Siber güvenlik uzmanı Burak Bozkurtlar ABD’nin Türkiye’yi haydut devlet ilan ederek başlattığı CAATSA yaptırımlarına vurgu yaptı. WhatsApp’ın güncellemesini yaptırımlara destek olarak değerlendiren Bozkurtlar, dijital mütalabiliyet uygulanması gerektiğini de belirtti. Bozkurtlar şunları söyledi:
“Türkiye’ye uygulanan uygulamanın maksatlı olduğunu düşünüyorum. Çünkü zaten verilerimiz alınmıştı. Bu saatten sonra izin verilip verilmemesinin çok önemi yok. BİP’in de sunucusunun yurtdışında bulunduğuyla ilgili açıklaması var. Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) kapsamında bir madde var. Eğer verileri yurtdışına aktaracaksak ve aktardığımız ülkedeki veri merkezinin sorumlusu bize teminat verirse biz de ülke olarak o teminatı görüp altına imza atıp verilerimizi yurtdışına aktarabiliriz deniyor. Burada da bir handikap var.”
'DEVLETİN TAVSİYESİ ÖNEMLİ'
“WhatsApp da Twitter, Facebook, Skype gibi Amerikan politikanın bir parçasıdır. Bu ABD’nin Türkiye’ye uyguladığı CAATSA yaptırımlarına WhatsApp’ın, Facebook’un verdiği desteği göstermek açısından önemli. Ulus devletleri küresel devletlerin karşısında aciz göstermek için bir gösterge. Avrupa Birliği’nde uygulamayıp Türkiye’nin uygulanması da Türkiye’yi üçüncü dünya ülkesi olarak göstermenin çabası olarak da değerlendiriyorum ben. Devletimizin de bu politika ve stratejilere karşı Siber Güvenlik Politikaları Kurulu tarafından hem kamuya hem de özel sektöre tavsiyelerde bulunmasının kıymetli olduğunu düşünüyorum.”
“Vatandaş olarak yerli ve milli uygulamaları tabiki desteklemeliyiz. Ama Sanayi Bakanlığı regülasyonlarına da ihtiyaç var. Dijital mütekabiliyet teknikleri kullanılmalı. Bu olmazsa yasa çıkartır para cezası kesersiniz. Sonra o para cezası kestiğiniz yerde paylaşım yaparsınız.”
'YERLİ TEKNOLOJİ TEŞVİK EDİLMELİ'
Tartışılan veri paylaşımının zaten tüm sosyal medya mecralarının hizmetinde olduğunu vurgulayan Sosyal Medya Uzmanı Ümit Sanlav ise şimdi bunun hukuki zemine dayandırılmak istendiğini söyledi. "Bugün dünyanın en değerli madeni veri, en değerli madenciliği veri madenciliğidir” diyen Sanlav şunları söyledi:
“İnternete düşen bilgi (DM’ler dahil) artık sizin değildir. Fotoğraf galerimizde mahrem bilgilerimizi, fotolarımızı finansal bilgilerimizi, kredi kartı ve TC kimlik fotoğraflarımızı saklamayacağız. Tek çözüm yüzde yüz yerli ve milli teknoloji üretmek ve kullanmak. Bu teknolojileri desteklemek ve yaygınlaşmasına katkıda bulunmak. Kendi arama motorumuzu yazmadan, kendi sosyal medya mecralarımızı üretip, bunları kullanmaya başlamadan hiçbir yere varamayız. Bu süreç içinde sosyal medya yasası gereği Türkiye’de temsilcilik açma zorunluluğu bulunan Tiktok, Facebook, Twitter gibi firmalara yaptırımlarla bu kanuna uymak zorunda olduklarını ifade etmek zorundayız.”
VERİLER YURT DIŞINA ÇIKMAMALI
Türkiye Bilişim Derneği 2. Başkanı Ali Yazıcı da verilerin yurt dışına çıkmaması gerektiğini vurguladı. Yerli üründe markalaşmak gerektiğini de hatırlatan Yazıcı şunları söyledi:
“Biz dernek olarak zaten yerli ve milli yazılımların dijital dönüşüm uygulamaların yaygınlaşması için büyük bir çaba sarf ediyoruz. Verilerin yurtdışına çıkmaması anlamında, yerli ürünü geliştiren firmanın marka haline gelmesinde baktığınızda bunlar katma değerli konular diye değerlendiriyoruz.”
BİRBİRLERİNDEN FARKI YOK
Emekli Hava Binbaşı ve Elektronik Yüksek Mühendisi Erdener Ildız, sosyal medya uygulamalarının birbirinden farkı olmadığını belirtti. Bütün uygulamalarda istenen izinlerle iletişimimizin kontrol altında tutulduğunu ifade eden Ildız, şu uyarıları yaptı:
“Bu anlamda gerçekten halkın yararına bilgileri kayıt etmeden kayıt edilmesini de engelleyecek bir sistem varsa o millidir. Medya aracı hiçbir şekilde sizin konuşmalarınızı, yazışmalarınız kayıt altına almadan iletişiminizi sağlıyorsa o zaman anlamı vardır. Kişi haberleşme özgürlüğünü sağlıyor demektir. Ama yapmazlar. Çünkü bu hizmeti size ücretsiz veriyorlar. Bunun karşılığında parayı da sizin bilgilerinizi kullanarak sağlıyor.”
‘YAPTIĞI İŞLEMİ YASALLAŞTIRDI'
Adli Bilişim Uzmanı Adem Taşkaya, WhatsApp’ın dünyanın birçok ülkesinde tepkilerle karşılaştığını vurguladı. Verilerin zaten kullanıldığını belirten Taşkaya şunları söyledi:,
“WhatsApp, Avrupa Birliği’yle bu konuda zaten problemler yaşıyor ve AB bunlara çok büyük cezalar yağdırdı. Dünyanın birçok yerinde Whatsapp’a çok büyük davalar açıldı. Türkiye’de yaptığı şey de aslında buydu. Cebimizdeki uygulamaların yüzde 80'i zaten verilerimizi topluyordu. WhatsApp güncellemeyle bunları yasal hale getirdi. Bu uygulamaları bize babamızın hayrına kullandırmıyorlar. Reklam amacıyla kullanıyor ticari olarak başka firmalara satıyor”
ABD'YE KARŞI ÇIKANI KAPATIYORLAR
Popüler sosyal medya uygulamaları son dönemde uyguladıkları sansürlerle de tartışılmaya başlandı. Başta Türkiye olmak üzere ABD menfaatlerine aykırı paylaşımlara müdahale edildi, hesaplar kapatıldı. Sansürden son etkilenen Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek oldu. Video paylaşım platformu Youtube Ermeni soykırımı yalanını anlatan Büyük Yalan belgeselini ve Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in AİHM savunmasının görüntülerini “nefret söylemi” gerekçesiyle kaldırdı. Perinçek’in ABD Başkanı Donald Trump’ın Türkiye’ye yönelik tehdidine yanıt olarak yazdığı ‘MahvolursunTrump’ etiketini de engelledi. Türkiye’nin terör örgütüne yönelik başlattığı Barış Pınarı Harekatı’na destek paylaşımları şüpheli hareket olarak nitelendirilmiş, kullanıcıların sahte hesap olduğu öne sürülmüştü. Bu kapsamda Vatan Partisi, Aydınlık Gazetesi ve Türkiye Gençlik Birliği (TGB) yöneticileri olmak üzere harekâtı destekleyen hesaplar twitterda askıya alınmıştı.
ÇİN’E UYGUR SANSÜRÜ
Bu sansür sadece Türkiye’de geçerli değil. Çin’in Uygurlar arasında cinsiyet eşitliği ve üreme sağlığını desteklediği, Uygur kadınlarını özgürleştirdiği yönündeki açıklamalarını içeren paylaşımı Twitter tarafından kaldırıldı.
FİLİSTİN SANSÜRÜ
Sansür uygulayan tek uygulama Twitter değil. WhatsApp Filistinli gazetecilerin hesaplarını engelledi. Şirket engellemelerin gerekçesini “hesap etkinlikleri ve hizmet koşullarını ihlal etmek” olarak açıkladı. Anadolu Ajansı’nın Gazze muhabirlerinden Mustafa Habbuş, İsrail’in Gazze’ye son saldırıları sırasında kişisel hesabının engellendiğini ifade etti.
İRAN’I SAVUNAN ETİKETLERE ENGELLEME
Twitter Barış Pınarı Harekatı’nı savunan hesap ve etiketleri engellediği gibi İran yönetimini savunan etiketleri de engelledi. İran’da yaşanan protesto gösterilerine ABD’li yetkililerin destek açıklamalarına tepki gösteren Tehran Times gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Muhammed Gadiri, Twitter yönetiminin İran rejimini savunan etiketleri engellediğini ve İran karşıtı hesapları yükselttiğini, öne çıkardığını söyledi.
HONG KONG’DA 936 HESAP KAPATILDI
Facebook ve Twitter, Hong Kong’ta süren protestolarda Çin’i suçlayan kullanıcılara dokunmazken, gerçekleri ortaya koyan 936 hesabı askıya almıştı.
KÜBA’DA DA SANSÜR
Küba Devlet Başkanı Miguel DíazCanel Bermúdez’in katıldığı söyleşiyi yayımlayan Küba’nın medya kanallarının hesapları Twitter’da askıya alındı. Komünist Parti lideri Raul Castro, kızı Mariela Castro, devlet kurumlarına ait resmi hesaplar, gazetecilerin ve bazı devlet görevlilerinin hesapları da kapatıldı.
MADURO’DAN TWİTTER’A TEPKİ
Twitter 2017’de Venezuela’da 180 hesabı askıya almıştı. Twitter’ın hükümet yanlılarına ve takipçilerine baskı yaptığını söyleyen Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, binlerce takipçisinin engellendiğine dikkat çekmişti.
RUS MEDYASINA REKLAM YASAĞI
Twitter 2017’de Rusya’nın Russia Today ve Sputnik kuruluşlarına 2016 ABD Başkanlık seçimlerine müdahale etme girişimleri iddiasıyla reklam yasağı getirmişti.
Aydınlık