NATO üyesi 21 ülke ile NATO üyesi olmayan BosnaHersek, Kosova, Moldavya, Ukrayna ve Gürcistan katılımı ile Defender Europe 21 tatbikatı 4 Mayıs’ta fiilen başladı. 14 Haziran’a kadar sürecek tatbikata 28 bin asker katılıyor. Bu tatbikat, NATO’nun her yıl yaptığı planlı tatbikatlardan biri olmakla beraber bu yıl katılımlar ve kapsam olarak son 25 yılın en büyük tatbikatı olma özelliğini taşımaktadır.

Tatbikatın adına bakıldığında Avrupa’nın savunması tatbikatıdır. Tatbikat merkezi Balkanlar gibiymiş gibi görünmekle beraber Alaska’da ve Baltık Denizinde de devam edecektir. Tatbikata her zaman olduğu gibi NATO’ya en çok asker ve silah desteği sağlayan ABD’nin EUCOM ( Avrupa Müttefik Kuvvetler Komutanı) ve Aynı zamanda da SACEUR (Müttefik Kuvvetler Komutanı) Org.Tod. D.Wolters komuta edecektir.

Öte yandan 3 Mayıs 2021 günü Pentagon sözcüsü John F. Kirbay basına verdiği brifingde Hawai’de konuşlu ABD Hind Pasifik Müttefik Kuvvet Komutanlığı'nın (İNDOPACOM) da tatbikata Alaska kıyılarında “Kuzey Kıyı Tatbikatı” 15 bin asker 240 uçakla katılacağını açıkladıktan sonra bu komutanlık bünyesinde oluşturulan Çin Özel Görev Kuvveti Komutanlığından övgüyle bahsetmiş olması dikkat çekicidir. Ayrıca bir soru üzerine 30 Nisan'da göreve başlayan İNDOPACOM komutanı Amiral John C.Aquilion’un en kısa sürede Tokyo ve Seul’ü ziyaret ederek bölgedeki müttefikliği güçlendireceğine değinmiştir.

Bu girişimleriyle ABD, NATO gücünü kullanarak Yalnızca Rusya’yı değil Çin’i de hedef alarak dünyayı yeniden iki kutba ve soğuk savaş ortamına doğru yönlendirilmektedir.

PEKİ TÜRKİYE NEREDEDİR?

Aslında bu sorunun cevabı son 6 yıldır giderek belirlenen ve artık kendini gizleyemeyen ABD’nin Türkiye’ye karşı aldığı düşmanca tavırlarla kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.

Türkiye, NATO üyesi ama NATO’nun patronu ABD'nin de stratejik düşmanı. Bu tatbikat ve gövde gösterileri kime karşı? Türkiye’ye düşmanlık beslemeyen tarihin ve coğrafyanın getirdiği şartlarla “ Gün bugündür durum bu durumdur” stratejik bakış açışıyla doğal müttefikimiz Rusya’ya karşıdır. Bu yönü le ciddi bir ikilem olmakla beraber Türkiye’nin 3'ncü Kolordu ve 66'ncı Zırhlı Mekanize Tugayı ile NATO’nun Çok Yüksek Hazırlık Seviyeli Müşterek Görev Gücü (VJTF) olarak tatbikatta görev alması açısından son derece önemlidir ve 15 Temmuz 2016 dan sonra kan kaybettiği gözüyle bakılan Türk Ordusunun gücünü göstermesi açısından bir fırsat olacaktır.

Tatbikatı yönetecek Org.Tod.D Wolters in açıklamalarında tatbikatta Estonya Bulgaristan ve Romanya’da atışlı eğitimler ve özellikle de hava füze savunma sistemi denecektir denilmektedir. Hava füze savunma denilince sistemin iki ana unsurundan birisi Kürecik Radarı diğeri de füze önleyici füzelerinin konuşlu olduğu Romanya'nın güneyindeki Deveselu füze üssü akla gelir. Özellikle Kürecik Radarının önemi açısından bu konuyu biraz açmakta fayda var.

2010 yılında Lizbon’da yapılan NATO zirvesinde, balistik ve seyir füzelerine karşı Avrupa’nın da korumasını sağlayacak, ABD milli füze savunma sistemi ile entegre çalışabilecek bir füze savunma sisteminin kurulmasına karar alındı. Bu sisteminin en önemli unsuru olan AN/TPY2 erken ihbar ve tespit radarı Şubat 2012’te ABD tarafından Kürecik’te kuruldu. Anılan radar oldukça uzun menzil ve yüksek irtifa gözetleme yeteneği ile İran ve Kafkaslar ile Rusya’nın güneyine kadar gözetleme yeteneğine sahiptir. Sistemin görünürdeki görevi İran’dan Türkiye’ye veya Avrupa’ya atılacak nükleer başlıklı balistik füzelerin hedefe varmadan atmosfere girmeden imhası. Ancak sistemin kamuoyundan gizlenen asli görevi İran’dan atılacak balistik veya diğer füzelere karşı İsrail’i korumaktır. Teknik detaylara girmeden kısaca açıklayalım.

İran tarafından Türkiye’ye bir balistik füze atıldığında Kürecik Radarı bu füzeyi görüyor ve Almanya’da bulunan NATO’ nun Ramstein Hava Komuta Merkezine iletiyor. Orada düşman olarak tespit edilen füzenin önlenmesi için yukarıda da yazdığım Romanya’nın güneyindeki Deveselu füze üssüne ateş emri veriliyor. İran’dan Türkiye’ye atılan bir füzenin önlenmesi için geçen süre kabaca 78 dakikadır ve bu süre içerisinde füze Trakya’ya ulaşmaktadır. Yani Ankara ve İstanbul’u hedef almış ise geçmiş olsun, koruyamıyor. Ancak İran’dan atılan aynı füze İsrail’e yönelmiş ise Küreciğin İsrail’e aktardığı iz sayesinde İsrail’in kendisinde bulunan füze önleme sistemleri harekete geçerek füzeyi İsrail sınırına girmeden vuruyor.Bölgede İsrail için en büyük tehdit olan İran’a karşı İsrail korunmuş oluyor. Dahası var geçiniz İran’ı Suriye’den dahi İsrail’e yönelen füze ve roket tehditleri yine Küreciğin iz aktarması ile önlenebilmektedir. Bu konuda İsrail yetkililerinin açıklamalarına sıklıkla şahit oluyoruz.

Org.Wolters in de açıkladığından yola çıkıldığında Kürecik Radarının tatbikat dışı kalması söz konusu olamaz. Küreciğin mevcut iz aktarma ve Romanya’dan yapılacak Füze önlemesi Türkiye’yi koruyamadığı aslen İsrail’e hizmet verdiği bu tatbikatla bir kez daha görülecektir. Bu fırsat iyi değerlendirilerek Kürecik Radarının NATO ‘ya kapatılması gündeme getirilmeli, Türkiye düşmanlarını Türkiye topraklarından korunmasına son verilmelidir.

Ayrıca Kürecik Radarının NATO ya kapatılması ile başta İran olmak üzere Suriye ve Rusya ile stratejik müttefikliğe giden yoldaki bir pürüz kaldırılmış olacaktır.

Sonuç olarak Defender Aeurop 21 Türkiye için iki fırsatı ortaya koymaktadır. Birincisi 3'ncü Kolordumuza ve 66'ncı Mekanize Piyade Tugayımıza verilen önemli görev vasıtasıyla Türk Ordusunun gücünün gösterilerek bölgede karşımıza konulan şer güçlere karşı caydırıcılığın sağlanması, ikinci olarak da bu fırsatı değerlendirerek Kürecik’in NATO’ kapatılması olmalıdır.