Ege Denizi’nde meydana gelen deprem, yetmiş kilometre uzaktaki İzmir’de can kayıplarına, yaralanmalara, yıkıma neden oldu. Deprem merkezinin uzaklığı nedeni ile az sayıda bina yıkılmasına rağmen bu deprem, Türkiye çapında arama, kurtarma seferberliği gerektirdi.
Deprem, kaçınılmaz doğal bir afettir.
Deprem, savaşta olduğu gibi can kayıplarına, yıkıma neden olur; büyük şehirleri etkileyen büyük depremler, ekonomiyi, sanayii çökerterek, kaynak kaybına neden olarak savaş gibi etki etki yaparlar.
Bu nedenle de deprem bir güvenlik sorunudur ve bir güvenlik sorunu gibi tedbirler alınmasını gerektirir.
Çağdaş güvenlik anlayışına göre doğal afetler, güvenlik sorunu olarak değerlendirilmektedir.
Türkiye bir deprem ülkesidir. Türkiye’de deprem üretecek fay hatları bellidir. Türkiye’de deprem konusunda yetişmiş çok sayıda bilim adamı vardır.
Türkiye’yi yönetenler Gölcük ve Düzce depremlerinden gerekli dersleri çıkarak potansiyel depremler için tedbirler geliştirmemiştir. Her depremden sonra bu konu gündeme gelmekte ve sonra unutulmaktadır.
Türkiye’de hala Doğu Anadolu’da fay hattı üzerinde kerpiç evlerde yaşayan insanlar vardır.
İstanbul’da deprem gerçekleştiğinde hangi bölgelerde yıkım olacağı bellidir. İstanbul’da hala depreme dayanıksız binalarda, depreme dayanıksız zeminlerde inşa edilmiş evlerde oturanlar vardır.
Halkın can ve mal güvenliğini sağlamak, devleti yönetenlerin asli görevidir.
Madem ki deprem savaş gibi bir güvenlik meselesidir, o halde potansiyel depremleri karşılamak için savaşa hazırlanır gibi hazırlanmak, bu amaçla seferberlik ilan etmek gerekir.
Her güvenlik sorununda olduğu gibi deprem afetine karşı önceden hazırlık gerekir.
Bu amaçla merkezi bir yönetim şarttır. Bu amaçla, meselenin ciddiyeti dikkate alınarak, öncelikle Afetlerle Mücadele Bakanlığı kurulmalıdır.
Adına isterseniz depremle mücadele stratejisi, isterseniz eylem planı deyin, savaşa nasıl hazırlık yapılıyorsa, bu amaçla da stratejik planlama yapılmalıdır.
Bu planda öncelikle risk altındaki bölgeler tespit edilmeli, bu bölgelerin öncelikleri belirlenmeli, bu öncelik sırasına göre de riskli binalar yıkılmalı, riskli bölgelerde iskan engellenmeli, sağlam zeminli alanlarda sağlam binalar inşa edilmeli, gerekirse göçler teşvik edilerek riskli büyük şehirler bir plan içinde küçültülmelidir.
Bütün bu tedbirler merkezi bir yapının kontrolünde, kurulacak bakanlıkça planlanmalı ve gerçekleştirilmelidir.
Bu amaçla, dış kaynaklardan ucuz krediler temin edilmeli, ihtiyaç sahiplerine dağıtılmalıdır.
SON SÖZ:
Deprem yıkıcı etkileri nedeni ile savaş gibi güvenlik sorunudur.
Depreme, savaşa hazırlanır gibi hazırlanmak gerekir.
Bu nedenle de depreme hazırlık, bilimsel, teknik akıl gibi stratejik akıl da gerektirir.
Depreme hazırlık, savaşa hazırlık gibi merkezden planlanmalı, yönetilmelidir.