Diyarbakır Anneleri'nin mücadelesi bin güne ulaştı. 299 aile nöbete katıldı, 35 evladımız PKK'nın elinden kurtarıldı. HDP, Diyarbakır'da kepenk kapattı, terör örgütüne katılım azaldı. Annelerin destansı kararlılığı PKK'nın nasıl bitirileceği konusunda önemli dersler içeriyor.
Diyarbakır annelerinin direnişi bugün bininci gününde. Dile kolay. Kışın kar altında, yazın Diyarbakır’ın kavurucu sıcağı altında tam bin günlük direniş...
Her şey Akar’ın ( Ana) HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önündeki cesur çıkışıyla başladı. Ana, HDP aracılığıyla PKK tarafından kaçırılan oğlunu almak için oradaydı. Bir diğer oğlu 1994'te PKK tarafından kaçırılmış, 2017'de öldürülmüştü. Başka bir oğlu daha kaçırıldı. Üçüncü oğlunu da kaybetmek istemiyordu. “Ciğerim için buradayım." dedi. Muhatap bulamadı, kapılar yüzüne kapatıldı. HDP Diyarbakır yöneticileri ona saldırdı. Yılmadı, binanın camlarını kırdı. 22 Ağustos 2019'da iki yakınıyla birlikte oturma eylemine başladı. 3 gün boyunca yemeden, içmeden bekledi. Israr etti. Ve sonuda oğlu Mehmet’e kavuştu. Mehmet evlendi, çocuğu oldu. Ana şimdilerde minik torununu seviyor...
‘ANNELER BABALAR KORKMASIN’
Ana evladına kavuşurken şunları söyledi:
“Ailelere de tavsiyem çocukları dağa kaçırıldığı zaman gidip HDP önünde oturup eylem yapsınlar. Diğer oğlumu da onlar kandırıp kaçırdı ve öldürüldü. Ondan sonra 40 gün yeme içmeden kesildim, bana böyle bir acı yaşattılar. Çocukları kaçırılan aileler, anne ve babalar korkmasın, cesaretli şekilde HDP önüne gidip çocuklarını istesin. Çocukları dağa giden aileler mutlaka gelip HDP önünde eylem yapsın.”
GERÇEK ÇÖZÜM SÜRECİ
Ana’nın direnişi, başarısı ve çağrısı evladını PKK’ya kaptırmış diğer annelerin yüreğindeki volkanı patlattı. Türk ordusunun, polisinin ve güvenlik korucularının PKK’yı hendeklere gömdüğü Diyarbakır’da, halk da özellikle çözüm sürecinde kendilerini sindiren PKK’ya karşı harekete geçti. Devlet halkın yanında olunca, örgüt sıkışıp kaldı. HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önü artık bir eylem alanıydı. Anneler, babalar, 9,13,15,17 yaşlarında HDP binasından dağa yollanan evlatlarının peşine düştü. PKK’nın eleman kazanma yollarını kapatarak örgütü çaresiz bırakan gerçek ‘çözüm süreci’ böylece başlamış oldu.
‘BAŞLARIM SİZİN KÜRDİSTAN DAVANIZA’
3 Eylül 2019'da HDP binası önünde yeni anneler vardı. Fevziye Çetinkaya, Remziye Akkoyun ve Ayşegül Biçer bayrağı devraldılar. Çetinkaya ailesinin akrabası Aysel Bozkurt’un haykırışı, Diyarbakır Anneleri eyleminin de sloganı oldu: “Diyarbakır’da genç bırakmadınız. Ya cezaevinde ya toprağın altında. Başlarım sizin Kürdistan davanıza, oğlumuzu geri verin." Bozkurt devam etti: “Sizin çocuklarınız lüks arabalarda, lüks okullarda bizim çocuklarımız dağda."
YOKSUL KÜRT’ÜN PKK’YA BAŞKALDIRISI
Bu sözler o kadar etkiliydi ki.. HDP liderleri zengin takımıydı. Garibanların evlatlarını ise ABD adına savaşmak için PKK’ya gönderiyordu. Aslında eylem, Kürt yoksullarının PKK’ya başkaldırısıydı. HDP, bir Kürt partisi değildi, Kürt halkı ona karşı harekete geçmişti. Ve ABD destekli ‘Kürdistan’ planı... “Başlarım sizin Kürdistan davanıza..." sözüyle, çoktan yerle bir olmuştu.
EYLEMLER BERLİN’E KADAR YAYILDI
Eylem Van’a, Hakkari’ye, Batman’a, Muş’a, Şırnak’a hatta İzmir’e yayıldı. Berlin’de Maide Anne, PKK’ya destek veren Almanya’nın başbakanlık binası önünde eyleme başladı. 299 aileye ulaşıldı. 35 evlat ailelerinin çağrısına uydu ve örgütün elinden kurtularak yuvasına döndü. Kimi askere gitti, kimi taksici oldu, kimi yarım bıraktığı eğitimine başladı... Ama hepsi bugün mutlu ve huzurlu. Eyleme devam eden aileler de evlatlarına kavuşacakları günü bekliyor. Ve mutlaka sarılacaklar.
‘BURASI PKK’NIN ASKERLİK ŞUBESİ, KAPATILMALI!'
Başarının sırrı ailelerin doğru adresi tespit etmesinde yatıyor. O güne kadar bir tek Vatan Partisi, HDP’nin bir parti olmadığını, kapatılması gerektiğini söylüyordu. Diyarbakır Anneleri de bu gerçeği tespit ettiler. “Neden HDP önünde eylem yapıyorsunuz?" sorusuna şu yanıtı verdiler: “Burası parti değil. Burası PKK’nın askerlik şubesi. Çocuklarımızı korumamız için HDP kapatılmalı!”
‘AMERİKA’YA UŞAKLIK YAPMAYIN’
Hâlâ Amerika’dan iktidar bekleyenlere inat, Kürt annesi siyasi durumu da çok net tespit etti. Ayşegül Biçer PKK/HDP’nin arkasındaki güce işaret etti: “Bütün evlatlar. Gelin dağdan inin vatanınıza nöbet tutun. Amerika’ya, İsrail’e uşaklık yapmayın."
HDP’Yİ AYM’DEN ÖNCE KAPATTILAR
Eylemin ilk günlerinde kibirden kendilerini kaybetmiş HDP’li vekiller, yöneticiler fiziki saldırılarda bulundu. Terör örgütü üyeleri, ailelerin evlerine giderek ölüm tehdidinde bulundu. Ama annelerin fendi onları yendi. Sonunda HDP Diyarbakır İl Başkanlığı, kepenklerini indirmek zorunda kaldı. AYM’nin henüz kapatamadığı HDP’yi Anneler fiilen kapattı!
PSİKOLOJİK SAVAŞ
Ve bin türlü iftira... “Devletten para aldılar, devlet işe soktu, eylem polisin eylemi..." Düşünsenize hem 9 yaşında evladınızdan yıllardır haber alamıyorsunuz, hem de onu arama mücadeleniz ‘para için’ iftirasına maruz kalıyorsunuz. Binasını kaybeden HDP, psikolojik üstünlüğü de kaybetti. Bu propoganda etki yaratmadı.
BIDEN İTTİFAKI ANNELERİN KARŞISINDA
HDP’ye destek, Biden ittifakındaki ortaklarından geldi. Evlatları HDP tarafından kaçırılan ailelere, ‘Niye HDP önünde eylem yapıyorsunuz, gidin Saray’ın, önünde yapın’ diye seslendiler. PKK’ya yönelen tepkiyi, devlete yönlendirmeye çalıştılar. İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, onlara destek vermek bir yana, “Annelerin feryadının çözüm adresi bir partinin kapısı değil, devletin kapısıdır." dedi. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise Cumartesi Anneleri’ni hatırlattı, Diyarbakır Anneleri ile bir tuttu ve yine eylemin HDP önünde olmasını eleştirdi.
ANNELERDEN KILIÇDAROĞLU’NA DERS
Kılıçdaroğlu Mart ayında Diyarbakır’a gitti. Helalleşme mesajları verdi, PKK sempatizanlarıyla toplantılar yaptı. Diyarbakır Annelerine uğrayamadı. Kaldıkları misafirhanede görüşüp oldubittiyle fotoğraf vermek istedi. Anneler “Bizi ziyaret etmek istiyorsanız eylem alanına, HDP önüne gelin." dediler. HDP ile kriz istemeyen Kılıçdaroğlu, gidemedi.
AKŞENER’İN KORKUSU
Meral Akşener ise Diyarbakır’a en son 5 yıl önce gitti. Nedeni ise sır değil. Milliyetçilerin “Neden Diyarbakır annelerini ziyaret etmedin." sorusuna muhatap olmak istemiyor. Diyarbakır’a giderse “milliyetçi” maskesi indirilecek. Deva Partisi lideri Ali Babacan iki kez Diyarbakır’a gitti. Anneleri görmezden geldi. Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu uğradı, aileler kendisine HDP ile ilgili eleştiriler yöneltince, bağırıp çağırıp ayrıldı...
VATAN PARTİSİ YİNE EN ÖNDE
Türk milleti onları bağrına bastı. Vatan Partisi, ilk günden itibaren oradaydı. Cumhuriyet Kadınları Derneği ve Türkiye Gençlik Birliği bir an olsun yalnız bırkmadı. Aydınlık ve Ulusal Kanal onların sesi oldu. Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, 3 Eylül 2021'de nöbet çadırını ziyaret etti, coşkuyla karşılandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve başta İçişleri Bakanı Süleyman Soylu olmak üzere bakanlar da Diyarbakır Annelerini ziyaret ettiler, MHP lideri Devlet Bahçeli de başından itibaren Annelerin yanında oldu.
ULUSLARARASI ANNE DAYANIŞMASI
Nöbet eylemine başka ülkelerden anneler de uluslararası dayanışma gösterdi. Vatan Partisi’nin çabalarıyla İran’da evlatları PKK tarafından kaçırılan 5 Kürt ailesi Diyarbakır’a geldi ve birlikte nöbet tuttu. Yine Vatan Partisi Öncü Kadın’ın çabalarıyla Afrika ülkesi Mali’deki terör mağduru kadınlar, çevrimiçi olarak Diyarbakır Anneleriyle buluştu.
‘BİN GÜN DEĞİL BİN SENE DE OLSA BURADAYIZ’
Ekrem Demir / DİYARBAKIR
Nöbetteki Diyarbakır aileleri bin günlük mücadelelerini gazetemize değerlendirdi. Oğlu Bayram’ın 5 yıl önce 19 yaşındayken dağa götürüldüğünü belirten Ayten Elhaman şunları söyledi:
“Her gün bir umutla, sesimiz duyulur, görülür diye çadıra geliyorum. İnşallah Allahın izniyle, devletimizin gücüyle bu PKK illetinden HDP illetinden kurtaracağız çocuklarımızı. Bakın bizden korkup kaçtılar, kepenkleri kapatıp gittiler. Haklı davamızdan vazgeçmeyeceğiz, kendi doğurduğumuz evlatlarımızı istiyoruz. 9 Yaşında, 10 yaşında çocuğun ne iradesi olabilir? Hele de kız çocuklarının. Bir evlat doğuruyoruz, hayırlı evlat olsunlar, ben yaşlanınca sırtımı kime yaslayacağım. Özgürlük annelerin yanında olur, dağlarda taşlarda olmaz. Kanımın son damlasına kadar mücadele edeceğim.
‘CEZA ALMAYACAKSINIZ, TESLİM OLUN’
“Çocuğum dağlarda taşlarda ne durumdadır? Biz burada oturup kalkıyoruz, oğlum taşlara başını koymuş, nerededir, ne yapıyor bilmiyorum. Rabbim kavuştursun bütün anneleri.Dağdaki bütün evlatlara çağrım da dönün gelin, devletimiz güçlüdür. Ceza almayacaksınız, güvenlik güçlerine teslim olun, dönün!”dedi. Van’dan gelerek 6 yıl önce 18 yaşındayken Adana’dan kandırılarak dağa kaçırılan kızı Gülcan için oturma eylemine katılan Necmettin Biçer: “Bin gün içinde çok zorluklar çektik. Bin gün bin sene oldu ama hiç umurumuzda değil. Bin sene de olsa çocuklarımızı alana kadar bu kapıdan ayrılmayacağız.”diye konuştu.
‘KORKMUYORUZ’
7 yıl önce 15 yaşındayken kaçırılan oğlu Özkan için evlat nöbeti tutan Süleyman Aydın: “Bin günü geride bıraktık, bin yıl da geçse buradan kalkmayacağız. PKK’dan HDP’den korkmuyoruz. Yaz kış, yağmur çamur, pandemi demeden evlatlarımızın mücadelesini verdik. Evlatlarımızı HDP’den istiyoruz, bu kapıdan asla kalkmayacağız.”şeklinde konuştu.
PKK’DAN KURTULDU TGB’YE KATILDI
HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde başlatılan vatan ve evlat nöbetinin öncülerinden olan Ayşegül Biçer, uzun bir mücadele sonunda oğlu Mustafa’ya kavuştu. 4 yıl önce terör örgütü tarafından çocuk yaşta dağa çıkartılan Mustafa Biçer, ailesinin kararlı mücadelesinden güç alarak örgütün elinden kurtuldu. 4 Ağustos 2021'de ailesine kavuşan Mustafa Biçer, o günden beri HDP önündeki ailelerin mücadelesine destek vermeye başladı. Evlat nöbetinin üçüncü yılının ilk gününde Biçer ve ailesi TGB ile bir araya geldi. Mustafa Biçer, TGB’nin Diyarbakır ailelerine yaptığı ziyaret sırasında TGB’ye üye oldu. Bugüne kadar hep yanımızda oldunuz diyen Mustafa Biçer, HDP/PKK tarafından dağa kaçırılan gençlere “Geri dönün, teslim olun.” çağrısı yaptı. “Hepinizin yardımları var, hepiniz ailemize destek oldunuz. Biz yokken de biz varken de ailemizin yanında oldunuz. Size çok teşekkür ederiz. Daima yanımızda durdunuz. Oradaki gençlere de çağrımızdır, onlar da dönsünler." dedi. 16 yaşında nasıl kaçırıldığını ve PKK’nın iç yüzünü de anlatan Biçer, ardından vatani görevini yapmak üzere birliğine teslim oldu.
‘YALNIZCA EVLATLARI İÇİN DEĞİL,
VATANIMIZ İÇİN DE MÜCADELE EDİYORLAR’
Vatan Partisi Öncü Kadın ve Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD), bin gündür Diyarbakır Annelerinin yanında. Bu eylemin kadın hareketi için ne ifade ettiğini Öncü Kadın Genel Başkanı Meltem Ayvalı ve CKD Başkanı Prof. Dr. Tülin Oygür ile konuştuk. İki lider, şunları söylediler: Meltem Ayvalı: Ana’nın tarihi çıkışıyla birlikte Öncü Kadın olarak Diyarbakır’a yerleştik. Başta değerli kadromuz Mihriban Tatar olmak üzere, Diyarbakır Annelerimizle hemhâl olduk. Hem evlat hasretlerine hem hüzünlerine hem de evlatlarına kavuştuklarında yaşadıkları sevinçlerine ortak olduk. Arkadaş, ablakardeş olduk. Bu mücadele Türkiye kadın hareketi için de bir milat. Batı’dan fonlanan sözde kadın derneklerinin bu mücadeleye gözünü kapaması, dahası karşısına çıkması bütün foyalarını ortaya çıkardı. Kadınlar, evlatlarını çocuk istismarcısı bir terör örgütünden kurtarmak için çırpınıyor ama sözde kadın dernekleri Annelerin değil, terör örgütünün yanında yer alıyor. Diğer yandan, evladı için eylem yapan anneler, kendini öne atan, mücadeleye atılan anneler, kadının özgüven kazanması ve özgürleşmesi mücadelesi açısından da çığır açtı, örnek oldu.
Dağda tek bir evlat kalmayana kadar, annelerimizin yanında yer almaya devam edeceğiz. Tülin Oygür: CKD olarak Diyarbakır Annelerimizi ve başka kentlerde eylem yapan annelerimizi destekleme konusunda hiç tereddüt etmedik. Hemen soluğu kadrolarımızla birlikte Diyarbakır’da aldık. Kaderimizi onların kaderiyle birleştirdik. Bu mücadeleyi sadece Diyarbakır Anneleri’nin değil, kendi mücadelemiz olarak gördük. Çünkü o eli öpülesi kadınlar, yalnızca çocukları için değil vatanımız ve cumhuriyetimiz için de mücadele ediyor. Öyle yüksek bir siyasi bilinç var ki... Mesele HDP değil, arkasındaki PKK’yı, onun arkasındaki ABD’yi, İsrail’i tespit ediyorlar. Bu nedenle, “Cumhuriyet kadını kimdir?" diye sorarsanız, tereddütsüz “Diyarbakır Anneleri ve yüreği onlarla birlikte atanlardır." derim. Birinci gün buradaydık, bininci günde yine buradayız ve bütün evlatlar annelerine kavuşana kadar burada olmaya devam edeceğiz.