Z. RUHSAR ŞENOĞLU
DEİK TürkiyeRusya İş Konseyi Başkanı İzzet Ekmekçibaşı, Rusya ile ticaret hacmimizi önce 50 milyar dolarlara, sonra 100 milyar dolarlara çıkarabileceğimizi söyledi. Ukrayna krizinin on gün içinde çözülmesini beklediğini ifade eden Ekmekçibaşı, “Birbirini tamamlayan iki ülkeyiz. Bizde olmayan onlarda, onlarda olmayan bizde var.” dedi.
Ekmekçibaşı, 1989’da Sovyetler Birliği döneminde Soçi şehrine gitmiş, 33 yıldır Rusya ve bağımsız cumhuriyetlerde yatırımlar, ticaret yapan bir iş adamı. Aynı zamanda Avrasya Ülkeleri İş Konseyleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve DEİ̇K Türkiye Özbekistan İş Konseyi Yönetim Kurulu üyesi olan İzzet Ekmekçibaşı, sorularımızı yanıtladı.
‘RUSYA’DAN SERT BİR MÜDAHALE KİMSE BEKLEMİYORDU’
- Ukrayna krizi patladığında Rusya’daydınız, Rus iş çevreleri durumu nasıl değerlendiriyor? Rus ekonomisi sizce yaptırımlara dayanabilecek mi?
Savaştan on gün öncesinde Rusya’daydım, beş gün sonra da Türkiye’ye döndüm. Rusya’nın böyle sert bir müdahalede bulunacağını kimse tahmin etmiyordu. Gerek Rus basınında gerek dünya basınında Putin’in verdiği mesajlar olumluydu, barışçıydı. Bir operasyon başlatılacağını hiç kimse öngörmüyordu. Birinci günün birinci saatinde çok sert girdiler, Ukrayna’nın savaş uçaklarının kalkabileceği bütün havaalanlarını vurdular.
‘RUSYA’DA İŞ ÇEVRELERİ PANİK HALİNDE DEĞİL’
- Ne değişti de Rusya tutum değiştirdi sizce?
ABD’nin tutumu etkili olmuş olabilir. EstonyaLetonyaLitvanya ile başlayacaktı, Avrupa Birliği’ne daha yakın ülkeler olduğu için çok ses getirmeyeceğini düşündüler herhalde.
Tamamen Rusya’nın bir NATO ülkesiyle komşu olmak istememesiyle alakalı bir olay. Rusya’nın da itirazı, “Bahsi geçen bölgeler bizimdi, bir günde, Ukraynalı bir genel sekreterin değişmesiyle biz bunu kaybettik” biçiminde; Huruşov (Kuruşçev) döneminde sınırlar bir günde değişti.
Gelelim sorunuza. Rusya’da iş çevreleri panik halinde değil. Bununla ilgili Kremlin’de iki toplantı yapıldı. Söz sahibi, yetkin iş insanları katıldı. Uzun süren toplantılar zincirine davet edildiler, iki gün sürdü. 25’e yakın Oligark toplantıya girdi, kararlar alındı.
Bankalardan alınacak kredilerin, yatırımların, program dahilinde olan işlerin hiçbiri ertelenmeyecek diye talimat verdi Putin iş insanlarına. Arkanızdayım, panik yapmayın, ben her türlü desteği vereceğim, dedi. İş insanları da panik yapmadılar.
Bu arada gerek Putin gerek Lavrov’un yaptığı açıklamalar bizleri biraz rahatlattı. Türkiye’nin verdiği demeçlere olumsuz tepki vermediler. “Türkiye demeçlerinde haklı olabilir. Biz Türkiye ile Rusya arasında her türlü işbirliğine devam edeceğiz” mesajı verdiler. Bu iyiydi. Düne kadar bu böyleydi. Belarus’taki görüşmelerden henüz haber alamadık. Rusya, görüşmelerin sessiz sedasız yapılması şartı getirdi.
Türk iş insanları da sakin. Bizim de orada bir otel inşaatımız var. Yalnız doların yüzde 30’lara yakın değer kazanması, rublenin değer kaybetmesi, o bir rahatsızlık veriyor. Onunla ilgili, yüzde beş artma veya eksilme durumunda aradaki farkın işveren tarafından ödeneceğiyle ilgili hükümler vardır çoğu Türk firmalarının sözleşmelerinde, bu da rahatlık sağlıyor olabilir.
- Türkiye’deki iş insanlarında tedirginlik var.
Evet, benim söylediğim müteahhitler… Ticaret yapanlar için tedirginlik söz konusu ancak Swift yaptırımı henüz uygulamaya konulmuş değil.
‘TİCARET HACMİMİZİN DÜŞMESİNİ BEKLEMİYORUM’
- Rus bankalarının SWIFT sisteminden çıkarılmasının etkileri, sonuçları ne olur?
Tahminde bulunmak çok zor. Ticaretle ilgili çok büyük bir sıkıntı yaşanacağını zannetmiyorum. 36 milyar dolarla, uçak düşürülmesi olayından önceki pik seviyeye ulaşmıştık Rusya ile dış ticaret hacmimizde. Olası bir anlaşmazlık durumunda TürkiyeRusya ticaret hacminin düşmesini beklemiyorum. Diyelim ki SWIFT problemiyle karşı karşıya kalacak, 2022 yılına 640 milyar dolar rezervle giren bir ülkeden bahsediyoruz. Toplam dış borcu 150 milyar dolar. SWIFT'e bir blokaj gelirse…
- Onu kullanamayacak iddiası var.
O zaman borçlarını da ödemeyecek. Bugün İtalya, Fransa, Avusturya, Japonya, Amerika, Almanya, Hollanda, İsviçre, Britanya ve Kore’ye toplam 120 milyar dolar borcu var. Sistem üzerinden ödeme yapamayacağı için ödeyemeyecek. Bu ülkeler ne kadar dayanabilecek?
- ABD ve AB’nin yaptırımları Türk ekonomisi için fırsatlar yaratır mı?
Bu kadar rezervi olan bir ülke, tedarikini başka bir ülkeden ithalat yaparak sağlayabilir. O ülke Türkiye olabilir.
AB uçuş sahasını kapattı. O zaman Türk Hava Yolları’na kapı açılacak. Zaten mevcut bir kapıydı. 200 dolara bilet bulabiliyordunuz, şimdi 700800 dolarlara geldi.
Gönül ister ki barış ortamı sağlansın, biz de normal yollardan ticaretimizi sürdürelim.
‘TİCARET HACMİMİZİ 100 MİLYAR DOLARA ÇIKARALIM’
- Yaptırım şartlarında hangi sektörlerde ne tür fırsatlar doğabilir? Türkiye ne yaparsa bu süreçten kazançlı çıkabilir ya da kazançlı çıkması neye bağlı?
Şu anda Rusya’ya bizim gıda sektöründe ihracatımız çok fazla değil, artabilir. Yan sanayiyle ilgili var olan ihracatımız ikiye, üçe katlanabilir. Bununla ilgili gerçekten çok iyi bir altyapıya sahibiz. Direksiyon simidinden tutun da filtresine kadar Avrupa’dan temin ettikleri, Avrupa’nın ambargo uygulayacağı bir ortamda, o kalitede ürün sağlayabileceği en yakın komşusu Türkiye. Bunları Türkiye’den alacaktır. Gıdada da Rusya kendi kendine yeten bir ülke değil.
Olası bir Swift sorununda da Türkiye’nin iki, üç bankasının orada şubesi var. Onlar aracılığıyla ihracatımızın artması söz konusu olabilir. Bizim satacağımız ürün var. Doğabilecek başka ihtiyaçların satışı da Türkiye üzerinden gerçekleşebilir.
Bugün itibariyle oto yan sanayi, yedek parçalar, vitrifiye, inşaat malzemeleri, gıda. Bunlar şu an itibariyle ihracatımızda payı olan ürünler. Bunlar miktar olarak artacaktır. Ambargoların ne kadar süreceği de önemli. Barış on gün sonra gelirse biz normal ticaret hacmimizi, yüzde 12 artırarak, eksilterek sürdürürüz. Amerika ve AB’nin koymayı düşündüğü, kısmen koyduğu ambargolar da sürecektir, sürdüğünde de yeni fırsatlar doğacaktır.
Ticaret hacmimizin önce 50 milyar dolarlara, sonra 100 milyar dolarlara çıkmasını istiyoruz. Birbirini tamamlayan iki ülkeyiz. Bizde olmayan onlarda, onlarda olmayan bizde var.
- Ambargolar Rusya’nın Batı’ya karşı güven kaybetmesine de yol açtı. Rusya, ambargo bitse bile Türkiye’yi tercih edebilir mi?
İlk günden beri Türkiye’nin duruşuyla ilgili, Cumhurbaşkanımızın, diğer kurumlarımızın verdikleri demeçlerle ilgili bir rahatsızlık göstermediler. Türkiye ile her türlü ilişkiyi, ticareti devam ettireceklerini her fırsatta dile getiriyorlar. Biliyorsunuz Kırım müdahalesinde böyle değildi. Şimdi Türkiye’ye pozitif mesajlar veriyorlar. Ukrayna da rahatsız değil izlenen siyasetten.
‘ON GÜN İÇİNDE SORUN ÇÖZÜLÜR’
- Ukrayna krizi eski Sovyet cumhuriyetleri ile, Türk cumhuriyetleriyle ilişkilerimizi de etkiler mi?
Türkiye’nin Rusya ile ilişkileri ne kadar iyiyse dağılan Sovyetler Birliği cumhuriyetleriyle, özellikle Türk cumhuriyetleriyle ilişkileri de o kadar iyi olur. O bölgedeki ilişkilerimiz, Rusya ile ilişkilerimize bağlı, endeks odur.
Ruslar, Ukrayna’da uyguladıkları operasyonla ilgili diğer cumhuriyetlerle de görüşüyorlar. Azerbaycan’la, Belarusya’yla olumlu mesajlar veriyorlar. Operasyonun bir bölümü Belarus üzerinden oldu. Kazakistan’daki durumu biliyorsunuz zaten, bu olaylar daha önce orada görüldü. Türk cumhuriyetlerinde bir tedirginlik var mı, var. Herkes beklemede.
On gün içinde durum netleşir, ben daha fazla uzayacağını zannetmiyorum. Uzaması dünyaya zarar, sadece Rusya’ya değil. “Benim döviz rezervlerim var, her türlü doğal kaynağım var, nükleer başlıklı füzelerim var” diyor, bunu bütün dünya da biliyor; bir şekilde ortak paydada anlaşacaklar.
- O payda ne olabilir, Ukrayna zeminine nasıl yansır?
Sayın Putin konuyu kısmen dile getirdi. Birinci şartı, Ukrayna’nın NATO’ya dahil olmaması. Bu kabul edilirse diğerlerini oturur, görüşürüz diyorlar.
Sovyetler Birliği dağılmadan önce, Ukrayna’nın büyük bölümü Rusya toprağıydı. İki kardeş ülke, bir şekilde anlaşırlar. Rusya’nın sıkıntısı, bir NATO ülkesiyle komşu olmak. Ukrayna “NATO’ya üye olmayacağız” mesajı verirse, diğer konular çözülür. AB’ye üye olabilir. Türkiye devreye girebilir.
‘DOSTLUĞUMUZUN SİMGESİAKKUYU SANTRALİ’
“Ben, TürkiyeRusya ilişkilerinin gidişatına sembol olabilecek bir projeden bahsetmek istiyorum. Tek kalemde, Türkiye’de yapılan en büyük proje, Rusların Akkuyu’daki nükleer enerji santrali işi. Çok şükür Akkuyu Nükleer Enerji Santrali işlerinde bir geri çekilme, vazgeçme yok. Bu bizi çok rahatlatıyor. En kritik projelerden biri bu. Tersine Akkuyu’da tempo biraz daha artırılmış durumda. Olumlu mesajlar veriliyor. Hiçbir olumsuz durum söz konusu değil. Zamanlama, tematik ilerleme seyrinde gidiyor.”
“2223 milyar dolarlık bir proje. Dört reaktörün temelleri atılmış, bir ve iki numaralı reaktörlerin kabası bitmek üzere.”
“Biz bu yatırıma çok değer veriyoruz. DEİK TürkRus İş Konseyi Başkanı olarak, bu projenin ilişkilerimizi çok daha ilerilere taşıyacağını düşünüyorum.”
‘AYNI BİLGİYİ HÜKÜMETE VERDİM’
- İş insanı ve DEİK TürkiyeRusya İş Konseyi Başkanı olarak Türk Hükümetiyle, ekonomi yönetimiyle diyalog halinde misiniz? Hükümetten beklentiniz nedir? Ne önlemler alınıyor? DEİK olarak girişimleriniz oldu mu?
İki gün önce Ticaret Bakanımız Mehmet Muş Bey’le, ben Moskova’dayken telefonda görüşme fırsatım oldu. DEİK’i ziyaret etmişlerdi. Bürokratlarıyla toplantı halindeyken ben bağlandım. Aynı bilgiyi verdim. Türkiye’nin RusyaUkrayna savaşıyla ilgili verdiği mesajlara negatif tepki göstermiyorlar. Bu çok önemli. Her fırsatta pozitif mesajlar veriyorlar.
- Ekonomi yönetiminden bir talebiniz var mı?
Gelişmeler o kadar yeni ki, hangi sorunlarla karşılaşabileceğimizi dahi bilemiyoruz. Ancak eski talepler gündeme geliyor, Türk TIR’larının lisansları gibi, onlar de zaten Sayın Bakanımızın gündeminde. Rusya, Türkiye’yi kaybetmek de istemiyor. Akkuyu’da tempoyu artırmaları, niyetlerinin ne kadar pozitif olduğunun bir göstergesi. Dolardaki yükseliş önemli bir sorun. Alınan kredilerin faizlerinin artmaması, ödenmemiş krediler için ceza uygulanmaması önemli, bunları talep etti yönetim. Yatırımların da full devam edeceğini düşünüyorum Rusya’da. Müteahhitlik işlerini en çok yapan Türk firmaları. Bir iş kaybı olmayacak.
‘TÜRKİYE’NİN YAPTIĞININ BENZERİNİ YAPIYOR’
“AB ve ABD hep şunu yapacağız, bunu yapacağız diyerek Ukrayna’yı belli bir havaya soktu. Ukrayna da vermiş olduğu demeçlerle Rusya’nın bu operasyonu yapmasını hızlandırdı. Ben Ukrayna’nın yöneticisi olsam böyle davranmazdım. Sovyetler Birliği’nin iki önemli ülkesi, bir şekilde anlaşmalıydı.”
“Türkiye de Rusya ile aynı taktiği uyguluyor. Türkiye, sınırlarında hiç istemediği bir ülkenin oluşmasını ister mi? Bizim Güney’de verdiğimiz mücadele bunun bir benzeri.”
- Türkiye’nin “İsrail Koridoruna” karşı yaptığı operasyonları kastediyorsunuz değil mi?
“Evet… Bunun bire bir benzeri olmasa bile Ukrayna’nın bir NATO ülkesi olarak orada bulunması tabii ki rahatsız eder. Daha barışçı adımlar atabilir, Ukrayna AB’ye girebilirdi. Ama NATO devreye girince, Rusya, Sovyetler Birliği sınırlarını kabul ederim, dedi.”
Aydınlık