Almanya’da ‘Dersim’de Alevi katliamı’ konusu gündemden düşmüyor. İddiaya göre “Dersim’de onbinlerce Alevi’ye yapılan katliam uzun süredir Türkiye’de tabu.” Almanya’nın Bochum kentinde bir girişim bu olayın unutulmasına karşı ‘Savaşıyor’. Alman Basınına göre bu ‘Savaşkan’ girişim, Türk Milliyetçilerince düşman olarak ilan edilmiş.
Alman Devlet televizyonu ARD’nin geçen aralık ayı başında yaptığı yayından bu yana, Alman basınında ‘Dersim’ yalanlarının ardı arkası kesilmedi. İddialar en son Alman gazetesi FAZ’ın 8 Ocak tarihli baskısında tam sayfa yer aldı. Politika sayfası editörü Reiner Burger’in yazısının başlığı ‘Geçmişin uzun gölgesi’. “Doğu Anadolu’daki Dersim’de on binlerce Alevi katledilmiş ve bu konu uzun süre bir tabu olarak kalmış. Bochum Üniversitesinden bir ekip unutturulmaya karşı harekete geçmiş, sonunda Türk Milliyetçilerinin düşmanlığını kazanmış.”
Okurlarımızın hatırlayacağı gibi Alman Devlet Televizyonu ARD 1 Aralık 2019 günü, ‘Unutulan soykırım, Kemal Atatürk Alevileri nasıl katlettirdi?’ başlığıyla sözde bir belgesel yayınlanmıştı. Yayında Atatürk’ün tartışılmaz lider olduğu iddiasına ışık tutulmuş. Sözde belgesel Atatürk’ün Almanya’dan gaz siparişi iddiasıyla beslenmişti.
‘DERSİM TÜRKİYE’NİN KARA KUTUSU’YMUŞ!
Gazete, Berlin Kreuzberg Alevi Kültür Merkezi’nde Mahmut Yıldız ile yaptıkları görüşmeyi aktarıyor. Yazıda, “Köyümüzün insanları uzun siyah bir kuyruk halinde dizildiler, ileri bir yere götürüldüler. Sonra makinalı tüfek sesleri geldi ve havada uçaklar dolanıyordu. İnsan çığlıkları uçakların uğultularına karışıyordu” gibi trajik anlatımlar yer alıyor. Yıldız’ın iddiasında, havadan bombardıman yapanın, Türkiye’nin ilk kadın pilotu Sabiha Gökçen olduğu yalanı ihmal edilmemiş. Ayrıca İstanbul Sabiha Gökçen Havaalanı ismi, Dersim katliamını meşrulaştırmak için verilmiş. Gazeteye göre 88 yaşına yeni giren Yıldız ‘Soykırımı’ görmüş. “Resmi rakamlara göre 13 bin gerçekte ise 50 bin Alevi, Atatürk’ün zalimmerhametsiz politikalarının sonucu olarak imha edilmiş. Sünniliğe dayanan homojen bir Türk Milli devleti hedeflenmiş. Kürt bölgelerinde asker, isyanları bastırmış. Bunun gibi 20’li yıllarda da Yunanistan’la mübadele yapılmış.” Atatürk’e ümit bağlayan Alevi kitleleri de hedef olmaktan kurtulamamış. Yıldız’ın iddiasına göre halk Osmanlı’dan kurtulduğunu düşünürken yeni yapılan tren yolları ve şoselerle bölgeye askeri birlikler akmış...
Gazetede Atatürk’ün 1936’da Meclis açılışında yaptığı konuşmada Dersim’in çok önemli bir iç politika sorunu olduğunu, ya asimile edilmesi ya da yok edilmesi gerektiğini söylediği iddia ediliyor. 1936’da Tunceli Kanunu yayınlanmıştı. Kanuna ‘bronz el’ adı verilmiş ancak altından devletin demirden eli çıkmış. Gazeteye göre Dersim Türkiye’nin kara kutusuymuş. Ancak Kemalistler bununla yüzleşmek istemiyorlarmış...
‘EN İYİ UYUM SAĞLAMIŞ ALMAN VATANDAŞLARI’YMIŞ
Bu konudaki Türkiye karşıtı faaliyetler Alevi Birliği’nin güçlü olduğu Berlin’de yoğunlaşıyor. Bochum Üniversitesi’nden Yaşar Kaya Dersim konusunu Almanya’da ele almayı ‘hayati bir konu’ yapmış. Almanya’da ‘Dersim Gemeinde’nin 200 bin üyesi varmış. Gemeinde, Avrupa geleneğinde daha çok kiliselere bağlı dini gruplar için kullanılır. Açıklamaya göre Dersim toplumunun üyeleri en iyi uyum sağlamış Alman vatandaşlarıymış. Aslında ayrı bir etnik kökene sahip olmalarına rağmen kendilerini Kürt olarak hissetmeleri normal bir süreçmiş...
Kuzey Ren Westfalya’da üniversite bünyesinde faaliyet gösteren ‘bilimadamı’ Burak Çopur da Türkiye’nin azınlıklar politikası konusunda bilimsel çalışmalar yapıyor. Aslında ARD ve FAZ yayınlarında olduğu gibi Türkiye düşmanlığı yapan Batılı çevrelere malzeme hazırlıyorlar.
Çopur diyor ki “Atatürk’ün Dersim olayları sırasında hasta olduğu ve haberinin olmadığı bir yalandır”.
Evet, Cumhuriyet’e karşı ortaçağı temsil eden Dersim isyanı, Atatürk kararlılığıyla bastırılmıştır!
ERMENİ SOYKIRIMI YALANI VE DERSİMCİLİK
Çopur, ‘Ermeni soykırımının’, AİHM tarafından (iki kez Perinçekİsviçre ve bir kez de Ali Mercan ve arkadaşları İsviçre duruşmalarında) yalan olduğu üç kez karara bağlanmasını görmemezlikten geliyor. O davalar, Avrupa Üniversitelerinde hukuk derslerine konu olmuş davalardır.
Gazete, Çopur’u dayanak göstererek, ‘Ermeni soykırımı’ yalanına ilişkin ‘bilimsel’ çalışmaların, Erdoğan’ın, ultra milliyetçi Bahçeli’nin ve ultra Kemalistlerin gayretleriyle engellendiğini ileri sürüyor.
TÜRKİYE KARŞITLIĞIYLA MÜCADELE GİRİŞİMİ
Almanya’nın Köln kentinde, Türkiye düşmanı girişimlere karşı Türk vatandaşlarının haklarını savunmak için, devamlılığı olan bir girişim oluşturuldu. 11 Ocak’ta bir araya gelecek olan girişimde açıklamaya katılan Atatürk Kültür Evi, Azerbaycan Medeniyet Evi, Büyükafşar Köln, Demokratik Türk Birliği NRW, Herne Alevi Derneği, Vatan Partisi Avrupa Temsilciliği, Avrupa ADD Birliği, Öncü Kadın Avrupa Temsilciliği, TGB Almanya, CHP NRW Birliği, İyi Toplum Gönüllüleri Almanya, Saadet Partililer ve kitle örgütü temsilcileri katılacak.
Girişim, Alman Devlet televizyonu ARD’ye karşı, Atatürk’ü ve Cumhuriyet Devrimimizi hedef alan yayınları nedeniyle yapılan protesto eylemlerinin ardından kuruldu. Vatan Partisi ile diğer partilerden bazı isimlerin, Atatürkçü Düşünce Derneklerinin, TGB ve diğer Türk kitle örgütlerinin girişimiyle yapılan eylemler Berlin, Münih ve bazı şehirler yanında en anlamlısı ARD’nin merkezinin bulunduğu Köln kentinde düzenlenmişti.
ALEVİLERE KURULAN TUZAK
Avrupa ülkeleri ve özellikle Almanya, Alevi Kitlelerini Türkiye karşıtı politikalara çekmek için yoğun çaba göstermiş ve PKK’nın uzantısı olan ‘Kürdistan Aleviler Birliği’ ile AABF, birleştirilmiştir. Bugün de Dersim katliamı yalanları üzerinden Alevilerin, PKK ve bilumum Türkiye düşmanlarıyla bir cephede toplanması hedeflenmektedir. Ancak Avrupa’da da vatandaşlarımız Cumhuriyetimizi, bağımsızlığımızı Atatürk kararlılığı ile sahiplenmekte ve ‘Ermeni soykırımı’ yalanında olduğu gibi bütün iftiraları yere atıp çiğneyecek kararlılığı göstermektedir.