Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Uluslararası Ombudsmanlık Konferansı'na katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya ile Ukrayna arasında yaralı koridoru açılmasına öncülük edebileceklerini belirterek, "Şeref bey bir teklifte bulundu; özellikle yaralılar için de bir koridorun açılması. Biz buna varız. Sadece RusyaUkrayna değil, aynı şekilde Suriye'den, Azerbaycan'dan, Libya'dan, yaralıları getirmek suretiyle hastaneleri getirip tedavilerini yaptırıp geri döndürüyoruz. Bundan sonraki süreçte de bunları yapmaya devam edeceğiz." ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne, milletin evine hepiniz hoş geldiniz. Kamu denetçiliği kurumumuz tarafından düzenlenen konferansın hayırlı vesile olmasını diliyorum. Tüm katılımcılara şimdiden teşekkür ediyorum. Kamu denetçiliği kurumumuza bu anlamlı programa vesile oldukları için tebriklerimi sunuyorum.

VAHİM BİR TABLOYLA KARŞI KARŞIYAYIZ

Bu nefret iklimini körüklediklerine şahit oluyoruz. Milyonlarca Müslümanın temel özgürlüklerinin ayaklar altına alındığı, inançlarının bir tehdit kaynağı olarak gösterildiği vahim bir tabloyla karşı karşıyayız. Kimi zaman medya kimi zaman siyasetçiler tarafından ötekileştirilen bu toplumlar için giderek zorlaşıyor. Hemen her gün gazetecilerde bir şiddet eyleminin haberini okuyoruz. Göçmenlere ve yabancılara yönelik nefret suçları ya görmezden geliniyor ya da örtbas ediliyor. Kendi güvenlik ve refahları dışında hiçbir şeyi önemseyenlerin çifte standartları artık örtülemeyecek hale gelmiştir.

NATO ÜLKELERİNİN BAZILARI HAYDUTLARIN SIĞINAĞI HALİNE DÖNMÜŞTÜR

Benzer bir durum doğrudan insanımızın hayatına kıymış, terör eyleminde bulunmuş teröristler için de geçerlidir. Yaşam hakkına kast eden eli kanlı caniler, korunmakta, hiçbir hukuki tahkikata uğramadan hayatlarını özgürce sürdürebilmektedir. Bugün NATO'da veya BM çatısı altında beraber olduğumuz bazı ülkeler, haydutların sığınağı haline dönüşmüştür. Terör suçlularının hesap vermesi hususunda maalesef hiçbir çaba harcanmıyor. Meclisimizi ve Cumhurbaşkanlığı binasını bombalayan FETÖ elebaşı ABD'den örgütünü yönetmeye devam edebiliyor. PKK militanları Avrupa'nın göbeğinde protesto düzenleyip vatandaşlarımıza saldırabiliyor. Paris'te yaşanan hadiseler bunun en son örneğini teşkil etmiştir. Saldırılarını özellikle işindeki, gücümüzdeki insanımıza kast etmeye kadar götürmüşlerdir. Bu olayların terörle mücadelede yeni bir dönemi başlatmasını ümit ediyorum.

GEÇ KALDIKLARI HER GÜN TEHLİKE DAHA DA BÜYÜYECEK

Avrupa'da yuvalanan terör yandaşlarına karşı tedbir almakta geç kaldıkları her gün tehlike daha da büyüyecek, kanser hücresi gibi bünyeyi saracaktır.

Türkiye örnek bir duruş sergilemektedir. Çatışma bölgelerinden kaçan 4 milyonu aşkın mazlum ve mağdura biz kucak açtık. Kapımıza gelip ülkemize sığınan kimseyi zorla geri göndermedik. Kobanili Kürtlere, Suriye'nin diğer bölgelerindeki Arap kardeşlerimize de sahip çıktı. Kimsenin inancına, kökenine bakmadık. Suriye'nin kuzeyindeki güvenlik ortamı iyileştikçe ülkemizdeki Suriyelilerin evlerine dönüşleri hızlanmaktadır. Şu anda briket evler yapmaya başladık, insanca yaşamalarını sağlayalım istedik. Kar, kışta çadırlardan bu insanları kurtaralım istedik. Briket evlere yerleştirerek insani bir yaşam şeklini onlara hazırlayalım istedik. 550 bin sığınmacı geri dönmüştür. Türkiye, Rusya ve Suriye olarak bir süredir yürüttüğümüz diplomatik temaslar meyvesini verdikçe bu sayılar daha da artacaktır. Biz kardeşlik, komşuluk ve insanlık görevimizi yerine getirmeyi sürdüreceğiz. 

ZULMU REVA GÖRENLER HAKKINDA ADIM ATILMIYOR

Onca görüntüye, şahide rağmen göçmenlere zulmü reva görenler hakkında maalesef hiçbir adım atılmıyor. Biz insan haklarını sözde değil, elimizi taşın altına koyarak savunmaya devam ediyoruz ve devam edeceğiz. Aynı ilkeli tutumla diğer alanlarla da çalışmaya devam ediyoruz. Karadeniz üzerinden tahıl koridorunu ve esir takası anlaşmasını hayata geçirmek suretiyle milyarlarca insanının hayatını etkileyen gıda ve enerji krizinin çözümüne katkı sağlıyoruz.

RUSYA İLE UKRAYNA ARASINDA YARALI KORİDORU

Sayın Putin'in biz tahılı gönderebiliriz, sizler de bunun nakliyesini yapıyorsunuz. Biz de nakliyesini yaparız dedik. Bir şart koştu; durumu iyi olan Avrupa ülkelerine değil fakir Afrika ülkelerine bunu gönderelim dedi. Ben de bu teklifi kabul ettim, biz de bunları un fabrikalarımızda una çevireceğiz ve çuvallara doldurarak fakir Avrupa ülkelerine bunları göndermeye biz de varız dedik, süreci başlattık. Şeref bey bir teklifte bulundu; özellikle yaralılar için de bir koridorun açılması. Biz buna varız. Sadece RusyaUkrayna değil, aynı şekilde Suriye'den, Azerbaycan'dan, Libya'dan, yaralıları getirmek suretiyle hastaneleri getirip tedavilerini yaptırıp geri döndürüyoruz. Bundan sonraki süreçte de bunları yapmaya devam edeceğiz.

ANAYASA TEKLİFİNİ MECLİS'E SUNDUK

Sessiz devrimlerle her kesimden vatandaşımızın insan haklarıyla ilgili taleplerini yerine getirdik. Kadınlarımızın başörtüsüyle ilgili anayasa teklifini Meclis'e sunduk. Afganistan'da son dönemdeki başörtülü kızların okullarda okutulmasını engelleme anlayışını gayri insani ve gayri İslami buluyoruz. Bir defa bizim dinimizde böyle bir şey yok. Bu kızlar buralarda eğitimöğretimini almalıdır. Kimse bize İslam'la bize tanımlamasın. İslam böyle bir şeyi kabul etmiyor, tam aksine ilmi tahsis edin diyen bir dinin mensuplarıyız. Bu işin takipçisiyiz, takipçisi olacağız. Bu düzenlemeyle acı hatıralarımızın olduğu kıyafet meselesini kesin ve kalıcı bir çözüme kavuşturmayı hedefliyoruz. Bu önemli teklif konusunda Meclisimizin gerekli adımı atacağına inanıyorum. Son sözü milli irade söyleyecek, son kararı milletimizin kendisi verecektir. Hangi siyasi partiden olursa olsun hiçbir milletvekilimizin sorumluluktan kaçarak böyle bir vebalin altına girmeyeceğini düşünüyorum. 

Ülkeyi yönetme sorumluluğunu yönetirken kendimize insanı yaşat ki devlet yaşasın düsturunu ilke edindik. Ülkemizde tüm vatandaşlarına eşit davranan, kuşatıcı, özgürlükçü bir devlet anlayışını hakim kıldık.  

YARGININ YÜKÜNÜ DE HAFİFLETİYOR

Meclisimizi güçlendirmek için oluşturduğumuz yapılardan birisi de kamu denetçiliği kurumumuzdur. 10 yıldır devlet ile vatandaşının kucaklaşmasının sembolü olarak görevini başarıyla ifa ediyor. Kamu denetçiliği kurumumuz yargının yükünü de hafifletiyor. Devlet ile vatandaşı arasındaki güven ilişkisini tahkim eden kurumumuz bir hak arama vazifesini yerine getirmektedir. 207 binin üzerinde başvuru alan, bunların 75 bini için tavsiye kararı veren kurumumuz yaklaşık 1 milyon kişiye de hizmet sunmuştur. Kurumumuz tüm gençlerimize, muhtarlıklarımızdan belediyelerimize tüm kurumlarımıza ulaşıyor.

Özellikle devlet sistemimizdeki kurumlarımızın kamu denetçiliğimizden gelen tavsiyelere uyma oranı yüzde 80'e ulaşmıştır. Kamu denetçiliği kurumumuzun dünyadaki diğer ombudsmanlıkla kurduğu ilişkiyi de takip ediyoruz. Konferans çerçevesinde ortaya koyacağınız kıymetli fikirlerin yeni ufuklar oluşturacağına inanıyorum. Konferansın başarılı geçmesini diliyor, kamu denetçiliği kurumumuzu tekrar tebrik ediyorum.