Ortaklığı’ yasa tasarısını onayladı.

Tasarıya göre; Kıbrıs’a silah satışı ile ilgili kısıtlamalar kaldırılacak, Yunanistan’a 3 milyon ABD Doları tutarında askeri doğrudan yardım yapılacak ve 20202022 yılları arasında mali dönemlerinde Yunanistan ve Kıbrıs’a Uluslararası Askeri Eğitim yardımı yapılacak. Fakat bu tasarı, Ankara’yla birlikte Moskova’nın da tepkisini çekti. Çünkü tasarıda, Rus gemilerinin yakıt ikmali için Rum limanlarına yanaşması da engellendi. Tasarıyla birlikte bölgede silahlanmanın da önü açılıyordu.

TÜRKİYE’YE YAPTIRIM KARARI

16 Temmuz’da toplanan Avrupa Birliği (AB) Dışişleri Bakanları, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki doğalgaz sondaj çalışmaları nedeniyle Ankara’ya yaptırım kararı aldı. Dışişleri Bakanlarının uzlaştığı önlemler kapsamında AB, Türkiye ile üst düzey temasları ve Kapsamlı Hava Taşımacılık Anlaşması müzakerelerini askıya aldı; Türkiye’nin AB’den 2020’ye kadar alması öngörülen 145.8 milyon avroluk üyelik öncesi mali fonlarda kesintiye gidilmesi kararlaştırıldı.

AB Dışişleri Bakanları ayrıca, doğalgaz sondaj faaliyetleriyle bağlantılı olanların hedef alınacağı muhtemel mali yaptırımlar konusunda da Avrupa Komisyonu’nun çalışmalara devam etmesini talep etti. Avrupa Yatırım Bankası’ndan da Ankara’ya verilecek kredi desteğinin gözden geçirilmesi talebinde bulunulduğu belirtildi.

DİPLOMATİK HAMLELER

Türk Dışişleri, Doğu Akdeniz’deki kışkırtmaların ardından diplomatik bir atak başlattı. Almanya, Finlandiya, İsveç gibi ülkelerle Doğu Akdeniz üzerine görüşmeler yapıldı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez ise sondaj faaliyetleri için Rusya ve Çin ile ortaklık kurulabileceğini açıkladı. Bir taraftan da Libya ile MEB ilanı üzerine yürütülen müzakereler hızlandırıldı.

Karşı taraf ise 26 Temmuz’da ikinci kez Doğu Akdeniz Gaz Forumu’nu topladı. Kahire’de yapılan toplantıya İsrail, İtalya, Yunanistan, Ürdün, Mısır, GKRY ve Filistin yönetiminin enerji bakanlarının yanı sıra, ABD Enerji Bakanı Rick Perry, AB Komisyonu Enerji Genel Müdürü Dominique Ristori ve Fransa ve Dünya Bankası’ndan temsilciler katıldı.

TÜRKİYE YENİ GEMİ GÖNDERİYOR

Türkiye ise AB’nin yaptırım kararına karşılık olarak dördüncü gemisini Doğu Akdeniz’e gönderme kararı aldı. Doğu Akdeniz’de Barbaros Hayrettin Paşa, Fatih ve Yavuz gemileriyle hidrokarbon arayan Türkiye, Karadeniz ve Marmara’da arama yapan Oruç Reis sismik araştırma gemisinin de Doğu Akdeniz’e inmesine karar verdi. Oruçreis, ağustos başında İstanbul’dan ayrılarak Doğu Akdeniz’e gönderildi. Yavuz sondaj gemisi ise Rumların hak iddia ettiği 7’nci parsele girdi.

Doğu Akdeniz’deki gergin ortam, silahların da görünür hale gelmesine neden oldu. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki çalışmalarını takip etmek amacıyla İsrail’den 4 adet insansız hava aracı satın aldı. Türkiye’nin 7. parsele girmesine karşılık olarak da Fransa ve İtalya’nın bölgeye savaş gemisi yollayacağı duyuruldu. Tehditlere pabuç bırakmayan Türk Donanması ise yılın en yüksek katılımlı tatbikatını düzenleyerek, 11 ülkeyi Doğu Akdeniz2019 Davet Tatbikatı’na kattı. İşte bu Donanma diplomasisi, Türkiye’nin bölgede yalnız olmadığını da gösterdi.
 
OYUN BOZAN İMZA

Yılın en büyük olayı ise Türkiye ile Libya arasında 27 Kasım’da imzalanan “Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası” oldu. Türkiye, bu imzayla birlikte Doğu Akdeniz’deki paradigmayı değiştirdi. Her şeyden önce Türk amiraller, deniz yetki alanlarının belirlenmesine ilişkin yepyeni bir metodoloji ortaya koydu. Böylece Rumların Libya, Mısır ve İsrail’den onbinlerce kilometrekarelik deniz yetki alanını gaspettiği ortaya çıktı. Bu alanlarda büyük doğalgaz yataklarının da olduğu anlaşılınca, Doğu Akdeniz’deki tüm ülkeler hesaplarını yeniden yapmaya başladı. Önce Mısır Dışişleri’nin Yunanistan’la anlaşmadan duyduğu rahatsızlık basına sızdı, ardından İsrail Rumlara rest çekerek Afrodit sahasındaki yatırımlarını durdurma kararı aldı. Türkiye ve Libya arasındaki anlaşma, iki ülkenin meclislerinde de onaylanarak, çizilen sınır Birleşmiş Milletler’e bildirildi. Anlaşmada ilk kez MEB kavramı kullanıldı. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ise Doğu Akdeniz’deki yeraltı zenginliklerini koruma altına almak için Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı’na başvurdu.

GEÇİTKALE’DE İHA ÜSSÜ

Türkiye, Doğu Akdeniz’deki haklarını korumak üzere KTC’de bir deniz ve hava üssü kurma kararı aldı. Deniz üssü için İskele bölgesindeki alan belirlenirken, Geçitkale’deki üsse de İHA/SİHA’lar gönderildi. 16 Aralık’ta Bayraktar TB2 tipi ilk İHA Geçitkale’ye indi.

2020’NİN YOL HARİTASI

Doğu Akdeniz’de yıl boyunca baş döndüren gelişmeler yaşanırken, Libya Mutabakatı’nın arkasındaki isim Tümamiral Cihat Yaycı, Türkiye’nin 2020’deki yol haritasını açıkladı. Yaycı, Doğu Akdeniz’de yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:

* Lübnan kamuoyuna; GKRY ile anlaşma yaparak 3 bin 957 kilometrekare deniz alanını kaybettiklerini,

* Mısır kamuoyuna; Türkiye yerine GKRY ile anlaşma yaparak 11 bin 500 kilometrekare deniz alanını kaybettiklerini,

* GKRY ve Mısır’ın MEB anlaşması sonrasında, dönemin GKRY Ticaret, Sanayi ve Turizm Bakanı Nicos A. Rolandis’in “GKRY’nin bu anlaşma ile sahip olduğunun dört katı fazlası bir alanda egemenlik haklarına sahip olduğu” yönündeki itirafını,

* Mısır’ın Yunanistan yerine Türkiye ile anlaşma yapması durumunda denizalanı kazanacağını,

* Libya kamuoyuna; Türkiye ile yapmış olduğu anlaşma ile 16 bin 700 kilometrekare denizalanı kazanıldığını,

* Bu anlaşmada uyguladığı prensipler ile Yunanistan ve İtalya ile anlaşma yapması durumunda asgari 39 bin kilometrekare denizalanını daha kazanacağını anlatmak.

* İsrail kamuoyuna; GKRY ile anlaşma yaparak 4 bin 600 kilometrekare deniz alanını kaybettiğini,

* İsrail’in Türkiye ile anlaşma akdetmesi durumunda 16 bin 344 kilometrekare denizalanı kazanacağını,

* Böylelikle İsrail’in, Afrodit yatağının da bulunduğu GKRY’nin sözde 12 numaralı parselinin tümüne, 1, 7, 8, 9, 10, 11’in bir kısmına sahip olacağını, (bu arada Türkiye de 5, 6, 7, 1’ine sahip olacaktır), neticesinde sahip olacakları zenginlikleri (12 numaralı ruhsat sahasındaki Afrodit yatağında bile sadece 125 milyar metreküp doğal gaz rezervi bulunduğu ilan edilmiştir) anlatmak.

* Sonraki aşamada ise Doğu Akdeniz’deki MEB’imizin harita ve koordinatlarının BM’ye deklare edilerek ilan edilmesi gerekmektedir.

Aydınlık