Türkiye ve KKTC, Doğu Akdeniz'deki soyguna karşı 3 kritik hamle yapıyor. KKTC Hükümeti, Maraş’ın yerleşime açılması kararı alırken, Türkiye yeni sondaj gemisi Yavuz’u bugün Doğu Akdeniz'e yolcu ediyor. Aynı zamanda KKTC’de yeni deniz üssü için de düğmeye basıldı.

AYDINLIK / ANKARA

ABD ve İsrail’in Doğu Akdeniz’de Türkiye ve KKTC’yi dışlayarak faaliyetini yoğunlaştırması, halen Doğu Akdeniz’de sondaj çalışmasını sürdüren Fatih gemisi personeli hakkında tutuklama kararı alınması ve en son AB nezdinde Ankara'ya karşı yapılan açıklamalar üzerine, Türkiye ve KKTC’den art arda hamleler geldi.

MARAŞ YERLEŞİME AÇILIYOR

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), Gazimağusa şehrine bağlı olan Maraş’ın yeniden yerleşime açılması için adım attı. KKTC Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, kapalı Maraş'a uzman bir ekibin girerek, envanter çalışması yapmasını kararlaştırdıklarını açıkladı.

'Hayalet Şehir' olarak da bilinen Maraş, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin aldığı karar uyarınca 1974'te hem yerleşime hem de iskâna kapatılmıştı. Maraş’ın eski haline dönüşü için yaklaşık 10 milyar doların yeterli olacağı hesaplanıyor.

'OLAĞANÜSTÜ ÖNEMDE'

KKTC’nin aldığı kararı Aydınlık’a değerlendiren emekli Tümamiral Mustafa Özbey şunları söyledi: “Bu karar olağanüstü önemlidir. 1974 Barış Harekatı'ndan sonra bir şekilde o bölge kontrol altına alınmıştır. Ancak zamanın siyasi ve uluslararası koşulları nedeniyle herhangi bir işlem yapılmadan bir sonraki müzakere döneminde pazarlık marjı olarak elde tutulmuştu. Aradan geçen zaman içerisinde Rumlar, federal bir çözüm ve toprak paylaşımıyla alakalı uzlaşmaz tutum aldılar. KKTC'nin artık siyasi bir karar vererek, zaten kendi toprakları içerisinde bulunan bu varlığı ticari hayata ve topluma kazandırması bekleniyordu. Geçen süre boyunca görüldü ki Rumlar, hiçbir şekilde bir paylaşıma yakın değil. Bu nedenle KKTC'nin yeni hükümeti, çok doğru bir biçimde, Maraş'ın yerleşime ve ticari kullanıma açılmasıyla alakalı bir karar verdi. Bu tarihi bir karardır. 20 Temmuz'da Kıbrıs Barış Harekatı'nın yıldönümü olacak. Bu yıl dönümü öncesinde yeni hükümetin yaptığı, mavi vatandaki Kıbrıslı Türklerin varlığına el koyan Rum haydut devletine karşı çok doğru bir eylemdir. Başarıya ulaşacağına ve Kıbrıs halkına büyük moral vereceğine inanıyorum.”

‘ÇÖZÜMSÜZLÜK ÇÖZÜMDÜR’ SÜRECİ ORTADAN KALKTI

Kıbrıs'ta gelinen noktanın, Birleşmiş Milletler (BM) kararlarının çok ötesinde olduğunu da ifade eden Özbey, şöyle sürdürdü: “Bundan sonra artık çözümsüzlük çözümdür süreci ortadan kalktı. Bundan sonra olması gereken, KKTC'nin çok gecikmiş olan kendi egemen ülkesini kendi egemen topraklarında tüm dünyaya ilan etmesidir. Bu nedenle kendi kararlarını BM vesaire düşünmeden verebilecek bir statü kazanmıştır. Verilen karar, ‘bize birileri ne söyler’ noktasının çok ötesine geçmiştir.”

‘MİLLİ RUH GERİ DÖNDÜ’

Reklamdan sonra devam ediyor 

Emekli Amiral Cem Gürdeniz, KKTC'nin Maraş kararı hakkında şöyle konuştu: “Bu karar, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)'ndeki milli ruhun geri gelmesidir. KKTC'nin artık reaktif değil aktif bir politikaya geçtiğinin somut bir hamlesidir.”

‘MAL TESPİTİ YAPILACAK’

Maltepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Hasan Ünal, Kıbrıs’ta ve Doğu Akdeniz’de yeni bir durumun ortaya çıktığını, Türkiye’nin yeni hamleler yaptığını vurguladı. Ünal, Maraş’la ilgili alınan kararla Türkiye ve KKTC’nin Rumlara kararlılığını gösterdiğini kaydederek şunları söyledi: “Maraş’ta ‘Mapalı Maraş’ denilen bölge var. Yerleşime kapalı. Aldığımız bilgilere göre KKTC Hükümeti bir heyet kuracak. Bu bölgede mal varlığı tespiti yapacak. Vakıf malları belirlenecek. Zaten buranın yaklaşık yüzde 60’ı Abdullah Paşa Vakfı’na ait. Bu tespitten sonra muhtemelen Rumlara ‘gel mallarına sahip çık. KKTC egemenliği altında işlet’ denilecek. Bunun için de bir süre verilecek. Gelenlere hakları iade edilecek. Gelmeyenler tespit edilip daha sonra değerlendirilecek. Rum yönetimi Rumların Maraş’a dönmesini engelleyebilir. Ama çok fazla şansları yok.”

‘İNİSİYATİF TÜRKLERDE’

Rumların, Doğu Akdeniz’deki doğalgazdan yararlanmak istiyorlarsa Türklerle anlaşmak zorunda olduğunu vurgulayan Ünal, inisiyatifin artık Türk tarafına geçtiğini vurguladı: “Nitekim şimdiden Rum kesiminde farklı sesler çıkmaya başladı. Türkiye ile anlaşılması gerektiğini savunanlar çıktı. Türklerin de hakları olduğu, dillendirilir oldu. Bu konuda Rum yönetimine itirazlar var. Rumlar geri adım atmak zorunda. KKTC Hükümeti son derece doğru bir karar verdi. İnisiyatif artık Türk tarafına geçti. Rumların ağlama moduna girmesi de bunun göstergesi. KKTC’de artık ‘Yes be annem’ değil, ‘Yeyyi be annem’ deniyor. Doğu Akdeniz’de sondaj için ikinci gemi Yavuz’un yola çıkacak olması da inisiyatifin Türk tarafına geçtiğini anlatıyor.”

ANNAN PLANI'NA GÖRE RUMLARA BIRAKILACAKTI

Maraş, 13 Ağustos 1974'te İkinci Kıbrıs Harekâtı sırasında Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından ele geçirilmişti. 1974 öncesi Akdeniz'in en ünlü tatil merkezlerinden biri olan Maraş, şu an Birleşmiş Milletler (BM) tarafından denetlenen ve Kıbrıs adasını ikiye ayıran ‘Yeşil Hattın’ tampon bölgesinde. İçerisinde BM'ye ait bir bina, TSK'ya ait bir orduevi ve bir kız öğrenci yurdu bulunan Maraş'a bu binalarda iskan edenlerin dışında giriş yasak. Annan Planı'na göre kapalı Maraş, Rum tarafının denetimine bırakılacaktı. Ancak yapılan referandumda Annan Planı, Kıbrıs Türk'lerince kabul edilmesine rağmen Kıbrıs Rumları tarafında reddedilince, bu gerçekleşmedi.

KKTC’DE ÜS İÇİN ADIM ATILDI

Fatih sondaj gemisinin Doğu Akdeniz'de sondaj çalışmalarına başlamasıyla birlikte bölgede bulunan savaş gemilerinin lojistik anlamda güçlendirilmesi kararı alındı. Buna göre savaş gemilerinin KKTC'de Gazimağusa veya İskele ilçelerinde, 'ikmal yapabileceği' bir liman yapılması için yer tespit çalışması yapıldı. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'ndan bir ekip bu amaçla KKTC'ye gitti. KKTC'de askeri ve diplomatik yetkililerle görüşmeler yapan ekip, Ankara'ya döndü. KKTC yönetiminin de 'deniz limanı' konusuna destek verdiği belirtildi.

ABD ve İsrail’in Doğu Akdeniz’de Türkiye ve KKTC’yi dışlamaya çalışması üzerine emekli amiraller KKTC’de Türk donanmasına deniz üssü verilmesini gündeme getirmişlerdi. ABD, İsrail ve Fransa'nın Güney Kıbrıs'ta “askeri üs” edinme çalışmaları üzerine, özellikle Ergenekon, Balyoz tertiplerine uğramış amiraller vakit geçirmeden KKTC’de bir deniz üssü kurulmasının önemine dikkat çekmişlerdi.