Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, ABD Dışişleri Bakanlığınca Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki kendi kıta sahanlığında gerçekleştirmiş olduğu sondaj faaliyetine ilişkin yaptığı açıklamaya tepki gösterildi. Açıklamada, "Türkiye'nin kendi kıta sahanlığında gerçekleştirmekte olduğu sondaj faaliyetine ilişkin olarak ABD Dışişleri Bakanlığı'nın yaptığı açıklama gerçeklerden kopuktur" denildi.
'NE YAPICI NE DE ULUSLARARASI HUKUKA UYGUN BİR YAKLAŞIMDIR'
Türkiye'nin, Doğu Akdeniz'de kıta sahanlığına ilişkin tutumunu 2004’ten bu yana açık şekilde ortaya koyduğu belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Güney Kıbrıs Rum yönetiminin bölge ülkeleri ile bu tarihten itibaren yaptığı MEB (Münhasır Ekonomik Bölge) sınırlandırma anlaşmalarının hem bizim, hem de Kıbrıs Türkleri için geçerli olmadığı, bunların bir tanesinin de ülkemizin Doğu Akdeniz’deki kıta sahanlığı haklarını ihlal ettiği zamanında ilgili ülkelerin ve uluslararası toplumun dikkatine getirilmişti. Aynı şekilde Türkiye bölgedeki Kıta Sahanlığını da uluslararası topluma duyurmuş ve Birleşmiş Milletler nezdinde de kayda geçirmiştir. Bölgede, tüm ilgili kıyıdaşlar arasında uluslararası hukuk kuralları uyarınca hakkaniyete dayalı sınırlandırma anlaşmaları henüz tamamlanmamıştır. Hal böyle iken, üçüncü tarafların kendilerini adeta uluslararası mahkeme yerine koyarak deniz sınırlarının nereden geçeceğini tayin etmeye çalışmaları kabul edilemez. Bu anlamda, ABD’nin Rumların 'hak iddia ettiğini söylediği' bir alana yönelik geçerli sınırlandırma anlaşması varmış gibi Türkiye’ye çağrıda bulunması, ne yapıcı ne de uluslararası hukuka uygun bir yaklaşımdır."
Türkiye'nin sondaj ve sismik gemilerinin kendi kıta sahanlığında, Türk hükümetinin 2009 ve 2012 yıllarında Türkiye Petrolleri'ne verdiği ruhsat sahalarında arama ve sondaj faaliyetlerine kararlılıkla devam edeceği belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Aynı şekilde Rum tarafı Ada’nın eşit ortağı Kıbrıs Türklerini, hidrokarbon kaynakları konusunda karar alma mekanizmalarına dahil etmedikçe veya tek taraflı hidrokarbon faaliyetlerini sona erdirmedikçe, Türkiye Kıbrıs Türklerinin de kıta sahanlığı haklarını korumayı sürdürecektir."