HDP eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, Ak Parti ile MHP’nin ortaklığı olan Cumhur İttifakını hedef aldı. Demirtaş DHP’li seçmeni CHP’ye oy vermesini ima ederek bunun demokrasinin gelişmesine bağladı.
Terör örgütlerini övmek ve yardım etmekten cezaevinde yatan HDP’nin eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, partilerinin bazı illerde belediye başkan adayı çıkarmama kararının CHP’ye destek anlamına gelmediğini belirtse bile bunu ifade ederek işaret verdi.
Cezaevinden terörist başı apo’yu övmekten kaçınmayan Demirtaş, Cumhur İttifakını hedef alarak CHP – İYİ Parti ittifakına da dikkat çekti. Demirtaş, “Biz CHP veya başka partiye oy verin demiyoruz, faşist bloğu sınırlamak ve geriletmek için oyunuzu stratejik bir amaç için kullanın veya demokrasinin gelişmesine bir şans tanıyın diyoruz” diye ifade etti.
PARTİLERİ (CHP – İYİ PARTİ) DÜŞMAN OLARAK GÖRMEYİN
AKP VE MHP’Yİ GERİLETMEN OYUNUZA BAĞLIDIR
HDP’lilerin diğer partilileri düşman olarak görmemesini isteyen Demirtaş ancak Ak Parti ile MHP’yi açık olarak hedef alarak CHP – İYİ Parti ittifakının desteklenmesini istedi. Demirtaş, “Hiçbir HDP’li arkadaşım, başka partileri veya partilileri asla düşman olarak görmemelidir. Asgari demokrasi ilkeleri çerçevesinde, birlikte yaşam mücadelesinden vazgeçilmemelidir. AKP ve MHP’yi geriletmek, kullanacağınız oyun etkili bir sonuç doğurmasına bağlıdır. Bu nedenle tüm genç arkadaşlarımı, HDP’nin kararlarının arkasında durmaya davet ediyorum” ifadelerini kullandı.
Edirne F Tipi Cezaevi’nde bulunan HDP’nin önceki dönem eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, T24’ten Şirin Payzın’ın sorularını yanıtladı. Demirtaş’ın yanıtlarından bazıları şöyle:
CHP’YE OY VERİN DEMİYORUZ AK PARTİ İLE MHP’Yİ GERİLETMEK İSTİYORUZ
— Biz CHP veya başka partiye oy verin demiyoruz, faşist bloğu sınırlamak ve geriletmek için oyunuzu stratejik bir amaç için kullanın veya demokrasinin gelişmesine bir şans tanıyın diyoruz. Hiçbir HDP’li arkadaşım, başka partileri veya partilileri asla düşman olarak görmemelidir. Asgari demokrasi ilkeleri çerçevesinde, birlikte yaşam mücadelesinden vazgeçilmemelidir. AKP ve MHP’yi geriletmek, kullanacağınız oyun etkili bir sonuç doğurmasına bağlıdır. Bu nedenle tüm genç arkadaşlarımı, HDP’nin kararlarının arkasında durmaya davet ediyorum. Bunu da bir yukarıdan gelen talimat gibi anlamak yerine, tüm siyasal gelişmeleri ve olasılıkları göz önünde bulundurarak tartışa tartışa içselleştirmelerini diliyorum.
DEVLET BAHÇELİ SIKI YÖNETİM İLE BİZE SALDIRDI
— İktidarın paralı borazanlığını, tetikçiliğini yapmak için her gece kanal kanal dolaşan pespaye tayfanın söylediklerini zerre kadar kale almıyorum. Bunun dışındaki her eleştiriyi anlamaya çalışarak saygıyla karşılıyorum. Elbette her zaman daha iyisi yapılabilirdi, bu benim için de geçerlidir. Fakat hendeklerle ilgili gerçekleri bilmeyenler, bu konuda yanılgılı yorumlar yapıyorlar. Size sadece bir örnek vereyim; Devlet Bahçeli’nin 13 Ekim 2018 tarihinde Hürriyet gazetesinde Ertuğrul Özkök’e verdiği mülakattaki “Güneydoğu’da olaylar başlayınca ben ‘hemen oralarda sıkıyönetim ilan edin’ dedim. Ama sonradan gördüm ki, iyi ki benim o sözümü dinlememişler. Çünkü biz orada o gün komutanlar terörle mücadele ediyor diyorduk, meğer darbe planı yapıyorlarmış. Bir de ellerinde sıkıyönetim yetkisi olsaydı facia olabilirdi” ifadelerine bakın; bu itiraf tarihidir aslında. Kürtlere, yerleşim birimlerine, yaşam alanlarına, orantısız, vahşice saldırının itirafıdır.
— Bunların TBMM’yi bombaladığına inanıyorsunuz da, kameraların giremediği, aylarca sokağa çıkma yasağının sürdüğü Sur’u, Cizre’yi fazladan yakıp yıktıklarına, orada katliam yaptıklarına niye inanmıyorsunuz? Yoksa darbeci de olsa, fazladan bir Kürt öldürmüşse, “eline sağlık” mı deniyor? Kimse o katliamların defterinin kapandığını düşünmesin. Bugün beni ve HDP’yi hendek, barikat diyerek sorumlu gösterebilirler, ama devran dönecek, orada yaşananların tüm hakikatiyle gün yüzüne çıktığını da göreceğiz. Asıl sorumlular mutlaka hesap verecekler. Hukuk hep zalimden yana işlemeyecek elbet.
Cumhurbaşkanı Erdoğan “HDP eşittir PKK” diyor seçim konuşmalarında. Siz Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın —MHP ile ortaklığına rağmen seçim sonrası yeniden bir barış ve diyalog sürecine dönmesini bekler misiniz?
“HDP eşittir PKK” söylemini hiçbir HDP’li kullanmamıştır. Ama Erdoğan ille de “6 milyon oy PKK’ye veriliyor” diyorsa, bunun siyasi sonuçlarını da kendisi hesap etsin. Şu anda ve sonrasında AKPMHP’nin bir barış planı ve arayışı yoktur. En azından bütün olup bitenler bunu gösteriyor. Ama biz zaten AKPMHP bloğuna güvenerek barış mücadelesini yürütmüyoruz. Halka güveniyoruz.
31 Mart sonrasını nasıl okuyorsunuz?
Halkın, AKPMHP’nin savaşçı, baskıcı, otoriter, hukuk tanımayan, rantçı, talancı politikalarına karşı artık dur diyeceği bir süreci 31 Mart seçimlerinde başlatacağını düşünüyorum. Erdoğan, “ya ekmek, ya mermi” diye oy istiyorsa, bütün ezilenler “ekmek”, “yani barış, yani özgürlük, yani huzur istiyoruz” diyerek tercihlerini sandığa yansıtmalıdır. Kürt halkı da kayyum rezaletine karşı en güçlü şekilde HDP adaylarının arkasında duracak ve bu gidişatı değiştirecektir. 31 Mart yeni demokrasi ve barış umutlarını yaratmaya adaydır.”