Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş Atatürk’e duacı olması gerekirken, Atatürk’ü lanetleme cür'eti göstermiştir. Erbaş sözlerini geri almalı, bunu yapmayacaksa istifa etmelidir!
24 Temmuz günü Cuma namazı kıldırdığı Ayasofya'yı ve İstanbul'u işgalden kurtarmış Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün adını duada anmayarak saygısızlık yapan, sözlerinde “Bizim inancımızda vakıf malı dokunulmazdır, dokunanı yakar! Vakfedenin şartını çiğneyen lanete uğrar” diyecek kadar ileri giden ve temsil ettiği sevgi ve hoşgörü dinine yakışmayan bir biçimde hutbeyi kılıçla okuyan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ı kınıyoruz.
Bilinmelidir ki; Kurtuluş Savaşı sırasında işgalcilerin yakıp yıktıkları yüzlerce camide ezanlar susturuldu. İşgalci Yunan orduları sadece camileri yakmakla, ezanları susturmakla kalmadılar, Ayasofya başta olmak üzere önemli camileri kiliseye dönüştürmek istediler. İşte işgalcilerin bu çirkin hesaplarını Atatürk bozdu.
Eğer Atatürk'ün önderliğindeki Kurtuluş Savaşı kaybedilseydi, bu topraklarda Müslümanlar namaz kılacak cami bulamayacaktı; İstanbul kaybedileceği için Ayasofya, hatta belki Fatih, Süleymaniye gibi camiler bile kiliseye dönüştüreceklerdi. Ayasofya üzerinden Atatürk, önce Ayasofya ve diğer camileri işgalcilerden kurtarmış, sonra Ayasofya'yı ve pek çok tarihi camiyi aslına uygun olarak tamir ettirmiştir. Ayrıca unutulmamalıdır ki, bakımı yapılan ve müze olarak hizmet veren Ayasofya Atatürk’ün talimatıyla 19 Kasım 1936’da cami olarak tescillenmiştir.
Halkın en doğru şekilde İslamiyet’i öğrenmesi amacıyla Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kuran büyük önderimiz Atatürk'e bu Kurumun başındaki kişinin fütursuzca saldırması, tarihe şaşı bakmaktır ve vicdanlara sığmamaktadır. Diyanet İşleri Başkanı’nı sözlerini geri almaya, bunu yapmayacaksa o makamı boşaltmak üzere istifa etmeye davet ediyoruz.